1.BÖLÜM "TEKLİF"

356 29 5
                                    

Bu karakterleri çok sevdim..

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
***

"Boran?" önündeki bilgisayara bakarak bana seslenen normalde arkadaşım ama iş ortamında menajerim olan Cemre'ye baktım. Şu an oynadığım film sonrası girdiğim uzun tatilin sonrasında gelen iş tekliflerine göz gezdiriyorduk. "Ne oldu?"

Bilgisayar ekranına bakarak gözlerini kısıp iyice ekrana doğru eğildi. "Bir dizi teklifi var." diye mırıldandığında gözlerimi devirdim. "Biz de başka bir şeye bakıyorduk sanıyordum Cemre." diye alayla söylendiğimde başını kaldırdı. "Dalga geçme." sinirle elindeki kalemi göstererek söylendiğinde ona güldüm.

Geçiştirir gibi konuşarak "Hadi söyle konusu neymiş?" diye sordum.

Sesini yükseltip özet geçmeye başladı. "Eşcinsel bir diziymiş." dediğinde kaşlarım çatıldı. "İşin garip yanı eğer kabul edersen konusunu açıklayacaklarmış." iyice meraklanmıştım. "Diğer partnerlerin ismi yazıyor mu?" diye sorduğumda sesimdeki merak tınısı duymuştu.

Gülümseyerek göz kırptı, "Hazır mısın?" diye sordu. Başımı sallayarak ona sessiz bir yanıt verdim.   "Levent Öztürk'e teklif gitmiş." dediğinde kaşlarım havalandı.

Hadi canım!

Dalga mı geçiyorlardı?

Levent Öztürk.. Filmlerimiz aynı gün içerisinde yayımlanmıştı. Yayınlandığı sıralarda iki filmde çok ses getirmiş ve filmler arasında saçma bir gişe yarışı yapılmıştı. Bu yüzden ödül gecelerinde hep birlikte aday gösterildiğimiz için kendisini yakinen tanıyordum.

Çok yakışıklı bir adamdı. Her zaman düzgün olan saçları, uzun boyu, heybetli vücudu, sakalları, keskin yüz hatlarıyla tam ağız sulandırıcıydı.

Yanında her ne kadar profesyonelliğimi göstermeye çalışıp onu tanımıyormuş gibi davransam da içten içe adamı gördüğümde içimden sessiz çığlıklar atıyor, kendimden geçiyordum.

Ben eşcinseldim ve işim gereği bunu gizlemek zorundaydım.  Ve yönelimimi bilen tek kişi Cemreydi. Böyle bir teklifi görüp, hem de Levent'in de başrol adayı olduğunu görünce bana bildirmekten kaçınmamıştı.

"Ne zaman gelmiş?" diye kaşlarım havada tarihini sorguladığımda tekrardan ekranına eğildi ve "Üç hafta önce." diye mırıldandı. Başımı sallayarak yerimden kalktım. "Ara ve görüşmek istediğimi söyle." dediğimde o da sevinçle ayağa kalktı.

İş telefonunu alıp daha rahat konuşmak için dışarıya çıktığında bende telefonumu alıp sosyal medya hesaplarıma sırayla göz gezdirmeye başladım. Bildirim kısmında yine yüzbinlerce etiketlenme, beğeni ve takipçi geldiğini görünce bunun detaylarına bakmadım.

Mesaj isteklerine bakmak daha çok hoşuma gidiyordu.

En üstteki mesaj isteğine tıkladığımda bu kişinin benim adımla açtığı hesabını gördüm. Hesabın adını görünce gülümsedim. Bu kız sürekli kimin beni takip etmeye başladığını bana haber veriyordu.

boranıngelecektekikarisiyim: BORAN

boranıngelecektekikarisiyim: NİCKİ MİNAJ SENİ TAKİP ETMEYE BAŞLAMIŞ

boranıngelecektekikarisiyim: SEN HALA HAVUZA GİRMEYE DEVAM ET

Aslında buna şaşırmamıştım çünkü filmimiz uluslararası ödüllere de aday gösterilmiş, küçüklüğümde, ergenliğimde hayran olduğum kişilerle tanışmış İnstagramdan takipleşmeye başlamıştım.

Hemen Nicki Minaj'ın ismini arama motoruna yazarak takip ettiği kişilere girdim. En başta kendimi gördüğümde hemen geri takip yaptım. Bunun heyecanıyla ofis'i çekip paylaştım.

Çok şükür işimizin başındaydık.

Önümdeki bilgisayardan da açtığım yan hesabımın arama mortuna Levent'in adını yazdım. Çok bir şey paylaşmazdı. Ancak hikaye atmıştı. Hikayesini açıp durdurdum. Menajeri Cenk onu hikayesine atmıştı. Ve altına "İşinin başında." yazmıştı.

Ne tesadüf...

Saçları önüne düşmüş, önündeki tablet diye tahmin ettiğim ekranı inceliyordu. Beyaz gömleğinin sardığı kaslarını görünce heyecanlanmıştım.

Ben bu adamla dizi de oynayabilirdim ulan. 

Sertçe kapı açıldığında içeriye hızlıca giren Cemre'ye döndüm. Yüzündeki gülümseme öyle büyüktü ki, otuz iki tanesini rahatça görebiliyordum. Başımı ne oldu dercesine salladığımda kahkaha attı.

"Yarın görüşmeye gidiyoruz ve... hazır mısın?" diye sorduğunda ortamda yarattığı hava ile dudaklarımı dişlerimin arasına alarak başımı salladım. "Levent'in menajeri Cenk'te görüşmeyi kabul etmiş."

Hassiktir.

Mal gibi bir süre ona baktıktan sonra bir şeyler rayına oturmuştu. Koltuğumdan kalkıp zıplamaya başladım. O da kahkaha atarak bana sarıldığında birlikte birkaç kez zıpladık.

Sonra ayrılıp her zaman sevindiğimizde yaptığımız gibi saçma figürlerle dans etmeye başladık. "Artık rahatça yaşayabileceğin bir dizide oynayacaksın." diye bağırdığında heyecanla ellerimi çırptım.

İnanıyordum, bu dizi çok güzel olacaktı.

***

Bölüm hakkında düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz.

KAMERA ARKASI -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin