Telefonuma mesaj geldi.
Musa Bey: Attığım konuma gel.
Gönül işlerini hallettiğimize göre, Musa Bey'e birşeyler verme zamanı geldi. Sonuçta Ayça'ya ne olduğu hakkında bilgisi olabilir.
Musa Bey görüşmemiz için özel izin çıkardı. Gizlice saraydan ayrıldım.
"Musa Bey, görüşmede vizesiz giriş taleplerimiz olumlu bulundu."
"Bırak şimdi bunları, benim kulağım her yerde, ben başka bir şey çağırdım seni."
Elbette bildiğini biliyordum, sadece ona birşeyler vermek istedim.
"Gazete haberlerinin aslını merak ediyorsunuz sanırım. Sadece ondan bilgi almak için ona yakın davrandım ama o benden hoşlandı. Yani ondan ne istiyorsanız yapmasını sağlayabilirim."
Adam ağzı açık bir şekilde beni dinliyordu.
"Şimdi sıra sizde! Dersin ilk günü saraya gelirken bana birşey oldu ama hatırlayamıyorum ne oldu? Bir ilginiz var mı? Ayrıca ondan bir ay sonra da biri evime girdi ama onu elimden kaçırdım. Bana bildiklerinizi anlatın! Aynı taraftayız Musa Amca. Babamın hatrına bana yardımcı olun. Kim bana zarar vermek istiyor?"
Araştıracağını söyleyip gitmemi istedi.
Birşeyleri atlıyorum ama ne? Tabi ya o araç kamerasına bakmamıştım hazır dışarıdayken bakayım.
O gün araç kamerası kayıtlarının son iki saati silinmişti. Yine döndük başa. Elimde hiçbir şey olmadan yine döndüm saraya.
Yarın vereceğim dersin öncesinde hazırlık yapmam gerekiyordu. Lanet olsun kalemimin biteceği zaman mı bu? Çantamda bir tane daha vardı. Bu da yazmıyor galiba. Off!
Sinirlenip kalemi attım. Her şey de üzerime geliyor!
Kalem duvara çarpınca, içinden bir tane hafıza kartı çıktı. Tabletime taktım. Ses kaydı bu.
Ses : Ayça geldin demek. Senin için ayarladığım bu dersten şimdi vazgeçemezsin. Buna izin vermem. Ders bugün başlayacak. Ne zorluklarla ayarladım onu. Sadece, Şehzade'den birseyler öğren diye.
"Bu Musa Bey'in sesi!"
Ayça: Hayır derse gitmeyeceğim. Hatta nereye gideceğimi de söyleyeyim. Karakola! Biliyorum evet öğrendim. Annemle babamın yaşadığı trafik kazasını senin azmettirdigini öğrendim! Sen katilsin! Ne istedin onlardan.
Boğuşma sesleri duyuyordum. Sanki biri nefes alamıyor gibiydi.
Musa Bey : Baban haddinden fazla şey öğrenmişti. Hakkımda topladığı belgeleri abime verecekti. Arkamdan iş çeviriyordu. Senin de sonunun babanınki gibi olacağını düşünmemiştim. İşime yararsın sanmıştım. Seni ben okuttum yurtdışında. Minnet duyacağınıza, ailecek kuyumu kazdınız!
Belge karıştırma sesi duydum ve uzaklaşan adım sesleri.
Musa Bey sözlerini bitirdiğinde artık Ayça'nın sesini duymuyordum.
Kaydı dinledikten sonra öylece kalakaldım, belki 5 belki 10 dakika...
"O adam o kızı öldürdü. Beni... Beni de öldürecek!"
Kayıt devam ediyordu sonra bir araba durdu. Sesinden anladım. Ölmüş dedi biri. Bu benim sesim. Sonra yine boğuşma sesi. Biri burada beni bayıltıyordu. Daha sonra da sürüklenme sesi duydum. Biri Ayça'yı öldüğü yerden sürükleyerek götürdü. Sonra geri geldi, beni Ayça'nın arabasına oturtup benim arabamla uzaklaşmış olmalı. Peki kim bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Dünyada
FantasiZuhal, hayattan beklentisi olmayan yalnız bir kızdı. Hayatında her zaman bir farklılık olsun isterdi ama dışarıdaki dünyaya adım atamazdı. O güne kadar.. O gün hiç bilmediği başka bir dünyaya adım attı. Zamanda yaptığı değişiklik paralel bir dünya o...