Bölüm 1594: Kendi Mezarını Kazmak

81 14 1
                                    


"Büyük... Büyük Kıdemli!"


Yun klan Müritleri beklenmedik olay karşısında şokla bağırdı. Hem ikinci büyük kıdemli Yun Fu hem de üçüncü kıdemli Yun Hua, Yun Jian'ın yaralarını kontrol etmek için aceleyle atıldıklarında kalplerinin titrediğini hissettiler.


Yun klan müritleri daha öncesinde ne olduğunu bilmiyorlardı ama Yun Che'ye söylediklerini hatırladıklarında, Yun Che'nin onlara söylediklerini ve Yun Shang ile olan ilişkisini düşündüklerinde... Kalplerinin içine dev bir taş oturmuş gibi hissettiler. Baskı altında nefes alamadılar.


Yaşlıların geri kalanı ve büyük kıdemliler de kül grisi çehrelere sahiptiler ama kimse Yun Che'ye öfkelerini yönlendirmeye cesaret edemedi.


Kafası karışan yalnızca Yun Klan Müritleri değildi. Dokuz Işıklı Göksel Saray gelişimcileri ve titreyen Issız Şeytani Ejderhalar da şaşırmıştı.


Neler oluyordu?


Onları kurtarmak için Göksel Kulp Yun Klanı tarafından tutulan birisi değil miydi?


Neden kendi insanlarını öldüresiye dövüyordu?


Mavi elbiseli yaşlı adam da açıkça şaşırdı. Yüzündeki gülümseme, konuştuğu gibi daha sevimli bir hale geldi, "Şimdi anlıyorum, ne Göksel Kulp Yun Klanı'nın bir üyesi ne de onların bir arkadaşısın. Hatta onlara karşı kin besliyorsun gibi görünüyor. Şimdi anlıyorum ki her şey sadece bir yanlış anlaşılmaymış.”


Her ne kadar Yun Che yüzlerce Issız Şeytani Ejderha'yı katletmiş olsa da, Issız Göksel Ejderha Şefi'ni öldürmüş, bir saldırıda Dokuz Işık'ın Göksel Egemeni'nin ağır bir şekilde yaralamış ve Yun Klanı'nın büyük kıdemlilerinden birinin hayatının yarısını "kılıçla çarparak" almış olsa bile, yaşlı adam hiçbir şey olmamış gibi kıkırdamaya devam etti. Nedense, en ufak bir şok ya da korkudan yoksundu.


Zarif, tanrısal tavırlarının arkasında korkunç bir baskının gizlendiği bir gerçekti.


Zayıf adam gözlerini aşağıya doğrulttu ve sordu, "Klan Şefi Yun, klanınıza davet ettiğiniz bu uzman kim?"


Yun Ting ağzını açtı ve yaşlı adama doğru derinden eğildi. Sonrasında zorlukla cevap verdi, "Onurlu Boş Zihin, bu... Bu uzmanın adı Yun Che. O bizim... Onur konuğumuz."


"Demek bir onurlu konuk," Yaşlı adam bir gülümseme ile söyledi. "Misafirperverliğiniz o zaman eksik olmalı. Onurlu konuğunuzun çok mutsuz olduğu anlaşılıyor.”


“...” Yun Ting, Yun Che'ye bakmak istedi ama gözlerinin içine bakacak kadar cesarete sahip değildi. Uzunca bir süre hiçbir şey söyleyemedi.


En çılgın rüyalarında bile asla Yun Che'nin bu kadar güçlü olduğunu hayal edemezdi.


Geride kalmasının tek nedeni Yun Shang yüzündendi.


Yun Che ile başarılı bir şekilde ilişkisini kursaydı, Göksel Kulp Yun Klanı'nın durumu bundan daha az kötü olurdu.


Ama onlar... Onlar...


Pişmanlık, kendinden nefret etme ve güçsüzlük, sayısız şeytan gibi kalbini ve ruhunu parçaladı. Bir an öncesinde atalarının tapınağında olanları hatırlamaya bile cesaret edemedi.


Ne yazık ki, bu dünyada pişmanlık için ilaç diye bir şey yoktu.


Bu sırada, atalarının tapınağında Qianye Ying'er kavganın başlangıcından bu yana bir inç hareket etmemişti. Hala ayaklarının hemen yanında bilinçsiz Yun Shang ile taş direğe karşı tembel bir şekilde yaslanıyordu.


AGAİNST THE GOD 9 (ATG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin