02 : Baba Korkusu

233 19 12
                                    

Bölüm şarkısı: Nefes- Derya Uluğ (İdol kadın)

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Beyaz bol kumaş pantolonumun üzerine mavi gömleğimi mi giysem kahverengi olanı mı?

Şakasız yarım saattir bunu düşünüyorum.

En sonunda kahverengi gömleğimi giydim ve altına yine aynı renk olan Yves Saint Laurent topuklularımı geçirdim.

Şakasız en iyi topuklu ayakkabı üreten markadır Yves Saint Laurent.

Yine aynı marka olan kahverengi çantam, düzleştirdiğim saçlarım, ferah parfümüm ve takılarım ile hazırdım.

Mükemmel oldum!

Yaptığım kombini günler önceden bile hazırlasam illaki son gün değişiklik yapardım. Buda benim takıntılarımdan biriydi.

Canım bebeğim arabama bindim ve direkt radyoyu açtım. Çıkan şarkı Derya Uluğ - Nefes di.

Çıkmasına aşırı mutlu olmuştum çünkü klipteki bir kıyafeti ben tasarlamıştım. Ayrıca Hande Yener'den sonra favori Türk kadın sanatçım Derya Uluğ'du ve favori sanatçılarımdan birine tasarım yapmak benim açımdan ayrıca aşırı derecede iyi bir şeydi. Çünkü bu benim işimde ne kadar başarılı olduğumu ve hedeflerimi başarmaya başladığımı gösterirdi.

Otoparktan çıkıp ofise doğru ilerledim. İlerlerken topuklularımdan çıkan ses hoşuma gidiyordu.

Mm, she the devil. She a bad lil' bitch, she a rebel!

Ne?

Sakın sende ' Doja sen hayırdır 'deme!

Sen tüm ciddi ortamların katilisin.

Göz devirerek yoluma devam ettim. Yolda gördüğüm insanlara selam vere vere gidiyordum. En sonunda kendi ofisime girdiğimde derin bir nefes aldım.

" Tamam sabah sabah enerjimizi bozmayalım."

Enerciii

Birimiz Sinan Engin birimiz Hüseyin Hoca'yız bu hikayede uyumumuz sıfır!

Eski bir Türk kahraman vardı Berke Han, arkadaşlar o Berke Han. Bunlar Berke Can!

İwiekdjndbfj

Ağla sen kelsin!

Hey, Sinan Engin bir markadır!

Saçmalama Enginnn! Yaaaaaaa!

İyi misin?

" Ay, yeter bu kadar!" Biraz işin ucunu fazla kaçırıp bağırmış olabilirim. Ofisin kapısı açık olduğu için bana bakan insanları çok rahat görebiliyordum. Onlara sorun olmadığını belirten bir gülüş atarak kapıyı kapattım.

Bir gün senin yüzünden gerçekten deliricem!

Benim uğruma kimler kimler delirdi sen biliyor musun?

Hatırlatıyorum sen bir iç sessin!

Dün yarım bıraktığım tasarımımı tamamlamıştım. Geriye iki tasarımım kalmıştı. Birincisi ünlü bir şirketin CEO'sunun kızına davet elbisesi tasarlamak ikincisi ise Emre Mor'a düğün smokin takımı tasarlamak. Bu kadar basitti aslında.

Emre Mor için tasarlayacak olduğum smokini aslında tam olarak kestiremiyordum. Oldum olası erkekler için tasarım yapmaktan hep korkmuştum. Biz kadınlar için tasarım yapmak kolay sayılırdı. Elbiseler, etekler, bluzlar ve bunların desenleri renkleri derken kolayca yapılabilirdi. Ama konu bir erkek için tasarım yapmaya gelince işler orada karşıyordu. Zordu bir kere, ne yapacağını şaşırıyordu insan. Ama ben Nisa Kalay isem bunu en iyi şekilde yapardım. Ki yapacağımda.

Ben yapabileceğim modelleri kafamda tartışıyorken masanın üzerindeki telefon çaldı.

“ Efendim Selen.” Selen girişteki genel sekreterdi.

“ Nisa Hanım, Emre Bey geldi. Randevunuz olduğunu söylüyor. Müsaitseniz odanıza gönderiyorum.”

Aha napıcaz şimdi?

“ Tamam Selen, gönderebilirsin.”

Saatin ne kadar hızlı geçtiğini anlayamamıştım. Bir şeye odaklandığımız da zaman ne kadar da çabuk geçiyordu.

Kapımın tıklanması ile ayağa kalktım ve kendime çeki düzen verip içeri gelmesini söyledim.

İçeri girer girmez yeşil gözleri açık kahvelerim ile buluştu. Hafif gülümseyerek;

“ Hoşgeldiniz, lütfen oturun.”  dedim . El sıkıştık ve gösterdiğim yere yani yandaki tekli koltuklardan birine oturdu.

“ Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Nisa Doran, muhtemelen senden bir yaş küçüğüm. Başarılı bir tasarımcı olduğumu düşünüyorum. ”

Yerinde dikleşti, muhtemelen kendi hakkında bilgi verecekti ama buna gerek yoktu. Onu zaten tanıyordum.

“ Kendinizi tanıtmanıza gerek yok. Sizi zaten tanıyorum. İsterseniz tasarım hakkında konuşmaya başlayalım.” söylediğimi onaylayınca önceden düşündüğüm ve kabaca çizdiğim birkaç tasarımı gösterdim. Ayrıca onun ölçüsünü ve tasarımda istediği birkaç şeyi de sormayı ihmal etmedim.

“ Dilerseniz bu günlük bitirelim Emre Bey. İsteklerinizi düzenlediğim zaman size haber veririm. ”

“ Nasıl istersen, yanlız sizli bizli konuşmayı seven bir insan değilim. Bu tarz konuşmalar bana çok soğuk ve samimiyetsiz geliyor. ” demiş ve o hafif yandan gülümsemesini atmıştı.

“ Tabiki, bende sevmem bu tarz konuşmaları. O zaman tekrar görüşmek üzere, Emre.” ona kapıya kadar eşlik edip yerime geri döndüm.

Göz açıp kapayasıya biten günlerden biri daha, mükemmel!




* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Merhabaaa
Bu bölümü biraz daha kısa tutmak istedim. Dediğim gibi olayların gidişatı yerine yavaş yavaş oturuyor. İlk bölümler  bundan dolayı kısa.

Neyse kendinize iyi bakın!!!

Ayrıca bugünkü maçta Fenerbahçe'mize başarılar! 💛💙

Anamız Babamız Yok Deriz| Emre Mor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin