Merhabaaa yine ben geldim. Nasılsınız?
Okuyan çoğu kişi oy vermiyor ve yorum yapmıyor. Arkadaşlar siz yorum yaptıkça ve oy verdikçe motive oluyorum. Bundan sonra bölümlere sınır koymak istiyorum. Lütfen beğendiyseniz bunu gösterin. Sizleri seviyorum. 💕
Oy sınırı:50
Yorum sınırı:20✨
İçi kıpır kıpırdı Azize'nin, yarın sabah Altan herkese aldıkları kararı söyleyecekti. Bir yandan korkuyordu Azize, ya istediği gibi gitmezse her şey diye. Belki de Belgin hanım oğlu ile evlenmesini istemeyecekti. Bu düşünce ile Azize'yi bir korku sarmış ve tüm gece uyutmamıştı kızı.
Altan da Azize'den farksızdı. O da tüm gece ne olacağını düşündü durdu. Gözlerini her kapattığında Azize'nin görüntüsü gözü önüne geliyor, adamı farklı düşüncelere itiyordu. Altan bu güne kadar hiç bir kadınla kendini bu şekilde düşünmemişti. Fakat Azize'yi düşündükçe kasıklarında bir sızı meydana geliyordu. Genç adam daha fazla dayanamamış ve kalkıp soğuk bir duş almıştı. Ancak böyle çıkartabilirdi aklından o düşünceleri.
Banyodan çıktıktan sonra üstünü giyinen Altan, odasında bulunan şifonyerin çekmecesini açmış ve içinde bulunan küçük kutuyu çıkarmıştı. Kutunun kapağını açtı ve içinde bulunan tektaş pırlanta yüzüğü çıkardı. Birkaç gün önce şehire indiğinde almıştı bu yüzüğü. Aslında Azize'ye düzgün bir evlenme teklifi edecekti lakin bir türlü fırsat olmamıştı. Altan da yarın usulüne uygun bir şekilde yüzüğü takacaktı. O böyle şeylere önem veren bir adamdı, ne bir özel günü unutur ne de sevdiği insanlara hediye almaktan gocunurdu. Aksine onları mutlu etmek Altan'ı da mutlu ediyordu.
Elinde ki yüzüğü kutusuna geri koyup çekmeceyi kapatmıştı. Yıllar sonra bu denli heyecanlı ve mutlu idi. O heyecanla yatağa girmiş ve gözlerini kapatmıştı. Tabi Azize'yi düşünmemek çok zordu o ayrı.
Sabahın ilk ışıklarıyla, heyecan içinde yatağından kalkmış ve dolabında ki en güzel elbisesini giymişti. Bugün Azize için önemli bir gündü. Altan'ın dediği gibi üstünü giyinip, konağa haberi vermeye gidecekti. Altan, kızın daha fazla çalışmasını istememiş, bugünden itibaren evlilik hazırlığına başlamasını istemişti. Geriye sadece ailesini ikna etmek kalmıştı tabi.
Azize odasından çıktığında yengesini evde göremedi. Belli ki erkenden konağa gitmişti. O da çok beklemeden evden çıktı ve konağa doğru yol aldı. Zaten evler birbirine yakındı o yüzden çok sürmedi konakta olması. Mutfakta kahvaltı hazırlayan yengesini gördü ve yavaşça yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurdu.
"Kız ne yaptın korktum! Öyle gelinir mi kızım yaşlı insanım ben bak" Azize küçük bir kıkırtı kaçırdı dudaklarından.
"Sen mi yaşlısın yenge, taş çıkartırsın bize sen. " Müjgan ve Azize mutfakta kahkahaya boğulmuş kahvaltıyı unutmuşlardı.
"Gülüm sen niye böyle güzel giyindin? Şehre mi ineceksin yoksa? " Azize yengesine söylemek istiyordu. Önce onun bilmesine hakkı vardı. Bunca zaman bakmış, büyütmüştü onu.
"Yenge bende seninle konuşacaktım. Ben dün gece Altan'ın teklifini kabul ettim. Bugün ailesine söyleyeceğiz. Senin onayın var mı? " Müjgan duydukları ile ufak bir sevinç çığlığı atmış ve Azize'yi kendi etrafında döndürmüştü. Keyifle bir o yana bir bu yana sallanıyorlardı.
"Ayy Azize kızım nasıl sevindim bir bilsen. Sen zaten her şeyin en güzeline layıksın kızım. Altan bey iyidir, gönlü hoş insandır. Sana da gözü gibi bakar. Amcanı da düşünme sakın bayılır o bu habere. " Azize, amcasını umursamıyordu bile. Bundan sonra güzel anlarını mahvettirmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAMAN BEY(ARA VERİLDİ)
General Fiction" Ben sana gönlümü verdim Azize, canımı versem ne olur ki? " Altan Yaman seneler önce sevdiğini kaybetmiş aşka küsmüş bir adamdı. Ta ki Azize'yi görene kadar. Azize Avşar, ailesini kaybetmiş, amcasının yanına sığınmış, onlarla Yaman konağında çal...