OLAYLI BİR GÜN

545 20 4
                                    

SÜSEN DEN
heyecan dan kalbim boğazımda atıyordu, omer beni iki dakika içinde delirtmeyi başarmıştı.
İkimizde yarı çıplaktık, gaza gelip üstündeki ni çıkarmıştım, ama sonra dan gözlerim ömerin vücuduna kayınca utancımdan bayılıcağımı hissettim.
" süsen burda bırakalım mı sevgilim,
senin sonra dan pişman olmanı istemiyorum, daha erken."
bunu demesiyle başımı sallayıp konuştum.
" haklısın sevgilim, bak pişman olmak değil de... daha çok erken böyle bişey yaşamamız için, hem bu bile yetti bana."
son söylediğim şeyi gözlerimi kaçırıp söylemiştim.
" sana aşığım süsen kılıç."dedi şevkat dolu gözlerle.
" sana aşığım Ömer eren." dedim gülüp.
" hadi gel kucağıma, uyuyalım sabah okul var."
dediğini yapıp hızla doğrulup kucağına uzandım.
büyük bir huzurla gözlerimi kapatıp ömerin kendine has mükemmel kokusuyla uykuya daldım.

sabah gözlerimi açtığım da ömerin beni izlediğini gördüm, uykulu sesle konuştum.
" günaydın aşkım." dedim.
" günaydın meleğim, bak işte şimdi tam olarak benim için gün Aydı." dedi Saçımı okşayıp yanağımdan öperken.
" sabah sabah romantik modun mu açıldı senin Ömer eren." dedim yanağını okşayıp.
" evet açıldı, ama şimdi de çalışkan modumu açıyorum ve sende açıyorsun hadiii kalk bakalım okula gidicez."
" off yaa." dedim yerimden Zar zor kalkarak.
" oflamaaa." dedi gülüp.

okula geldiğimiz de Ömer kütüphane uğramak istediğini söyleyip oraya gitti.
Bende hızla sınıfa gittim, sınıfta sadece emir vardı, bana bakıp samimi bir gülüş atıp konuştu.
" günaydın süsen."
" günaydın emir." dedim neşeli sesle.
" bu sınıftaki kızlardan çok farklısın süsen."
emirin bir anda dediği şeyle uyarırcasına konuştum.
" emir... hiç o konulara girme istersen,
ne ima ettiğini anlayabiliyorum, ama yapma."
" neden ömer duyarsa ağzımı burnumu mu kırar.?" Dedi sırıtıp.
" emir kapat konuyu." dedim çantamdan defterimi çıkartıp.
" bak şöyle bir anlaşma yapalım, ben ömer yokken sana yürüyim." dedi elini masama koyup yüzünü yüzüme eğdi.
bende hızla ayağa kalkıp sinirle konuştum.
" napıyorsun sen ya."
" yürüyorum işte." Diyip tekrardan yerine oturdu.
Bende kendi kendime söylendim.
" manyak mıdır nedir bu ya." dedim.

ÖMER DEN
ben kütüphane de bir kitap ararken bir anda biri içeriye girip konuştu.
" günaydın zeki çocuk."
leyla nın sesiydi bu.
" sana da günaydın leyla." dedim yüzüne bakmadan.
" ne o süsen seni yüzüme bakmaman için uyardı mı.?"
bunu demesiyle yüzüne dönüp konuştum.
" hayır söylemedi, ama ben fazla hanımcıyım dır, o yüzden kendi sevgilim dışında başka bir kızla sohbet bile etmek istemiyorum." dedim.
" çok klişe bence." dedi sırıtıp.
" nasıl düşünmek istiyorsan öyle düşünebilir sin." dedim ve tam yanından geçip gidecektim ki, eliyle kolumu tutup konuştu.
" Ömer, eğer susenle ayrılırsan ben burdayım."
bunu demesiyle dalga geçercesine konuştum.
" olduuu tamam, Allahim sen bana sabır ver ya, uğraştığım insanlara bak."
Diyip kolumu elinden kurtarıp sınıfa gittim.
sınıfa girdiğimde süsenin gözlerini kapatmış uyuyor olduğunu gördüm,
nazikçe yanına oturup yanağına küçük bir buse kondurup konuştum.
" sevgilim aç hadi gözlerini, hoca gelecek."
bunu dememle gözlerini açıp konuştu.
" gözlerimi dinledireyim dedim ama şu hale bak uyumuşum hemen." dedi gülüp.
sonra hoca geldi, ama yanında bir öğrenci vardı, sarışın bişey.
" günaydın çocuklar, bu gördüğünüz arkadaşınız artık sizinle birlikte bu sınıfta okicak...
Mahir Asiye nin yanına oturabilir sin."
Diyip Asiye nin sırasını işaret etti.
doruğun dik dik bakışlarını fark etmemle süsene dönüp konuştum.
" süsen, doruk la Asiye barışmamışmıydı. doruk niye öyle bakıyor." dedim.
" bilmiyorum ki." dedi doruğa bakıp.
" abi bu çakma doruk lan." dedi sarp.
Bende dik dik bakıp konuştum.
" bunun da çenesi açıldı yine." dedim.
süsende bana bakıp konuştu.
" Ömer karışma sen, gereken kişiler lafını söyler." dedi.
sarp da Ömere bakıp konuştu.
" açıldı lan, var mı bir diyeceğin."
" lan süsene söz vermeseydim şuan ağzın burnun kırık olmuştu." dedim sinirle.
" off hocam şu ömeri başka sınıfa atın ya valla usandık." dedi tolga.
" kes lan sen sesini." dedim ona dönüp.
" çocuklar bir sakin olun, bu sınıfta hiç mi olaysız gün yok, yapmayın Allah aşkına ya, bana sınıfı dağıttırmayın." dedi Burak hoca.
" aslında ömer giderse olayımız olmicak." dedi sarp.
susen bir anda konuştu.
" o kadar boş konuşuyorsunuz ki,
yeni gelen çocuğa saygınız olsun biraz ya." dedi sinirle.
tolga konuştu.
" susen mahire yeşil ışık yakıyor galiba."
bu bardağı taşıran son damla olmuştu, hızla ayağa kalkıp üstüne yürüdüm.
" ne diyon lan sen, gerizekalı gerizekalı konuşma, o laflarını yediririm sana."
Mahir bize dönüp konuştu.
" siz her zaman böyle misiniz?"
doruk bir anda konuşmaya başladı.
" böyleyiz, ne oldu rahatsız mı oldun?"
" yok ben olmadım da, burda bir sürü kiz var kızlara biraz saygınız olsun bence, yani sizin kavgalarınıza maruz kalmak zorunda değiller."
doruk ayağa kalkıp konuştu.
" paşama bak sen, kızları da düşünürmüş, oyy çok mu düşüncelisin sen Mahirciikk."
" doruk tamam uzatma ya." dedi Asiye.
Asiye böyle söyleyince doruk gülüp konuştu.
" ne o güzelim, ben seni bırakınca ilk gördüğüm erkeğe yeşil ışık mı yakim dedin."
doruğun bunu demesiyle hızla konuştum.
" doruk abartma." dedim.
leyla kahkaha atıp konuştu.
" bu sınıf nasıl iki dakika içinde bu hale geldi." dedi.
" hadi kim kimi yerse, doruk la omer de birbirine girsin sonra keyiften dört köşe olalım." dedi emir.
" gel oğlum gel ben seni dört köşe yaparım merak etme." dedim emire bakıp.
Asiye ayağa kalkıp konuştu.
" yeşil ışık yakan ben değilim doruk, sensin, yasmine bakışlarını gördüm."
Asiye nin bunu demesiyle şaşkınlıkla konuştum.
" vay arkadaş bu nedir ya, hocam ben çıkıyorum daha fazla katlanamicam."
Diyip susenin elinden tutup konuştum.
" gel sevgilim çıkalım şu hayvanat bahçesinden."dedim ve sonra çıktık.

DORUK TAN
" hocam Allah aşkına salın beni bende çıkıyorum." Diyip çıktım.
" bekle beni..."
Asiye nin de arkamdan çıkıp bana bağırmasıyla olduğum yerde koridorun ortasında durdum.
sonra hiç beklemediğim bir anda yüzüme çok sert bir tokat yedim.
" yazıklar olsun sana, demek yeşil ışık yakıyorum ben haa. doruk Allah kahretsin seni ya." Diyip gitti.

BERK TEN
" berk dışarı çıkanlara söyle, omer susen, asiye ve doruk, dördü birlikte telefuste koridoru silecekler."
Burak hoca nın bunu demesiyle oflayıp konuştum.
" tamam hocam."
" pişşstt berko, oğlum sende çık bakalım nasıl temizlik yapıyorsun."
" tolga, ben Ömere yada doruğa benzemem, o ağzını toletin içine sokarım yapmadığım bir şey değil." dedim tehlikeli bir sırıtışla.
" berk sende baslama istersen." dedi Burak hoca...

DORUK TAN
okuldan çıkarken güvenlik beni durdurup konuştu.
" doruk bey izniniz var mı bu şekilde çıkamazsınız."
" okul babamın okulu değil mi, isteğim de girer, istediğim de çıkarım."
Diyip hızla çıktım.
arkamdan süsenin geldiğini gördüm.
" doruk dur, abi sen niye Asiye ye niye öyle bir şey söyledin, o kızın sana nasıl aşık olduğunu biliyorsun." dedi sinirle.
" susen görmedin mi nasıl o yeni gelen çocuğa korudu." dedim sinirle.
" ya siz barışmadınız mı?, senden özür dilemiş ti Asiye."
" akıllansın diye ayrı kalalım dedim."
" nee... doruk sen ne yaptın, asiye ye bu şekilde ders veremezsin, onu seninle tehdit ederek mi akıllanmasına yardımcı olucaksın, böyle olmaz, bu şekilde olmaz, o kıza bunu yapmaya hakkın yok." dedi sinirle.
" sana yaptıklarına rağmen hala onu koruyabiliyor sun, süsen senin gibi bir dosta sahip olduğum için çok şanslıyım."
" sen aşk ta da çok şanslısın, benim için Asiye ye bunu yapma, git özür dile bir şekilde afettir kendini." Diyip yanımdan gitti.
Bende hızla arabama binip ordan çekip gittim.

ASİYE DEN
bahçe nin kenarın da yere çökmüş sessiz sessiz ağlıyor dum, canım çok yanıyordu, neden böyle oluyor du, neden hiç bir şey yolunda gitmiyor du.
" Allahim ben ne günah işledim ya, sen beni neden sevdiklerim le sınıyorsun."
kendi kendime bunu söylerken bir ses duydum.
" sen bunların hepsini hak ettin."
" Ömer..." dedim hızla.

SÜSÖM ( NAZENDE SEVGİLİM ) ❤️‍🔥❤️‍🩹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin