Find me

Bölüm 6. Seni seviyorum

Ben geldimm. Bu arada şarkının uyumu der susarım. Hadi başlayalım.

Jennienin anlatımıyla:

Artık koşamayacağımı anladığımda karşıma çıkan ilk odaya kapıyı bile tıklatmadan daldım. Şu gerizekalılardan başka türlü kurtulamazdım. Gerçi görünce onlar da buraya girer. Ama olsun, en azından dinlenmiş olurum.

İçeri girdiğimde önümde duran kıza baktım nefes nefese. Perçemlerim yüzüme düştüğü için net göremiyordum yüzünü, ama buna rağmen güzel olduğundan emindim.

Hareketlendim ve doğrulup saçlarımı geriye attım. Önümde kusursuz güzelliğiyle duruyordu. Büyük gözleri sonuna kadar açılmış, dolgun ve her kesin arzulayacağı kadar güzel olan dudakları hafif aralanmış, kumral saçları ve gözlerinin üstünde biten kakülleriyle bana bakan kızın bu kadar şaşkın olmasına kaşlarımı çattım. Bu kadar şaşırılacak bir şey yoktu bence.

"Hey, iyi misin?" Dedim önünde ellerimi sallayarak.

"Hı?" Diye bir ses çıkardı. Sonra transdan çıkıp kafasını iki yana hafifçe salladı ve yeniden yeşil gözleriyle bana baktı.

Jisoonun anlatımıyla:

2 saat önce:

Kapıyı açtığımda Sana ve Dahyun konuşarak eve girdiler. Daha doğrusu tartışarak. Hatta galiba kavga ediyorlardı.
Sana içeri geçip salondaki koltukta otururken Dahyun yanına gidip konuşmaya devam etti.

"Ya ne alakası var? Alt tarafı tatlı işte" dedi Dahyun bağırarak.

"Resmen sana ima yaptı. Ama sen bunu anlamayacak kadar gerizekalı mısın?" Dedi Sana ayağa kalkarak.

"Ya ne iması? Ayrıca ben gerizekalı falan değilim. Sen kıskançlıktan delirmişsin resmen" diye işaret parmağını sevgilisine doğru salladı.

"Hey, ne oluyor burda?" Sonunda sordum.

"Sen karışma!" Diye bağırdı ikiside bana bakarak. Ağzıma görünmez bir fermuar çekip onları izlemeye devam ettim.

"Sana, sana inanamıyorum ben. Kız sadece tatlı ikram etti. Bundan ne çıkarmış ola bilirsin? Ve ya ne çıkarmamı bekliyorsun?"

"Kız sana "totlımın tadına bokmok ister misin?" Dedi ve sana dedi anlıyor musun? Bana da diye bilirdi, yanındakilere de diye bilirdi. Ama sana dedi ve bunu söylerken yüzündeki ifadeyi göremeyecek kadar safsın" dedi Sana sevgilisinin önünde durarak.

"Sadece bir soru işte. Kız ne bilsin senin o soruyu beyninde nasıl anlayacağını? Gerizekalı olan sensin. Kıskançlıkla kafayı bozmuşsun resmen. Ya Jisoo, ben kibar bir insanım. Önüme çıkan her kesi onun gibi tersleyemem" dedi. Son cümleyi bana bakarak söyledi. Ama ulaşması gereken kişi Sanaydı.

"Sana, yeter. Ben seninle kavga etmek istemiyorum. Ama sen bahane buluyorsun. Git ve biraz düşün, ben gidiyorum" dedi ve kapıya yöneldi. Sananın yüzünün asıldığını gördüm. Yanına gittim.

"Git ve sarıl. Emin ol geçecektir" dedim.

Lafımı dinledi ve hızla koşup Dahyuna arkadan sarıldı. Ellerini beline sardı ve kafasını sevgilisinin omzuna yasladı.

"Özür dilerim. Ben seni kırdım. Ama ne yapa bilirim ki? Konu sen olunca başka insanları umursamıyorum. Özür dilerim" dedi tatlı bir ses tonuyla. Dahyunun affedeceğinden eminim. Çünkü her kavgaları böyleydi. Sadece bir sarılma ile her şey çözülüyordu.
Öyle de oldu. Dahyun yüzünü Sanaya çevirdi ve yanağına bir öpücük kondurdu. Sonra anlayamadığım bir şeyler söyleyip elini tuttu ve salona geldi.