Tekrar

623 67 19
                                    

Yoongi

Kızıl boyası akmış kahverengi saçlarını geriye atıp alnına yaklaştım.Dudaklarımı bastırıp gözlerimi birkaç saniye kapattım.Geri çekilip koltuğa oturarak elini ellerimin arasına aldım.

Kolunda ve ayağında yanıklar vardı.Kafasını duvara sertçe çarptığı için dikiş atılmıştı.Biz kendimize gelmiştik ama o henüz toparlanamamıştı.

Ana'nın anlattığına göre hepimizi o kurtarmış.Alevler evi sardığında itfaiyeyi beklemeden eve girip beni sırtına almış.Kapıdan çıkamadan fazla duman soluduğu için dengesini kaybederek düşüp kalmış.

Hayati tehlikesi olmadığını anladığımda rahatladım.Elini yavaşça okşarken yüzüklerimize gülümseyerek baktım.Onun taktığını gördüğümde ben de takmıştım.

"Yoongi."

Sesini duyduğumda yüzüne baktım.Yarı açık gözlerini birkaç defa kırpıştırdığında yaklaştım.

"Bebeğim."

Yutkunup elini kaldırdı ve yüzüme koydu.

"İyi misin?"

Yüzümdeki elini tuttum.

"İyiyim.Sen nasıl hissediyorsun?"

"İyiyim."

Arkama bakıp tekrar bana döndü.

"Çocuklar nerede?"

"Merak etme iyiler.Olivia ve Ana'yla beraber Seokjin'le Jungkook'un çiftlik evine gittiler."

"Taehyung ve Jimin?"

"Herkes iyi bebeğim.Sen kendini düşün."

Koluna ve ayağına baktığında elimi yüzüne koyup kendime çevirdim.

"Merak etme,iz kalmayacak."

Kafasını salladığında yüzünü yavaşça okşarken elini kaldırıp alyansını öptüm.

"Takmışsın."

"Sen de."

"Bu fırsatı kaçıramazdım."

Gülümsediğinde dudaklarımı dudaklarına bastırdım.Bana karşılık verdiğinde ona uyum sağladım.Uzun zaman sonra aşk duygusuyla olan bu öpüşmemizi olabildiğince uzattım.

Bir süre sonra dudaklarından ayrılıp alnımı alnına yasladım.

"Neden tek başına alevlerin içine girdin?"

"İtfaiyeyi bekleyemezdim."

"Herkesi kurtardın,bizim kahramanımızsın."

"Dalga geçme."

"Geçmiyorum,doğruları söylüyorum."

Saçlarını ayırıp alnını öptüm.Yana kayıp bana yer açtığında kalkıp yanına uzandım.Kollarımı açıp ona sıkıca sarıldığımda bir kolunu karnımdan geçirerek karşılık verdi.Kafasını göğsüme yasladığında saçlarını öpüp kokladım.

"Bir daha böyle bir şey yapma."

"Söz veremem."

"Seni seviyorum inatçı bebeğim."

"Seni seviyorum sevgilim."

Sıkkın bir nefes verdiğinde yüzüne baktım.

"Ne oldu?"

"Her şey yandı mı?"

Kafamı salladığımda tekrar göğsüme yaslandı.

"Çocukların gösteri gününde çekindiğimiz fotoğraf gitti."

Dear past | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin