ASİYE DEN
Ömere kırgınlık la bakıp konuştum.
" ölsem bile umurunda olmaz dimi, o kadar bittim senin için... abi." dedim gözümden bir damla yaş akarken.
" sen kendi kendini bitirdin Asiye." dedi soğuk kanlılık ile.
sonra da yanımdan gitti.SÜSEN DEN
okulun bahçesinde kafamı toparlamak için usulca yürümeye başladım, temiz havayı içime derince çektim.
sonra ömerin yanıma geldiğini gördüm,
olduğum yerde durup yaklaşmasını bekledim, yanıma kadar gelince hızla sarıldım. sımsıkı sarıldım...
" Ömer..." dedim ayrılmadan.
" efendimgüzelim."
" bu kşam dışarıda yemek yiyelim mi,
şu negatif ortamlardan biraz uzaklaşalım."
" sen nasıl istersen birtanem." dedi ve sonra boynumdan öptü.
sonra berk geldi yanımıza.
" gençler romantik anınızı bozuyorum ama Burak hoca, ikinizi çağırıyor koridorları silicekmişsiniz, asiye ve doruk da aynı şekilde, sınıftan çıktığınız için cezaymış." dedi.
" doruk gitti." dedim hızla.
" biliyorum hava almak için çıkmış Akif amcadan azar yememek için geri dönüyor, hadi sizde Burak hoca nın yanına gidin de daha fazla sinirlenmesin." dedi.
bizde hızla okula tekrar girip Burak hocanın yanına gittik.
Asiye, Burak hocanın yanında bıkmış bir ifade ile duruyor du.
" doruk nerde ceza dan bu şekilde kaçamaz." dedi Burak hoca.
sonra bir anda doruğun sesi geldi.
" merak etmeyin hocam, kaçmadım."
dedi ve yanımızda durdu.
" alın şu malzemeleri koridora dördünüz de hadi, asiye süsen siz bu koridoru, doruk, ömer sizde şu koridora hadi." dedi ve sonra birine bakıp konuştu.
"leyla gel buraya, biri işi bırakıp giderse söyle bana."
leyla sırıta sırıta konuştu.
" seve seve hocam." Diyip başımızda beklemeye başladı.
" çekil şurdan leyla." dedi Asiye.
"çekilemem canım ya, Burak hoca tembihledi biliyor sun." dedi.
tam asiye bişey soylicekti ki o konuşmadan ben konuştum.
" çekil diyorsa çekilecek sin." dedim dik dik.
" ya siz ikiniz düşman değilmisiniz, neden koriyorsun ki onu."
" sevgilim tamam hadi gel buraya, asiye fıstığım dön işine sende." dedi Ömer.
Ömer asiye ye fıstığım diyince asiye nin yüzünde mutlu bir tebessüm oldu.
asiye yi öyle görünce canım acıdı, abisi tarafından sevilmek istiyor du, eskisi gibi olmak istiyor du.
" Ömer." dedim fısıltı şeklinde.
" efendim sevgilim."
" okuldan sonra eve git, kardeşinin yanına git, asiye hem aşk acısı nı hemde abi acısını aynı anda çekemez, lütfen affet onu." dedim yalvarır gibi.
" süsen sen nasıl bu kadar güzel kalpli bir insan oldun." dedi güzel güzel bakıp.
" senin sayende, ama Asiye de değişebilir benim gibi, değişmesi için tek bir şey var, sevgi...
onu sevgi değiştirecek, asiye ye karşı sevgisiz davranma, omer asiye sana, abinin emaneti değil mi...
abinin emanetine sahip çık." dedim.
" tamam güzelim." dedi tebessüm edip.
" oha bunlar napıyo ya." dedi emir koridora gelip bizi izlemeye başlayarak.
" allahim sen benim aklıma mukayyet ol." dedi Ömer gözlerini kapatıp açarak.
" süsen cim bunlara yakışmış iş tutmak ama senin o narin eline hiç yakışmamış ya." dedi emir ilk önce bana bakıp sonra Ömere bakıp.
" ben senin o ağzını..."
" Ömer dur, bilerek yapıyor it, oyununa gelme." dedi doruk ömeri tutup.
" it falan ayıp oluyor bak doruk" dedi emir alınmış gibi yapıp.
doruk elindekileri bırakıp emirin karşısında durup dik dik konuştu.
" biraz daha o çeneni kapatmazsan, Allah verdi demem senin bu koridorda resmini çıkartırım." dedi.
" sen niye karışıyorsun çakma Brad Pitt."
dedi leyla.
Asiye elindekileri bırakıp leyla ya bakıp konuştu.
" sen kessene sesini, sen niye maydanoz oluyorsun."
" arkadaşlar Burak hoca gelecek şimdi lütfen hepiniz işinize dönün, bitsin gidelim, hadi Asiye." dedim Asiye ye yumuşak gözlerle bakıp.
" aynen hadi, doruk, Asiye hadi." dedi Ömer...ÖMER DEN
okul bittikten sonra süseni dinleyip eve geldim, kapıyı tıklatıp beklemeye başladım.
" Ömer..." dedi Asiye kapıyı açınca.
" bu küslük daha fazla uzamasın diye geldim, kırgınlığım daha geçmedi, ama sen benim kardeşimsin seni bu şekilde daha fazla bırakmak istemiyorum." dedim buruk bir sesle.
" Ömer sana söz veriyorum bir daha asla olay falan çıkartmicam, kimseye bulaşmicam." dedi tebessüm edip.
" süsen icin de geçerli değil mi bu?"
bunu dememle bir kaç saniye susup konuştu.
" evet." dedi...
bir saat sonra süsen den mesaj geldi.
" sevgilim sen bugün hiç dışarı çıkma, asiyeyle kal... yarın buluşalım."
mesajı okuduktan sonra hızlıca cevap verdim.
" tamam patron." yazıp gönderdim.
" o ablayla mı konuşuyor sun, abi."
bir anda emelin sesiyle gözlerimi telefondan çekip sırıta sırıta emelin gözlerine bakıp konuştum.
" efendim abicim." dedim.
" sen kimseyle gülümseyerek konuşmazsın, süsen ablayla konuşuyorsun değil mi ?" dedi.
" ya sen abini çok mu iyi tanıyor sun güzel şey." dedim alnından öpüp.
" evet." dedi kocaman bir gülümsemeyle.
sonra devam etti.
" abi sen o abladan hiç ayrılma, o seni çok mutlu ediyor."
emelin sözleriyle kocaman gülümseyip konuştum.
" evet o beni çok mutlu ediyor...
ama benim fıstığım beni daha da mutlu ediyor." dedim.
sonra gözledim asiye ye kaydı...
buruk bir tebessümle bana bakıyor du.
" sadece emel mi mutlu ediyor seni." dedi sessizliğini bozup.
Bende çekingen bir tavırla konuştum.
" hayır... sende ediyorsun asiyem." dedim.
" bu dediğine sen bile inanmamışken, ben nasıl inanabilirim ki." dedi.
bişey söylemek ister gibi ağzımı açtım, ama ne diyeceğimi bilemeyip geri kapattım, ve susma hakkımı kullandım.
" abla bana masal anlatır mısın?" Dedi emel, asiye ye bakıp.
sonra bir anda telefonum çalmaya başladı... süsenin aradığını görünce kocaman sırıtıp hızla kapıya çıktım.
telefonu açıp hızla kulağıma götürüp konuştum.
" benim esmer şekerim beni mi özlemiş." dedim sırıtmaya devam edip.
" esmer şekerin seni çok özledi." dedi.
o huzurlu sesi kulaklarıma dolduğunda gözlerimi bir anlığına kapatıp açtım.
" bir an önce sabah olmasını istiyorum, çünkü senin o güzel yüzünü görmeye çok ihtiyacım var." dedim.
" kötü bişey mi oldu?" Dedi, sesindeki telaşı buram buram hissettim.
" yok güzelim benim kötü bişey olmadı,
yüzünü görmeye ihtiyacım olması için kötü bişey mi olması gerekiyor." dedim.
" hayır... hayır tabikide, olmasın da ya zaten." dedi isyan eder gibi.
" sevgilim saat çok geç olmuş, senin artık uyuman lazım, şu uyku düzenine bir ayar vermemiz lazım." dedim.
" senin de uyku düzenine ayar vermemiz lazım o zaman Ömer bey." dedi beni tehdit eder gibi.
" ilk önce seninkine verelim, sonra bana geçeriz.
şimdi Kapatıyoruz ve sen o güzel gözlerini kapatıp uykuya dalıyorsun güzelim."
" yaaa, ama konuşuyor duk." dedi, küçük bir çocuk gibi isyan edercesine.
" yarın bol bol konuşuruz sevgilim."
" tamam... rüyanda beni gör tamam mı?"
bunu demesiyle gülüp konuştum.
" görmemek gibi bir ihtimalim yok." dedim... sonra devam ettim.
" iyi geceler.... bir gülüşünle kalbimi fetheden kadın." dedim, aşk dolu bir sesle.
" iyi geceler... bir bakışınla eriyip bitmeme neden olan adam." dedi yumuşak ve aşk dolu bir tınıyla.SÜSEN DEN
gözlerimi açtığım da kendimi çok huzurlu hissettim.
bir anlığına bu huzurun sebebini anlamaya çalıştım, ama sonra dün gece Ömerle uyuyana kadar konuştuğum gerçeği kafama dank etti.
dün gece ki konuşmamızı hatırlayınca, şapşal şapşal gülümseyip elime telefonumu aldım, ve hemen Ömere yazdım.
" bu sabah çok huzurlu uyandım, ve bide seni çok özleyerek... bunu da eklemiş olayım." yazıp gönderdim.
sonra sabırsızca cevap vermesini bekledim.
bir Anda ekranıma Ömer den gelen bildirimle açıp okudum.
" bu sabah bir kere daha ne kadar şanslı olduğumu hatırlayarak uyandım.
senin gibi mükemmel bir detayla birlikte olduğum için kendimi bir kere daha çok şanslı hissettim.
ve bir önce okula gelip sana sarılmak, kokunu içime çekmek için çok sabırsızım."
Ömer den gelen mesajla gözlerimin mutluluk tan ötürü dolmasına izin verdim.
heyecan dan ellerim titreye titreye cevap verdim.
" sana aşığım, sana çok aşığım." yazıp gönderdim.
sonra deli gibi kendi kendime gülüp okul için hazırlanmaya başladım.
hazırlığım bittikten sonra çantamı ve telefonumu alıp evden çıktım.
koşa koşa arabaya gittim, hızlı ve dikkatli şekilde sürüp okula geldim.
arabayı park edip hızla okula girdim.
koridorda duvarın kenarında telefonuyla ilgilenen ömeri görünce kocaman gülümsedim.
sonra bir yanımda emir belirdi.
" günaydın süsi." dedi.
" off çekil önümden." Diyip Ömere bakıp konuştum.
" Ömer, aşkım." dedim, sesim Ömere ulaşınca kafasını kaldırıp bana baktı, sonra kocaman gülümsedi.
Bende koşa koşa yanına gidip boynuna atladım, etraftakilerin bize bakmasını umursamadan.
" kızım acayip özledim seni, alt tarafi bir kaç saat görüşmedik." dedi Ömer Saçımı öpüp.
bende gülümseyip konuştum.
" aşık insan her zaman özler yalnız." dedim.
" biz birbirimize aşık olduğumuz için normal diyorsun yani." dedi sırıtıp.
" aynen öyle diyorum." dedim yanağından öpüp.
" oooo günaydın atamancılar, size de günaydın vıcık, cıvık çift." dedi tolga bize bakıp salak salak sırıtıp.
" oğlum bizim vıcık yada cıvık olsa da bir ilişkimiz var, sende ilişki bile yok lan." dedi Ömer zevk alıyor gibi sırıtıp.
" kapak sesimiydi oo." dedim tolga ya gülerek.
" sizin gibi bir ilişkim olucaksa hiç olmasın." diyip yürümeye başladı.
Ömer de arkasından gülüp konuştu.
" yav hadi lafını sokamadın, boş yapma haydi barçın." dedi.
" kimse benim ilişkim hakkında yorum yapamaz." dedi Saçımı öpüp.
" günaydın omercim."
bir anda o gıcık olduğum sesi duymamla kendimi sakin tutmaya çalışarak ona döndüm.
" tüh bak seni görünce gün, aymaktan vazgeçti, hava kararacak şimdi." dedim dik dik bakıp.
" ayy canım sen çok mu komik sin öyle."
dedi sahte bir gülümseme ile.
" sevgilim biz sınıfa gidelim artık bence."
dedim, sonra Ömere gözlerimi kocaman açıp baktım.
" Allah aşkına öldürecek gibi bakma korkuyorum." dedi, böyle bir şey söylemesini beklemediğim için Yüzümde küçük bir tebessüm oluştu.
" yaa aşkım korkma, ben seni değil onu öldürücem, biraz daha burda kalmaya devam edersek..." dedim.
" tamam hadi gidelim o zaman sevgilim, olay çıkmasın şimdi." dedi ve elimi sımsıkı tutup sınıfa doğru götürmeye başladı.
Bende leyla ya bakıp zafer kazanmış gibi gülümseyip tekrar önüme döndüm.
sınıfa geldiğimiz de doruk bana bakıp göz kırptı.
Bende gülümseyip, maalesef emirin yanına oturdum.
" az önce beni tersledin süsen."
emirin bir anda bana bunu demesiyle gözlerimi ona çevirip konuştum.
" anlamadım?"
" az önce koridorda günaydın dedim ama çekil önümden dedin."
mahcup bir ifadeyle konuştum.
" kusura bakma ya, ben omeri görme heyecanıyla, ne yaptığımın farkında değildim."
" anladım." dedi.
" şey ben dicektim ki...
bugün akşam bir kahve içme şansımız var mı?" dedi ve sonra devam etti.
" gerçekten sadece arkadaşça."
bunu demesiyle Ömere baktım sonra tekrar ona dönüp konuştum.
" Ömere sormam lazım." dedim.
" Ömer Senin kocan mı süsen, ne izni bu."
" Ömer benim sevgilim, izin almak demeyelim, sadece haber vermek ve rahatsız olup olmayacağını bilmek, amacım." dedim.
sonra zil çaldı, ömer yerinden kalkıp benim sıramın dibinde durup konuştu.
" sevgilim sen bununla neden konuşuyorsun.?" Dedi.
" şey..." emir bir anda lafımı bölüp konuştu.
" susene akşam kahve içme teklifi sundum. oda Ömere haber vereyim dedi."
emirin dedikleriyle Ömer bana dik dik bakıp konuştu.
" haber veriyim... öyle mi süsen.
yani onunla akşam vakit geçirecek sin onunla olucaksın ve bana haber mi verecek tin.
haber vermene de gerek yok, ne yapıyorsan yap." Diyip hızla sınıftan çıkıp gitti.
" Allah kahretsin yalnış anladı ya." dedim sinirle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜSÖM ( NAZENDE SEVGİLİM ) ❤️🔥❤️🩹
Ficção Adolescenteilk başta birbirlerinden nefret eden ,daha sonra birbirine sırılsıklam aşık Olan, iki gencin hikayesi...