"Vaz geçmek mi?"
Katsuki karşısındaki zümrüt gözlü çocuğa bakarak dalga geçer gibi gülümsedi ve ardından cebinde olan bir elini çıkardı ve orta parmağını gösterdi..
"Çok beklersin"
İzuku ise bu sefer daha çok gülmeye başladı sesinde acımsar bi ses tonu vardı.
"Son yaptığından sonra Todoroki'nin seni seveceğini falan mı sanıyorsun aptal?"
Katsuki umursamaz bir şekilde gözünü devirdi ve kollarını birbirine bağlayıp geri karşısındaki çocuğa baktı.
"Evet. Özür dilerim iki saniyede kabul eder zaten. Ayrıca seni arkadaşdan başka bir şey olarak göremez bana aşık olma ihtimali daha yüksek."
İzuku çok fazla öfkelenmişti resmen bakışlarıyla Katsuki'yi dövüyordu.
Katsuki'nin üzerine doğru yürümeye başlayınca ikiside birbirlerinin gözlerine sinirle bakarak gülümsüyordu.
Derken onları görmüş olacak ki Kirishima ve Kaminari yanlarına koşarak geldi.
"Hey siz yine mi kavga ediyorsunuz be?!"
"Köpek gibi rahat duramıyorsunuz ya!"
İkisini de ayırdıktan sonra Kirishima tek bir kelime söylemlerine izin vermeden Katsuki'nin koluna girerek oradan uzaklaştırdı.
"Rahat bırak beni Kirishima."
Az önceki öfkesinin aksine şimdi sesi çok soğuk geliyordu.. Kirishima bir kaç şart koşup Katsuki'yi odasına bıraktı..
Katsuki yatağına oturdu ve bomboş bir ifade ile Shouto'yu düşünmeye başladı.. Ama ümidi giderek azaldığı için eski heyecanı.. Eski aşkı yoktu sanki.
Kendi kendine "Lanet olsun ne yaptım ben?" diyordu sürekli..
Hemen herşeyi düzeltmek istedi ve kendinden emin bir şekilde ayağa kalktı ama içindeki o pişmanlık hissi onu geri yatağa itti..Sürekli içinden İzuku'nun yok olmasıyla ilgili tanrıya bir milyon dua ediyordu..
Bunları düşünürken yatağa uzandı ve kısa süre içinde uyumaya başladı..
Shouto'nun anlatımından~
Penceremin başına geçmiş dışarıyı seyrediyordum. Az önce Bakugou ve İzuku resmen birbirine girecekti ama umursamak istemiyorum artık..Banane ki?
Hava kararmaya başlamıştı.. Yaklaşık yarım saat sonra Aizawa bizi çağırdığı için ortak salona geçecektik.. Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok ama onuda umursamak istemiyorum.
Bakugou'nun söylediği şeyler sürekli beynimde dönüp dolaşıyordu.. Bir anda bütün insanlardan gördüğüm değeri sorgulamaya başlamıştım..
Cidden ben niye her şeyi bu kadar kafaya takıyorum? Bakugou ile İzuku isterse birbirlerini yesinler ben ne yapabilirim sanki?
Aptalsın Todoroki baştan aşağı aptalsın! Onlar çocukluktan beri arkadaş.. Yaşadığı iyi şeyler ya da kötü şeyler seni ilgilendirecek diye bir kural yok!
Her neyse saat yavaş yavaş yaklaşıyordu. Üzerimdeki formayı çıkardım ve daha rahat şeyler giyip odamdan dışarı çıktım..
Doğrusu İzuku ya da Bakugou' yu görmek istemiyordum.. Onlarla konuşacak yüzüm yoktu..
Bunları düşünürken bir yandan da uzun ve geniş koridordan ağır adımlarla yürüyordum.
Hiç penceresi olmayan koridor sadece sarı bir ışıkla aydınlatılıyordu bende kafamı kaldırıp sarı ışıklara bakarak yürümeye başlamıştım.Arkamdan gelen sesle durdum ve arkamı dönmeden sadece başımı çevirdim.
"Selam Todobro! Nasılsın?"
Kaminari'nin omuzuna elini atmış Kirishima ve yanında da Ochako vardı.
Onlara doğru döndüm ve çok kasmamaya çalışarak hafif bir gülümseme sundum.
"İyiyim. Siz nasılsınız?"
Ochako'ya baktım.. Endişeli ve mahçup duruyordu. O an yanıma gelme sebeplerinin bir tesadüf olmadığını anladım.
"Midoriya seni merak ediyordu bu arada.. Bir sıkıntın yok değil mi?"
Tam da beklediğim gibi.. Kollarımı birbirine bağlayıp hafiften kaşlarımı çattım ama yüzümdeki ciddiyeti bozmadım.
"Gayet mutluyum ilet kendisine"
Üçüde aynı surat ifadesiyle bana bakıyordu.. Pek anlam verememiştim bu yüzden çok kafama takmadan arkamı dönüp gittim.
"Aizawa hoca hepimizi çağırıyor bu arada! Gelseniz iyi olur."
Yürürken Aizawa hocanın mesajlarını da iletmeden edemedim yoksa haberleri olmayacaktı...
Aşağı kata inip herkesin olduğu ortak salona doğru yürüdüm..
Bakugou'nun gözleri direk bana kaydı hatta yanıma gelmek için bir adımını attı ama attığı gibi geri çekti.
Yani açık olmak gerekirse benimde gözüm ilk onu aramıştı. Bilmiyorum bunu her insan yapar yani.. Ama çok kalbimin kırıldığını sanıyor yanıma gelmesinde ne sıkıntı var yani?
Acaba ben mi onu kırdım..?
Arkamdan bana dokunan o elle fazlasıyla irkilmiş olacağım ki refleks olarak direk arkamı döndüm ve suratımın dibinde olan ve ciddiyetini asla bozmayan İzuku ile karşı karşıya kaldım..
"Sabahtan beri seni arıyorum Todoroki-kun!"
Yüzümdeki şaşkın ifade yerini kızgın bir surata bıraktı.
"Öyle mi gelinir?!"
Hala ellerinin belimi kavradığını ve hala suratlarımızın çok yakın olduğunu anlayınca duraksadım... Lanet olsun İzuku bu hareketlerinden asla vazgeçmeyecek!
" Bir dahakine geldim diye mesaj falan atarım oldu mu?"
Sözlerinden sonra istemsizce de olsa gülümsedim hatta güldüm.
"Tamam bırak hadi öğretmenin sözlerini duymayacağız!"
Sevimli bir şekilde gülümseyip ellerini belimden çekti..
Öğretmene bakmak için önümü döndüğümde şaşkın ve hafiften dolmuş gözlerle bana bakan Bakugou ile karşılaştım.
Ne oluyordu buna böyle?
684 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑨 𝑳𝒊𝒕𝒕𝒍𝒆 𝑲𝒊𝒅¬¬𝐵𝑘𝐷𝑘𝑇𝑑
Romance"Bu yaşta böyle şeylerle beslenmen çok sağlıksız Shouto! Bu lanet şeyi içmek için fazla....Küçüksün!" ... "Bana onca şeyi yaşattıklarında da çok küçük değil miydim sencede?"