SÜSEN DEN
hayat sürekli sevdiklerimizi alıyordu bizden. hayat neden bu kadar acımasızdı. neden sevdiklerimizi çalıyordu bizden, neden bize bunu yaşatıyor du...
" asiyee." dedim yorgun, bitmiş tükenmiş bir halde.
asiye yavaşça gözlerini, doruğun mezarından çekip bana çevirdi.
" Asiye, doruk seni her zaman çok sevdi, bu hayatta en çok seni sevdi, sen doruğun yaşama sebebiydin, doruğun aldığı her nefestin sen...
biliyorum çok zor ama... ama güçlü durmak zorundasın, bir şekilde hayatına devam etmek zorundasın, hem doruk da böyle olmasını isterdi.
sen doruk için hayatına devam etmek zorundasın, doruk için hayallerini gerçekleştirmek zorundasın." dedim, biraz daha birşeyler söylemek istedim ama yapamadım, asiye o kadar kötü görünüyordu ki daha fazla konuşmak istemedim.
" o gitti.." dedi sesi titrerken, sonra devam etti.
" ben bittim." Diyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.
" asiye nolur yapma böyle." dedi Ömer, asiye nin bedenini mezarın başından kaldırmaya çalışılırken...
her kes teker teker baş sağlığı dileyip gitmişti, Nebahat teyze ve Akif amca da zorla da olsa gitmişti. şuan dorugun mezarının başında, asiye, berk, aybike, ben ve Ömer vardık.
berk mezarın başında oturmuş, donuk şekilde doruğun mezarını örten toprağa bakıyordu.
" berk, hadi kalk." dedim yorgun bir sesle.
" hayır, kardeşimi yalnız bırakmicam." dedi hızla.
bunu demesiyle asiye yi işaret edip fısıltı şeklinde konuştum.
" asiye nin halini görüyorsun, şuan onun bize ihtiyacı var, bizim desteğimize, o yüzden şuan kalkıp kendini toparlaman lazım lütfen." dedim yalvarır gibi.
bir anda, " tamam." Diyip ayağa kalktı, gözlerini silip, asiye nin yanına ilerledi.
" asiye, hadi gidelim artık, söz veriyorum yarın yine geliriz doruğun yanına." dedi berk buruk bir tebessümle.
asiye birr kaç saniye sonra berke baktı, sonra yavaşça konuştu.
" sadece yarın değil, her gün gelelim, hatta günde iki, üç kere gelelim, doruk beni özler, üzülür beni göremezse." dedi buruk bir gülümsemeyle.
" tamam istediğin gibi yapalım. hadi şimdi kalk." dedi.
asiye bir kaç saniye susup konuşmaya başladı.
" siz yavaşça gidin, ben dorukla konuşup geliyorum." dedi.
bunu demesiyle ben hepsine işaret yaptım, yürümeleri için.
sonra hepimiz ufak adımlarla ordan ayrıldık, asiye yi uzaktan izlemeye başladık.ASİYE DEN
"doruk, aşkım..." dedim gözlerim dolu dolu. yüzümde buruk bir gülümseme vardı.
" aşkım, herşey için teşekkür ederim, iyiki hayatıma girdin, iyiki hayatım oldun, ben senin sayende yeniden yaşamayı öğrendim, ölmüş bir kızın ruhunu aşkınla iyileştirdiğin teşekkür ederim.
seni çok çok seviyorum doruk, her zamanda çok sevicem, sakın üzülme tamam mı, benn senden başka kimseyi sevmicem. " dedim ve sonra fısıltı şeklinde sesim titriyerek şunları söyledim.
" kısık sesle söylüyorum, kimse duymasın, asdor offline.
duyma bunu tamam mı aşkım." dedim ve sonra hem ağlayarak hemde gülerek konuşmaya devam ettim.
" UÇAK GEÇTİ, O YÜZDEN DUYAMAZSIN..." dedim ve başımı toprağa koyup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
"ben şimdi gidiyorum aşkım, ama yarın sana söz veriyorum gelicem." Diyip yavaşça ayağa kalktım.
son kez doruğa baktım, sonra yavaş ve sersem adımlarla Ömerlerin yanına doğru ilerledim.1 HAFTA SONRA SÜSEN DEN
sabah yeni bir okul günü için gözlerimi açtığımda hızlıca Ömere yazdım.
" günaydın sevgilim.
asiye iyi mi?" Dedim.
çok geçmeden cevap geldi.
" günaydın herşeyim.
hala aynı, şuan okula yürüyoruz.
ama bana sürekli doruk da gelicek dimi bugün okula Diyip duruyor."
ömerin dediği şeyle kalbimin acıdığını hissettim, asiye nasıl eski haline dönecekti, nasıl kendine gelecekti, biz bu kızı nasıl toparlicaktık."
ben düşüncelerimle savaş verirken, bir anda tekefonumun çalmasıyla kendime gelip kimin aradığına baktım, abim arıyordu, hızla cevap verdim.
" alooo abicimm." dedim yorgun bir sesle.
" günaydın prensesim." dedi neşeli ve uykulu bir sesle.
" günaydın abicim." dedim halsiz şekilde.
" süsen... iyi misin sen, sesin çok solgun geliyor." dedi.
" şey abi, bir arkadaşım vefat etti geçen hafta, hala toparlanamadım."
bunu dememle sesinde büyük bir endişe oluştu, hızla konuşmaya başladı.
" nasıl yaa, basın saolsun abicim...
peki kim bu kişi, ben tanıyor muyum."
" doruk... tanıyor sun sende." dedim.
" neeee... hani şu iki yıl önce benimle tanıştırdiğın, çok değer veriyorum dediğin o çocuk." dedi.
bunu demesiyle gözlerimden birer damla yaş düştü.
" evet." dedim titrek bir sesle.
" ne dicemi bilmiyorum gerçekten abicim. nolur üzme kendini. bak ben şuradaki işlerimi bitirim hemen gelicem yanına, ben seni toparlicam." dedi güven veren bir sesle.
" tamam abicimm, ben şimdi kapatıyorum okula yetişmem lazım, boşluğum olunca ararım bende seni." dedim.
" tamam güzelim benim, iyi dersler, Kendine çok dikkat et, ve üzülmemeye çalış."
" tamam abicim sende kendine dikkat et görüşürüz." Diyip kapattım.
sonra çanta mı alıp evden çıktım.
okula geldiğimde hızlıca sınıfa gittim.
asiye yi gördüğüm an, kalbimin bir kere daha acıdığını hissettim.
çok kötü duruyordu, gözleri kıp kırmızı olmuştu, saçı başı dağınık tı, gözlerinin feri kaybolmuş tu.
doruk atakul, giderken arkasında büyük bir enkaz bırakmıştı, ve biz bu enkazı nasıl geri toplicaktık bilmiyordum.
" asiye günaydın." dedim tebessüm edip.
" günaydın susen." dedi yorgun bir halde.
" günaydın sevgilim." Diyip Ömere doğru yürüdüm, birbirimize yaklaştığımız da ona sımsıkı sarıldım, varlığı için, şuan yanımda olduğu için içimden şükrettim.
" Ömer." dedim birbrimizden ayrıldığımız da.
" efendim güzelim."
" asiye nin bu hali ne olucak, nasıl kendine gelicek."dedim.
Ömer, asiye ye bakıp konuştu.
" bilmiyorum, hiç bişey bilmiyorum, annemizi, babamızı kaybettik, abimizi kaybettik, asiye ilk defa kaybetmedi birini, ama ilk defa bu kadar kötü bir durumda. onu nasıl toparlicam hiç bilmiyorum süsen."
" kolay değil Ömer, hiç kolay değil, insan aşık olduğu birini kaybedince, kendini de kaybeder, asiye bu durumda olmakta çok haklı. ama zamanla toparlanicak ben inanıyorum, asiye çok güçlü bir kız.
hem biz asiye nin sürekli yanında olucaz ona destek olucaz, kısa sürede toparlanması için elimizden geleni yapıcaz."
" herşeye rağmen asiye ye karşı bu kadar duyarlı ve nazik olmana o kadar imreniyorum ki süsen.
belki de başka biri olsaydı senin gibi davranmicaktı, acısından zevk alacaktı belki de."
" e Ömer eren cim, benim gibi bir kızı bir daha asla bulamazsın." dedim tebessüm edip.
" iyiki sen sevgilim."
" iyiki sen sevgiliiimmm." Diyip yanağından kocaman öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜSÖM ( NAZENDE SEVGİLİM ) ❤️🔥❤️🩹
Ficção Adolescenteilk başta birbirlerinden nefret eden ,daha sonra birbirine sırılsıklam aşık Olan, iki gencin hikayesi...