Yorganın iyice onu sıcak tuttuğundan emin olunca bende yatar pozisyona geçtim. Aramızda biraz mesafe vardı. Sırtlarımız birbirine dönüktü. Uyumak için gözlerimi kapatmıştım ki, "bu gün beni neden öptünüz," diye bir soru yöneltti. "Alnımdan ve gözlerimden."
Derin bir nefes alıp derin bir nefes verdim. "Sence?" Sinirli çıkan sesim arkasına dönmesine sebep olmuştu. Bende ona döndüm. "Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum. Sence neden yaptım?"
Sessiz kaldı. "Sevgili olsaydık dudağından da öperdim." Dedim bütün dürüstlüğümle. Artık saçma sapan yalanların altına yatamazdım. "Sizin sevgiliniz yok mu?"
"Yok! Sevgilim falan yok! Karım da yok. Bekarım ben!" Yatakta oturur pozisyona geçtim. Kendi kendime sinirlenmiştim. Takıldığı şey sevgilimin olmaması mıydı? Ona dudağından öperdim demiştim. Ondan hoşlandığımı algılayamamıştı.
Meraklı bir şekilde bana bakıyordu. Bir şey dememi bekliyordu. Benim sorularımı cevaplaması karşılığında benimde onun sorusunu cevaplamamı bekliyordu. Haklıydı da.
"Hoşlanıyorum senden!" Dedim ani bir sinirle. "Oldu mu? İstediğin cevabı aldın mı?" Yorganı üstümden atıp ayağa kalktım. "Off, kahretsin!"
Paltonum cebini karıştırıp sigara paketini buldum. İçinden bir tane çıkarıp, ucunu çakmağımla yaktım. Pencereye doğru ilerledim ve araladım. Dumanı içime çektim aynı şekilde dışarıya üfledim.
Bir tepki vermesini bekliyordum, ama o öylece yattığı yerde duruyordu. "Şimdi benden nefret edebilirsin. Zaten yarından itibaren beni görmeyeceksin."
"Gidiyor musunuz?" Dedi korkuyla. Birden yerinden kalktı. "Nereye gidiyorsunuz? Beni de alın yanınıza." Cevap vermedim. Açık pencereden dışarıyı izlemeye başladım. "Sizden nefret etmiyorum. Efendim..." devamını getiremediği cümle yüzünden ona baktım.
"Benden gerçekten hoşlanıyor musunuz?" Tekrar başımı ormana doğru çevirdim. "Çok... Çok seviyorum seni."
"Bende sizi seviyorum." Sessizlik. "Beni seviyorsanız, neden bir daha görüşmeyeceğimizi söylüyorsunuz?"
"Ayrılmak istemiyor musun?" Başını iki yana salladı. "Sevdiğim insandan neden ayrılmak isteyeyim?" Bir süre bakıştık. Sigaramın yarısına gelmiştim bile. "Bende sizden hoşlanıyorum, efendim. Uzun süredir."
Henüz bitmemiş sigaramı pencere kenarına bastırdım ve söndürdüm. Burada ki son günümdü o yüzden hiç bir şey umurumda değildi. Hâlâ ona bakarken izmariti camdan aşağıya attım. "Ne kadar bir süre?"
"Bilmiyorum. Tarih bilgim yok, biliyorsunuz." Pencereyi kapattım. "İkimizin de aynı duyguları yaşadığını mı söylüyorsun?" Sessiz kaldı. "Öyleyse sevgili olalım."
"Ne? Birden mi?" Tekrar yatağa girdim. "Kaybedecek zamanımız yok, Izuku. Zaten çok geç kaldık birbirimiz için." Gözlerimin içine bakarken bir yandan da ne söyleyeceğini düşünüyordu. "Bu işler normalde de bu kadar hızlı mı gelişiyor?"
"Bilmem." Dedim omuzlarımı silkerek. "Hiç aşık olmadım ki. Hızlı mıyız?" Buradan çıkar çıkmaz Mina'yla bu konu hakkında konuşmalıydım çünkü aşk hakkında en küçük bir şey bile bilmiyordum.
"Sevgilim olur musun, Izuku?" Yanakları kızarmıştı ama cevap veremedi. "İlk ilişkini ben yemek istemem yani istemezsen de anlayışla karşılarım. İyi bir erkek arkadaş olur muyum onu da bilmiyorum."
"İsterim ben ama..." Gözlerimi ona diktim. "Bu işlerden anlamam." Aptalca gülümsedim. "Bende." Dedim ona bakarak. İkimizde acemiydik. "Ya yanlış bir şey yaparsam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-DENEK 016- BkDk
Misterio / Suspenso"Bu çocuk niye konuşmuyor?" Diye sordum adam kemerini düzeltmekle uğraşırken. Yamuk durduğunu yeni fark etmiş olmalıydı. "Üzerinde denediğimiz ilaçlar yüzünden konuşma kabiliyetini kaybetti." "Ne...?"Bu kadar rahat ve normal bir şeymiş gibi dediğin...