Jimin buraya nasıl geldiğini sorgulayarak baş ağrısıyla birlikte suyunu içti, Taehyung ve bir kişi vardı yanında onlar getirmişti onu. Kafasındaki soru işaretlerini bir kenara atıp yüzünü yıkadı, kendine kahve yaparken Taehyung'u aradı "Günaydın Tae"
"Ne günaydını be, saat onbir. Öğlen oldu" Jimin saate baktı. Saat tam olarak onbiri on beş geçiyordu "öğlen olmuş... ben dün nasıl geldim be?" Taehyung güldü ve "Ben ve Jungkook getirdik. Jungkook'la barda tanıştım, bizim üniversitenin sahibiymiş lan. Bugün onunla buluşucam öğleden sonra" Jimin duyduklarını sindirmeye çalışırken düşünce akışını sesli bir şekilde aktardı "Yani dün barda bizim üniversitenin sahibiyle tanıştın ve buluşma mı ayarladınız... Taehyung adam kaç yaşında?"
"Ya biliyorum sahibi diyince yaşlı bekliyor insan ama 22 yaşında" Jimin tekrar bir süre duyduklarını sindirdi. Hazır olan kahvesini alıp masaya koydu ve oturdu "Nasıl lan... Seul o kadar küçük mü?" Kendine gelebildiğinde tekrar söze girdi "Ne giyeceksin?"
"Bilmiyorum, dün tüm gece planladım uyuyana kadar ama yok bulamadım" Jimin onu dinlerken kahvesinden bir kaç yudum almıştı "Benden giyinsene" Taehyung hemen söze girdi "Olmaz, beni yurttan alacak, burada olmam lazım"
Jimin kahvesini tekrar yudumlamıştı, Taehyung konuşmayı kesince kendisi konuştu "Aptal, benim evde giyin demedim. Benden giyin dedim, ben sana kıyafet getiririm yine. Beğenmezsen senden bir kaç şey buluruz"
"Tamam, o zaman sonra görüşürüz" Jimin onun işinin olduğunu anlayınca fazla uzatmadı "Görüşürüz balım" telefonu kapatıp kahvesini yudumlamaya devam etti. Telefonunda beliren aramayla hemen kim olduğunu okudu, Suga'ydı.
Telefonu açtı ve kulağına götürdü "Bugün normalden erken gel, küçük bir konu hakkında konuşacağız" Jimin selam sabah almadığından dolayı olan tavrını sundu "Sana da günaydın Suga" suga biraz duraksayıp "Günaydın... çoktan uyanmışsındır diye düşündüm. Ben uyanalı kaç saat oldu da"
"Her neyse, tamam bir saat erken gelirim. Benimde size anlatacaklarım vardı" Suga boğazını temizleyip "Neyle alakalı?" Diye sordu "Bugün öğreneceksin zaten. Az sabır. Yayınlarla alakalı bir şey" kahvesini dudaklarına tekrar götürecekti ki biraz spor yapmadı gerektiği geldi aklına "Benim spor yapmam lazım sonra da duşa gireceğim. İşlerim var bugün. Görüşürüz akşam üstü" Suga tam bir şeyler diyecekti ki o da görüşürüz demek zorunda kaldı ve telefonu kapadılar. Jimin kahvesinin kalanını dikip bardağı makineye koyduktan sonra esneme hareketleri yapmak üzere üstünü değiştirdi.
Yaklaşık bir saat kadar esneme hareketleri yaptıktan sonra bir kaç bale figürü de provaladıktan sonra duşa girdi. Duştan çıktıktan sonra bornozunu giyinip dolaptan Taehyung için kıyafeyler çıkartıp poşete koydu. Ardından yayın için özel iç çamaşırlarını giyip üstüne de siyah iç çamaşırlarına uyumlu bordo desenleri olan siyah bir crop giydi, altına da deri bir şort giydi. Saçlarını da yapıp çantasını ve kıyafetlerin olduğu poşeti aldı.
Kablosuz kulaklığını telefona bağlayıp müzik dinleyerek Taehyung'un kaldığı yurda doğru ilerledi. Yırda vardığında içerideki görevlinin onay vereceğini bile bile içeri girip giremeyeceğini sordu. Aldığı onay ile asansöre geçip Taehyung'un katına çıktı. Onun odasının kapısını çaldı ve çok geçmeden kapı açıldı.
İçeriye geçti Taehyung ile birlikte, beraber boş yatağa oturdular ve Jimin elindeki poşeti kucağına koyup içinden kıyafetleri çıkarttı. Üzerinde küçük küçük bir sürü kiraz işlemesi olan, kırmızı düğmeli bir gömlek. Kırmızı yüksek bel kısa bir kumaş şort.
Taehyung kıyafetleri deneyip boy aynasından kendine baktı ama içine sinmiyordu, Jimin'e dönüp "İçime sinmedi ya Jiminie. Şort güzel ama gömlek beğenemedim" Jimin omuz silkip "Sorun değil, başka bir şey bulalım" diyip ayağa kalktı. Kıyafet dolabının kapağını açıp üst baktı, kırmızı askılı ve v yaka bir bluz çıkarttı. Taehyung onu giyince içine sinmiş bir şekilde Jimin'e baktı ve "Oldu bu" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Fall In Love|YoonMinSu
FanfictionANGST Fazlasıyla cinsel içerik var, rahatsız olacaklar okumasın Yoongi ve Suga ikiz kardeşlerdi ve beraber internette cinsel içerikli yayın açıyorlardı. Jimin ise onların şanslı bir hayranıydı.