Yalnızca Biz

193 12 0
                                    

    Jimin etrafa bakındığında teknede olduklarını görünce mutluluktan Suga'nın boynuna atlamıştı.

  Kucak kucağalarken çalışmaya başladı tekne, Jimin korkup kollarını sıktı ve "Gidiyor muyuz?! Kim sürüyo!?" dedi. Suga kahkaha atıp "Benim abim dediğim adam, kaptan ve aynı zamanda aşçı, barmen bir abimdir" dedi, Jimin azda olsa rahatlayıp güvenle oturdu Suga'nın kucağında.

  Suga bir süre Jimin'in belini sevdikten sonra "Gel beraber tekne sürelim" dedi, beraber ayağa kalkıp dümene geçtiler biraz yürüdükten sonra. Tekne kaptanı onları görünce gülümseyerek bozuk aksanlı bir koreceyle "Selam Suga" dedi, Suga gülerek "Sana da selam, git sen yemek hazırla" dedi ve sonrasında Jimin'e dönüp "Ne istersin sevgilim?" diye sordu. Jimin biraz düşünüp "Bana fark etmez... kendisi yabancı sanırım, kendi ülkesine ait bir şeyler yapabilir" dedi, Suga kaptana dönüp "O halde İtalyadan yemekler bekliyoruz... pizza mümkünse" dedi ve kaptan baş selamı verip odadan çıktı.

  Beraber dümene geçtiler, Jimin çok biliyormuş gibi direkt dümeni tutarken Suga arkasına geçip ellerini onun elinin üstüne götürüp kullanmaya başladı. Suga kullanırken neyin ne olduğunu söylüyordu, derken bir süre açıldıktan sonra çapa attılar düğmeye basarak. Beraber güverteden çıkıp teknenin burun kısmına ilerlediler.

  Jimin yere uzanıp gözlerini kapamışken Suga onun yanına uzanıp hemen kendi üzerindeki ceketi çıkarttı ve onun bacaklarına koyup "Hem üşüme hemde güneş yakabilir. Hava bir değişik" dedi. Beraber yere uzanmış bulutlu havada öğlen gökyüzünü izlerken Jimin "Burnuma gelen güzel koku yemek kokusu mu?" diye sorunca Suga gözlerini kapayıp olumlu anlamda mırıldandı.

  Yavaşça yanlarına adınlayan kaptan "Yemek hazır, yanına da İtalyan şarabı çıkarttım, dışarıda mı yiyeceksiniz?" diye sorunca Jimin "İçeride yesek... hava çok soğuk" dedi ve ikili ayaklanıp yemeğin hazırlandığı odaya adımladılar. Giderlerken Suga ceketini giymişti.

  Yemek odasına vardıklarında kaptan yemekleri masaya yerleştirip şarap açtıktan ve bardaklara kattıktan sonra oradan çıktı. Baş başa kalan ikili sessizce şaraplarını yudumlayıp hoş mırıltılar çıkardı ve ardından üstünden duman çıkmayı yeni bırakmış pizzadan birer dilim aldılar. İlk ısırığı alan Jimin ağzı yansa bile aldığı güzel tatla konuştu, bu şaheser.

  Yoongi gülerek ona katıldığını belirttikten sonra yemek yemeğe biraz daha devam ettiler, doyduktan sonra odadan ellerindeki kadehler ve şarap şişesiyle çıktılar. Teknenin açıklık alanındaki koltuklara oturup konuşmaya başladılar.

"Bir ara buraya Yoongi'yle de gelmek ister misin?"

"Hayır" dedi keskince, "Bize özel olsun" diye devam etti ama kendini tutamayıp şaraptan bir yudum daha alıp "Yalnızca biz" dedi.

"Nasıl istersen bebeğim... gözlerin çok güzel parlıyor. Tıpkı yakamoz gibi"

  Jimin duyduklarıyla güzelce gülümserken elindeki kadehi yere bırakıp iki elini yanaklarına yerleştirdiği Suga'ya yaklaşıp "Tüm yakamozlarım senin" diyiverdi. Suga Jimin'in boynuna bir elini götürüp yanağını baş parmağıyla severken dudaklarını öptü. İlk defa öpüşür gibi öptü, acemi değil ama nazik ve acıtmaktan korkarak. Buna rağmen uzun ve ıslak öpüşmeden sonra ikili çekildi ve Suga "Sikerim sözleşmeyi.. benimle çıkar mısın? Çok seviyorum seni, aşığım" dedi. Jimin gülerek "Elbette olur! Bende sana çok aşığım" dedi.

  Belki hafif sarhoşluğun etkisiyle hafifçe enerji dolmuş olmalarından kaynaklı gelebilir ama ikisininde ortak hisleriydi bunlar.

  Beraber güneşi batırıp ardından birde yakamozu izledikten sonra karaya döndüler, arabaya geçip eve ilerlerlerken Yoongi telefondan Suga'yı aradı. Suga telefonu açmıştı, arabanın radyosuna bağlıydı. Yoongi sinirle "Kaç saattir ulaşamıyorum ikinize de!?! Polise ihbar edecektim az kaldı!? Nerdesiniz siz!!" dedi haklı olarak, Suga ise "Teknedeydik, bilerek bakmadık telefonlara.. geliyoruz şimdi. Gelince de seninle bir şey konuşacağız" dedi soğuk bir sesle. Yooni tamam gibilerinden mırıldanıp telefonu kapadı.

Don't Fall In Love|YoonMinSuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin