Gözlerim dolu gözleriyle buluşmuştu.. Haliyle hemen kaçırmıştı gözlerini. Önüne dönmüş öğretmeni dinliyor taklitlerine girmişti ama o dolu gözlerin altında yatan şeyle bu kadar umursamaz davranabileceğini sanmıyordum.. Söz konusu Katsuki Bakugou ise ciddiye alınması gereken konular var demektir..Ama onu hala tanıyamıyorum
Öğretmeni gram dinlemiyordum zaten şuan umursamam gereken şeyin bu olmadığını biliyordum..
Konuşma bitip herkes odalarına dağılınca gözüm hemen Bakugou'yu aradı ama bir anda ortadan kaybolmuştu.
Odasına doğru çıktım eğer orada da değilse kesin zemin katın o karanlık ve hiç kullanılmayan lavabolarından birinin içine girmiştir diye düşündüm. Dediğim gibi... Garip bir çocuktu.
Odasına gitme fikrinden vaz geçip direk zemin kata inecektim sanki tesadüfen onu bulmuşum gibi olacaktı.. Odasında olsa bile öylece yanına gelemezdim.
Merdivenlerden hızlı adımlarla indim ve sonuncu merdiven basamağında git gide adımlarımı yavaşlattım. Buralara kimse mi girmiyordu?
Lavabonun yakınlarına gelince işittiğim bir müzik sesiyle orada Bakugou'nun olduğuna emin oldum...
Kapının yanına geçip sırtımı duvara yasladım ve olabildiğince sessiz nefes almaya çalıştım.. Öylece çıkmasını bekliyordum.
Çalan şarkı o anki ruh haline göre fazla eğlenceliydi.. Belkide bilerek böyle yapıyor çünkü onun üzülmeyi sevmediğini biliyordum.
Peki ya neden?
Neden üzülüyordu bu kadar? Gözlerinin dolmasına sebep olacak şey de neydi?
Şarkı durdu. Alanı dar olduğu için bir iki adım sesi geldi. O an kendimi sanki tesadüfen buraya gelmişim gibi hazırladım. Ve evet kapıyı açtı bende başka şeylerle ilgileniyor gibi gözüktüm ama kapı açılınca ona döndüm.
Şaşkınca bana bakıyordu sorusunu tahmin edebiliyordum.
"Neden buradasın?"
Bahanem yoktu o yüzden direk ağzıma geleni söyleyecektim.
"Sevdiğim bir şarkı çalıyordu bende sesin kaynağına doğru gitmek istedim. Asıl sen ne yapıyorsun?"
Sözlerime inanmış olacak ki hafiften kızaran yanaklarından utanmış olduğunu anlayabildim.
"Gürültülerden ve görüntülerden uzaklaşmaya çalışıyorum."
Anlamsızca suratına bakıyordum...O da bana bakıyordu ama onun suratında şu ana kadar hiç görmediğim bir soğukluk vardı..
Gürültülerden ve görüntülerden?
"Bakugou bak... Kendini kötü hissedince buralara gelmen seni iyi hissettirme-"
"Hissettiriyor."
Sözümü kesince artık fazla ergence davrandığını düşünmeye başlamıştım.
"Anlat bana. Gerçekten bunu dinlemek istiyorum Bakugou"
Sözlerim bitince gülmeye başladı.. Şuan onun sinirlerinin ya da psikolojisinin tamamen bozuk olduğuna emindim.
"Gerçekten anlatayım mı? Bunu istediğine emin misin Todoroki?"
Her cümlesinin sonunda acı verici bir şekilde gülüyordu.. Hayır bu ergenlikle alakalı hiç bir tarafı yoktu.. O an elimden hiç bir şey gelemeyeceğini anlayınca sadece ona yaklaştım kollarının üzerinden sımsıkı sarıldım.
O kadar serbest bırakmıştı ki kendini.. bıraksam düşecekti.
Bileğini yavaşça elimle kavrayıp tuttum onu odasına götürmek istiyordum çünkü o kadar baygın ve sarhoşumsu bir hali vardı ki yürüyüp yürüyemeyeceğine emin değildim.
Yavaşca kolunu omuzundan geçirip onu odasına doğru taşımaya başladım.. Uzun boyu yüzünden az da olsa zorlandım ama şuan kelebek gibi hafif gelmişti bana. Çok sevimli olduğunu düşünüp hafifçe kıkırdadım.
"Todoroki.. Buna... Gerek yok."
Bir elimle saçlarını karıştırıp ona susması gerektiğini anlatmaya çalıştım.. Ama zaten konuşmakta oldukça zorluk çekiyordu.. Yorgunluğunu ve çaresizliğini görebiliyordum.
Sonunda odasına yaklaştığımda Kirishima beni görüp hemen yardım etmek istedi.. Bakugou'nun bir kolunu da kendi omzuna geçirip odaya girdik.
Bakugou'yu yatağa yatırdıktan sonra Kirishima bana endişeli gözlerle baktı.
"O iyi mi?"
Kirishima Bakugou'ya çok fazla değer veriyordu bunu merak etmesini anlıyordum ama olayın aslını bende bilmediğim içim bilmiyorum tarzı bir kafa harareti yapıp Bakugou'ya bakmaya devam ettim.
"Bu gece yanında kal lütfen"
Sözlerinin ardından şaşkın bir surat ifadesiyle Kirishima'ya baktım.
"Nasıl?"
Bir andan kapıya doğru yürürken bir yandan da sözlerini belirtti.
"Basbaya. Onu iyi hissetirebilirsin belki bu gecelik burda kal."
Ben hala aynı ifadeyle bakıyordum o ise "İyi akşamlar size! " diye ekledikten sonra kapıdan çıktı.
Ah Bakugou...Yine kurtulamayacaksın benden desene.
Odayı incelemeye başladım.. Her taraftan çok hoş bir şekerli koku geliyordu.. Bütün insanların düşüncesi aksine Bakugou çok nazik ve sevimli bir insandı..
Gözümün bir tabloya takılması ile hemen oraya yöneldim..
Bakugou, ben ve İzuku..
Uzun zaman önce çektiğimiz bir fotoğrafı çerçeve yapmıştı.. Bakugou gibi sadık bir dostum olduğu için çok mutluyum.
Umarım o da mutludur..
~619 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑨 𝑳𝒊𝒕𝒕𝒍𝒆 𝑲𝒊𝒅¬¬𝐵𝑘𝐷𝑘𝑇𝑑
Romance"Bu yaşta böyle şeylerle beslenmen çok sağlıksız Shouto! Bu lanet şeyi içmek için fazla....Küçüksün!" ... "Bana onca şeyi yaşattıklarında da çok küçük değil miydim sencede?"