16.

519 52 21
                                    

Selam. Öncelikle bu bölümü bu şarkıyla okumanızı istiyorum. İyi okumalar.

https://youtu.be/ZwqycoUXUb0?si=jTb4s73iGjyyGsj5

(THE FAULT IN OUR STARS- TROYE SIVAN)

Bilge'den:

Sabah Beliz'le konuşmamızın üstüne biraz heyecanımı yatıştırmak için viski yuvarlamıştım. Umarım kokmuyor olmalıydım, eğer kokuyorsam da unutturmak için biraz parfüm sıkacaktım.

Adrenalin hissediyordum.

Evin içinde biraz debelendikten sonra telefonumdan gelen bildirimle irkildim.

Beliz'den bir mesaj

+Hey, ben hazırım
Kardeşimi az önce İlay ablama gönderdim
Yarına kadar orada kalacak, yani vaktim var aslında. Sahile gitmeden önce sevdiğim bir muhallebici var, oraya gidebilir miyiz?

Ya da yaptığım şey çok ayıp, sana iş buyurur gibi oldu... Üzgünüm, konum burada (Konum)

-Ben de hazırım.
Ayrıca bana iş falan buyurduğunu düşünmüyorum, madem bu akşam bolca vaktin var, eğer istersen beş farklı muhallebiciye gideriz.
20 dakikaya oradayım.

—-

Muhallebici... Babam bizi terk etmeden önce sahil kenarında, yaşlı bir amcanın işlettiği bir tatlıcıya götürürdü. Orada en çok vişne soslu keşkül yerdim. Bazen İstanbul'dayken her şeyi bıraktıktan sonra buraya gelip tekrar o günleri yaşamak istiyorum.

—-
Beliz'den:

Bilge'nin beni alacağını söylemesiyle beraber örgü ceketimi üstüme atıp çantamı son bir kez kolaçan ettikten sonra telefondan gelen mesaj bildirimine gözüm takıldı.

Bilge'dendir diye düşünmüştüm ancak Berke'dendi.

-Selam Belizcik, n'aptın oralarda? Hiç arayıp sormuyosun halimizi, özlettin

+İyiyim Berke, sen nasılsın🙅🏻‍♀️
Biliyor musun belki inanmayacaksın ama Bilge'yle beraberim. Dışarı çıkacağız birazdan:3

-Ne alaka Bilge amk
Simruyu sikmekten başka zaman mı bulabilmiş
Ne işi var Çeşmede

+Bilmem, öğrenirsem söylerim. Ayrıca ben hâlâ Simru hocayla aralarında bi şey olduğunu düşünmüyorum, neyse öyle işte

-Keyifsiz gibisin
Bilge bir şey mi dedi

+Yoo, keyifliyim aslında. Özellikle Bilge'yle olacağım için. Farklı biri bence. Neyse gitmem gerek Berke. Görüşürüz

-Görüşürüz Beliz.

Aslında, son olanlardan sonra Berke'yle eski samimiyetimi korumak istemiyordum. Onunla arkadaşça konuşsam bile bir şekilde mevzu onun ümitlenmesine geliyordu. Lisemin 4 yılını bir şekilde onu sevmeye çalışarak geçirmiştim ama sanıyorum ki artık pes ediyorum.

Berke'yle ilgili düşüncelerime bir soluk getirirken bahçenin ilerisinden gelen bir korna sesiyle irkildim.

-Nasılsın Beliz?

Ne güzel sesi var diye düşündüm içimden. Sanırım böyle bir ses tonuna sahip olsam beni ciddiye almayan tek bir insan olmazdı.

+İyiyim, sen?

Ben cevabımı verirken o ise kaskını çıkarıp bana doğru yeltenmişti.

Bir anda beni böylesine sıkı saran bedenin Bilge Kansoy'a ait olduğunu fark ettim.

O kadar da canavar değildi sanki?

Onun benden uzun bedeni benden ayrılırken geldiği motora baktım.

Pembe, üstünde çiçek çıkartmaları olan bir Vespa'ydı.

Artık bu kızın gerçekten canavar olmadığına inanmıştım.

-Şu tatlıcının adını söylesene ya. Gidelim beraber?
Niye ısrar ediyorsun söylememekte?

+Ya, boş versene. Öyle buyurur gibi oldu zaten. Kötü hissettim kendimi.

-İyi madem, sen söylemiyorsan ben götürüyorum seni sevdiğim tatlıcıya. Al kaskı, sıkı tutunmayı unutma. Düşersin yoksa.

Tamam canavar değildi belki, soğuktu sadece biraz.

—-

Bilge'den:

Onu, bu sahil kenarındaki minik tatlıcıya getirmiştim. Burası benim çocukluğumdu. Burası, babamdı

Yaza kadar Salim Amca'nın işlettiği bu dükkana her geldiğimizde kendisinin kışın çok iş yapmadığını bildiğimizden hep yemesek bile fazla fazla tatlı alıp eve götürürdük. Benden yaşlı bir insana bahşiş vermek ya da para yardımı yapmak çok ayıp olacağından hep böyle yapardı babam. Ben de bunu öğrendikten sonra nerede yaşlı bir insanın işlettiği küçük bir dükkan görsem hep bir sürü şey alıp eve giderdim.

Kasklarımızı çıkarıp tatlıcıya doğru ilerlediğimizde Beliz'in suratında çok sert bir ifade gördüm.

+Bir sorun mu var?

-Hayır... Sana burayı söyleyeceğimi biliyor muydun yoksa?

+Salim Amca?

-Salim Amca. Evet Salim Amca. Sen nereden biliyorsun Salim Amca'yı? Evin buradan uzak değil mi Bilge?

+Babamla gelirdik çocukken. Vişneli keşkül, baharda annemin izin vermese de giydiğim kısa kollu tişörtler ve bisiklet. Bütün anılar bu dükkanın içinde saklı.

Dükkanın dışında aylak bir biçimde birbirimize bakıp konuşurken Bilge kızım diye seslenen Salim Amca'yla karşılaştım. Bir anda bana gelip sarılmıştı.

O sırada bir anda konuşmamız yarıda kesilmişti ve kendimizi dükkanın içinde bulmuştuk.

:Ne istersiniz yavrum?
Yoksa her zamankinden mi? Vişneli?

+Ben vişneli keşkül istiyorum Salim Amca.
Sen Beliz?

-Ben de limonlu bademli
Beliz bu cevabı verirken hâlâ kaşları çatık biçimdeydi

+Bir sorun mu var Beliz?

-Babamla mı geliyorum demiştin?
Çocukken?

+Evet?

-Yoksa sen geçmişten tanıdığım biri misin Bilge?

nerdy | gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin