Bölüm 9 Erkenci.

63 7 63
                                    

Sellaaaamm  ben geldimmm. Yillaarr sonraa ksjskdjskdks. Sinavlarim vardı ve yoğundum amaaa yb atıyorum hadi bakiiim yorum atın lannn bi patlayamadı fic.















Yazarın anlatımıyla:

Geldi ve tam önünde durdu yine. Her zamanki gibi gülümsüyordu ve Lisa bu gülümseme için her şeyinden vazgeçe bilir gibi hissediyordu. Bu kadar güzel bir gülüş görmediğine emindi.

Gözleri daha önce hiç görmediği kadar maviydi, parlıyordu adeta. Bu gün neden farklı bakıyordu ki gözleri? Bundan şikayetçi değildi kumral kız, tabii ki.

Ona karşılık güle bileceği en güzel şekilde güldü. Gözlerinin parladığını hissediyordu. Çünkü onunkiler de parlıyordu. Bakışları çok güzeldi ve kumral kız sonsuza kadar burada kala bilirdi.

Hiç bir şey yapmıyorlardı. Hiç konuşmadan öylece duruyorlardı. Önemli olan da bu değil miydi zaten? İnsanın sevdiği ile konuşması bazen zordur, değil mi? Ama konuşur, zaten konuşmak için can atıyordur. Ancak susmak daha zordur.

Konuştukça susmayı unutursun. Susmayan zihin gürültülüdür ve gürültülü bir zihnin aşk hakikatini anlaya bilmesi mümkün değildir. Onlar ise hep susuyorlar.

Kumral kız acı çekiyordu belki de. Sevdiğini bulamadığı için ya da diğeri de acı çekiyordu belki. Sevdiğine kavuşamayacağı için. Ama sevmek insana acı verir. Sevememek ise ölümdür. Sevmeyi kendine bile öğretemezsin ama bilirsin.

Sevmek acı verir dedik. Evet, ama aşk yaratılmış hiç bir canlıyı incitmemiştir. İnsanın canını yakan şey aşktan beklentileridir. Onlar ise sadece rüyaları bekliyorlar.

Bu rüyalar onların özel alanı. Sizce de çok güzel değil mi? Dünyanın bütün pisliklerinden uzakta, bütün öfkelerinden, stresslerinden, çaresizliklerinden uzakta buluşuyorlar bir birleriyle.

Jennie...
Jennie o kadar güzel bakıyor ki Lisaya. O kadar huzurlu ki onunla birlikte rüyadayken. İstediği yerde, sevdiği kadınla durup bakışırken ve son hareketiyle parmak uçlarında kalkıp aşık olduğu kumralın yanağına minik bir öpücük bırakırken...

Lisanın anlatımıyla:

Yine yapmıştı. Yine öpmüştü beni. Bu sefer her zamankinden daha heyecanlıydı. Nedenini bilmiyorum ama rüyanın etkisinden çıkamıyorum. Yatağımda oturmuş öylese sırıtıyorum.

"Lisa!"

"Neden bağırıyorsun Jisoo?"

"Kaç kere seslendim duymadın" dedi somurtarak. Bense hala sırıtıyordum.

"Yine onu gördün değil mi?"

"Evet. Neden sordun?"

"Kalktığından beri gülümsüyorsun. Ne oldu? Anlat" dedi.

"Hayır, anlatmıyorum" dedim kollarımı önümde bağlayarak.

"Nedenmiş o?"

"Bana özel kalsın istiyorum" dedim.

"Ohoo~ Lisa sen uçmuşsun tatlım" dedi ve yataktan kalkıp banyoya gitti.

"Hadi oradan be!" Diye bağırdım arkasından.

Ayağa kalktım ve aşağıdaki banyoya gittim. Yüzümü de yıkadıktan sonra havluyla kuruladım ve çıktım. Koltukta Jin'i gördüm. Hala uyuyordu ve berbat kokuyordu. Yanına gittim ve ayağını dürtdüm.

Find meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin