Çok sevdi be siyah çok...
Hem de çok özledi.İçindeki özlem dinmiyordu bir türlü.Şarkılar,şiirler yazıyordu sevdiğine.O hakketmedi bunları.Siyah çok değer veriyordu ona hakketmediği kadar çok.Peki o değer hakketti mi?Ona hiç bir sözüm yok.Kalp işte kimi seveceği belli olmuyor.Siyah artık göremeyecekti onu.Dışarıya random gülüyordu ama içi kan ağlıyordu.Bağırıyordu sessizliğe yalnızlığım çığlıktı hepiniz mi sağırdınız?diye.Siyah artık küskündü hayata...Eskiden onu mutlu eden şeyler bile geliyordu üzerine ama artık akıllandı siyah ya da ben öyle hissettim bir anlığına ayağa kalktı vazgeçtim lan senden diye bağırdı.Vazgeçmişmiydi cidden?Bunca gündür unutmaya mı çalışmıştı onu yoksa anıları hatırlamaya mı?Sonra hızla evden çıktı sahile gitti.Günlerdir güneş yüzü görmemişti.Deniz onu çıkarmıştı dışarı ama kapının önüne kadar.Zaten hemen içeri girmişti.Gitti sahilde yürüdü.Hani bir daha göremeyeceğim diye üzüldüğü,günlerce onun yüzünden güneş görmediği ve hatta onu hayata küstüren,az önce vazgeçtim lan senden diye bağırdığı çocukla karşılaştı.Dondu siyah.Hatta denize atlamayı bile düşündü o an,ya da gidip boynuna sarılmayı...Siyah anladı vazgeçme işinden vazgeçti o an.Onu unutmak mı hayır dedi.Sonra çocuk yanından geçti gitti.Olsun dedi konuşmadı ama gördüm ben onu bu bana bir ömür yeter dedi.Ama oda biliyordu ki yarın yine özleyecekti onu.Gitti evine ve yazmaya başladı sessizliğe...