En güzel takımını giyip en güzel kokuları sıkıp mükemmel bir özenle hazırlanmıştı, eline özenle yaptırdığı lotus buketini aldı. Korumaya falan gerek duymadı, arabasına bindi sadece ikisine ait o özel yere ilerledi.
İçi kıpır kıpırdı, kocaman adam gülmeden duramayordu, dünya güzelini dünya gözüyle görecekti. İstediği kadar sarılıp kokusunu içine çekecekti. O çıldırmasında kim çıldırsın.
Arabayla buluşma yerine vardığında aynada kendini kontrol etti, kendine çeki düzen verdi. O kadar heyecanlıydı ki avuç içleri terlemişti.
Güneş batmaya başlamıştı, aptal balığın en sevdiği saatler diye aklından geçirdi. Düşünceleri tekrar dudaklarında masum tebessüm yaratırken elindeki çiçekle beklemeye başladı. Böyle hissetmesi normal miydi? Kafayı yiyecek kadar mutluydu şuan hayatındaki tek eksiklik dolacaktı. Eğer sevgili olurlarsa onu anne babası ile tanıştırırdı. Hatta onu birlikte yaşamayı teklif ederdi ve o lanet babasının hayatını kaydırmak istiyordu. Aptal balığına yaptığı her şeyi ona yapmak istiyordu.
Tam kendi ağzı ile hiçbir zaman söylememişti ama ailesinin ona iğrenç davrandığını biliyordu. Damarları ailesine karşı büyük bir kin ve nefretle doldu onun aptal balığına uzanan her eli kırardı.
Farketmeden çattığı kaşları ailesine yapacağı planlar beyninde belirlerken o hayranlık beslediği naif ses doldurdu etrafını
"Ahjussi" Minhonun arkasından gelen bu ses anlık bir duraksamasına sebep oldu. Kalbi göğsünü parçalayacaktı resmen, kulakları uğuldadı nefesi kesildi eli ayağı boşaldı ama son gücü ile ona döndü.
Batan güneşin kızıllığı arkasında parıl parıl parlarken, ona doğru minik minik adımlayan kişiye baktı. Kıvır kıvır saçları iki yanına düşmüş, kocaman gözleri parlarken, tatlı yanakları gerginlikle gülümsüyordu. Bir eli kolunda utangaç bir tavırla ona doğru adımlarken Minho bayılmamak için elini arabasının kapısına yasladı. Bu çocuk kendine nasıl çirkin derdi? O dünya güzeliydi, kainat güzeliydi o Minhonun güzeliydi.
Nutku tutulmuş Minho karşısında duran çocuğa baktı, nefes almayı unutmuştu dünya onun için şuan durmuştu. Kokusu etrafını sarıp sarmalarken Minho için huzur buydu. Minho için huzur demek aptal balığı demekti.
"Çok mu çirkinim?" Donmuş olan ahjussi onu böyle karşılayınca Jisung onu çirkin bulduğunu sandı ama şuan Minho onun güzelliği için tanrıya şükretmekle meşguldü.
Minho anında başını iki yana salladı aralarında bir adımdan az bir mesafe bırakarak karşısında durdu
"Dünya güzelisin, neden kendine çirkin diyorsun? Ben burada kafayı yiyorum sen hala kendine çirkin diyorsun. Sen çirkin olamazsın sen çok güzelsin kafayı yiyeceğim neden bu kadar güzelsin?" Tek bir solukla ağzından hızla çıkan kelimeler ile Jisung utandı. Bakışları yere eğildi
"Utandırma beni ahjussi" dedi bir eli diğer kolunu yavaş yavaş ovuyordu. Utanıyordu ama ilgisi hoşuna gitmişti en azından çirkin bulmadı diye kendine temkinler veriyordu. İkisi tekrar göz göze geldi kimse ne yapacağını bilmiyordu. Aradaki sessiz muhabbeti arabadaki bulut miyavlayarak bozdu
"Bulut" Jisung heyecanla arabadaki kediyi çıkardı kucağında sevmeye başladı. Minho ise onu pür dikkat izledi. Bi on dakika sonra ikisininde utangaçlığı gitti. Jisung bıcır bıcır konuştu Minho onu tebessümle izledi. İki saatin ardından kararan havada Jisung Minhonun kucağında yer edinmiş saçlarını okşayan, ona sıkı sıkı sarılan ve ellerine öpücükler konduran adamın kucağında mayışmıştı. Bir eli Minhonun elimde diğer eli ise kucağındaki bulutun tüylerini okşuyordu. Minho görünürde olan bütün yaralarını öpmüştü. Yaralarından bahsederken Jisung oldukça sakin olsada Minho mahvolmuştu ama birşey belli etmemişti. Hala konuşuyordu ama uykusu ağır bastırıyordu şuan ve gözleri kapanıp duruyordu
"Uykum geldi ahjussi" dedi mırıldanarak, ahjussinin sıcacık gövdesine daha da sokuldu
"Uyu tatlı yanak" dedi Minho ve yanağını baş parmağı ile okşadı
"İyi geceler şapşal ahjussi" dedi Jisung esneyerek
"Geceler seninle iyi oldu aptal balık" dedi Minho huzurla.
Minho kucağındaki bebeği ile o geceyi büyük bir huzurla geçirdi ve Jisung o gece ilk defa korkunç bir kabusla uyanmadı. Ahjussi onun güvenli yeriydi onunlayken kötü olan hiçbir şey pna dokunamazdı. Minho izin vermezdi.
———
Tanisti bunlarAhjussinin enayilik halis mi resmen askindan kafayi yicek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurt a little kid
Fanficİlk önce duvarlarına çiçekler çizmişti Minho, onun sevmediği o duvara çiçekler çizmiş ardından oluşan çatlaktan usul usul ulaşıyordu ona. Acele edip onu korkutmak istemezdi çünkü Jisung narindi, korkardı. Minho bunu istemezdi. -Minsung -Daddy Issues...