AGAİNST THE GOD 9 (ATG)

Bölüm 1610: Mutlak Başlangıcın İlahi Meyvesi

"Unut gitsin, ne yapmak istiyorsan yap."

Onun yanında iki yıl geçirmişti, bu yüzden Qianye Ying'er uzun zaman önce Yun Che'nin mizacına aşina olmuştu. Şu anki durumuna bakıldığında, ne kadar zor olursa olsun onu vazgeçiremeyeceğini biliyordu.

Dahası, kendilerini gizleme yetenekleri göz önüne alındığında, sorunu zorlamadıkları veya aramadıkları sürece, kendilerini açığa çıkarma riskleri çok düşüktü. Ne de olsa, hiç kimse Ni Yuan Taşı tarafından sağlanan gizlemeyi delemezdi ve Yun Che'ye gelince… Görünüşünü ve sesini mükemmel bir şekilde değiştirme yeteneğinden bahsetmeye gerek bile olmadan, Yun Che üç ilahi bölgedeki herkesin bildiği kadarıyla, fırtınanın gücüne sahip değildi ve onun yetişimini kısa bir iki yıl içinde İlahi Egemen Alemi'nin orta aşamalarına sıçramasının hiçbir yolu yoktu.

Eğer sürekli Yun Che'nin yanında olmasaydı, o bile inanmayı imkansız bulurdu.

Qianye Ying'er'in vücudundan yayılan aura değişti ve aurasını, İlahi Egemen Alemi'nin dördüncü seviyesi olan Yun Che'nin aurasıyla aynı seviyeye bastırdı. Saçının rengini değiştirmek üzereyken, Yun Che aniden şöyle dedi, “Saçını değiştirmeye gerek yok, bu hemen hemen iyi.”

Qianye Ying’er, “...”                                                              

İki figür yavaşça gri gökyüzünden uçtu. Sadece son derece yavaş bir hızda seyahat etmiyorlardı, aynı zamanda auralarını dizginlemek için ellerinden gelenin en iyisini de yapıyorlardı.

Bu iki kişi tam olarak Ebedi Cennet Alemi'nden Onurlu Qu Hui ve onların Veliaht Prensi Zhou Qingchen'di.

"Genç Efendi, lordumuz bu yer hakkındaki hafızasını uzun zaman öncesinde size aktarmış olsa da, Tanrı Alemi'nin Mutlak Başlangıcı'na ilk defa geliyorsunuz. Burası tehlike dolu ve burada yaşayan birçok garip yaratık vardır. Lütfen benden çok uzakta olmamaya dikkat ediniz," Qui Hui kendini tekrar etti.

Zhou Qingchen bir gülümseme ile konuştuğu gibi uzağa baktı, "Soylu babam eğitimim için bu yere gelmemi istedi. Eğer, Qu Hui Amca'ya çok fazla güvenirsem, bu ilk etapta buraya gelme amacına aykırı olmaz mıydı?”

“Durum böyle olsa da, genç efendinin güvenliği her şeyden daha önemlidir. Ne de olsa, Genç Efendi, Ebedi Cennet'in ve Doğu İlahi Bölgesi'nin geleceğini sırtında taşıması gerekiyor." Qu Hui cevap verdi. "Ancak Genç Efendi'nin doğuştan yeteneği kaynak yolunda mükemmel olsa da aslında gerçek bir tehlike yaşamadınız. Gerçek savaştaki deneyiminiz oldukça sığ, bu yüzden şu anda eğitiminiz için en iyi yer burasıdır.”

"Böylece bu süre zarfında hayatınız tehlikede olmadıkça, ne olursa olsun size yardım etmeyeceğim. Bu genç efendinin amacına uygun mudur?”

“Daha iyi olamazdı.” Zhou Qingchen başka bir soru sormadan önce başını salladı. "Amca Qu Hui, soylu babama tam olarak ne oldu? İki yıl önce, beni tekrar tekrar uyardı, mizacımın hala çok sığ olduğunu ve deneyimimin hala çok eksik olduğunu söyledi. Bununla birlikte, son iki yılda, kral alemimizin konumunu ve gücünü bana aktarma arzusunu defalarca dile getirdi.”

"Kraliyet babamın olmamı istediği yerden hala çok uzak olduğumun farkındayım. Kral aleminin konumu ya da gücü olsun, hala bu şeylerden ikisini de miras almaya yetkili değilim... Ancak, kraliyet babasının niyetleri giderek daha açık hale geliyor ancak nedenlerini bana açıklamaya hiç istekli olmadı.”

Qu Hui'nin sert yüzünde nadir ve belirsiz bir gülümseme belirdi. “Genç ustanın deneyimi gerçekten oldukça sığ ve eksik ama kendinizi bu kadar küçük tutmanıza gerek yok. Eğer genç efendi yeterince iyi olmasaydı, neden lordumuz sizi halefi olarak seçmekte istekli olurdu? Lordumuzun garip hali..."