23 | DOĞUM

14.8K 319 2.3K
                                    

Merhaba sevgili ailem! Umarım keyifler yerindedir. Bu bölümde bütün duyguları karmakarışık yaşayacaksınız. Tahminimce kitabı bırakmayı düşünenler olacak ama kesinlikle bırakmamalısınız. Çünkü her şey burdan sonra başlıyor. Sizleri daha fazla meraklandırmadan bölümü salıyorum🥰

Hepinize İyi Okumalar Diliyorum Canlar...

Hastanenin o soğukluğu herkesin vücuduna iğne gibi batıyordu. İlaç kokusu herkesin ciğerlerine doluyordu. Adım sesleri, sedyenin sesinin boş koridorda yankılanması...Hastaneler kötüydü.

Kıvanç, Ferit ve Sıla'ya haber verip Mavi'yi hemen hastaneye yetiştirmişti. Sıla, hem Kıvanç'ın annesi Serap Hanım'a hem de Mavi'nin ailesine haber vermişti. Burcu Hanım'la Serhat Bey kızına ve torununa bir şey olacak diye ölüp ölüp dirilmişti.

"Ya saatler oldu! Kızımı görmek istiyorum ben!"

Burcu Hanım, ağlamaktan bitkin düşmüştü. Hem kızı için hem de torunu için endişeleniyordu. Ne faydası vardı ki? Sonuçta akacak kan damarda durmazdı. Beklemekten başka bir çareleri yoktu.

Herkes doğumhanenin kapısında seferber olmuştu. Özellikle Kıvanç...Kan çanağı olmuş gözleriyle zar zor ayakta duruyordu. Hayatında önem verdiği tek kadın ve doğmamış kızı can çekişiyordu içerde.

"Senin yüzünden benim kızıma bir şey olursa seni öldürürüm! Duydun mu beni Kıvanç? Hele benim kızıma bir şey olsun...O zaman seni öldürürüm!"

Serap Hanım, kalkıp Burcu Hanım'ın karşısına dikildi. Oğluyla böyle konuşmasını istemiyordu.

"Burcu Hanım lütfen! Bu şekilde davranmaya hakkınız yok! Sizin kızınız benim de kızım, ama böyle bağırıp çağırmak kimseye fayda etmez!"

"İçerde sizin evladınız yok, benim evladım var! Hemde sizin oğlunuz yüzünden can çekişiyor. Eğer ki içerden biri sağ çıkmasın...İşte o zaman ikinizi de mahvedeceğim! Böyle bir şey var mı ya? Madem oğlunuz sinir hastası, gitsin tedavi olsun! Ne benim kızıma ne de çevresindekilere zarar ve-re-mez!"

Sıla, "Burcu Abla tamam, yapma..." dedi.

"Sıla bırak! İnsanlar önce oğlunu yetiştirsin!"

"Aaa ama yeter! Sizin kızınızsa benim de kızım! İçerde iki tane can var. Hangi birinin derdine düşeceğimi şaşırdım, siz gelmiş ne diyorsunuz?"

Doğumhanedeki doktorlar Mavi için uğraşıyordu. Saatlerdir içerdelerdi ama hiçbir gelişme yoktu.

"Anne!"

"Karen?"

"Anne burdayım!"

"Bebeğim nerdesin? Seni göremiyorum! Nolur korkutma beni. Babanla seni bekliyoruz kızım. Lütfen bizi daha fazla bekletme, gel yanımıza!"

"Babam seni çok seviyor anne! Ben cennetten izleyeceğim sizi. Benim için babamı çok sev"

"Karen bırakma bizi! Karen gitme bebeğim..."

"Seni çok seviyorum anne"

Serhat Bey ve Burcu Hanım, Kıvanç'a demediğini bırakmamıştı. Kıvanç'ın siniri yüzünden Mavi bu haldeydi. İçerde can çekişmesinin sebebi buydu.

"Ben size diyorum bu çocuk tedavi olsun diye! Ya hadi sen kendini düşünmedin, benim kızımı niye düşünmüyorsun? Anladık tamam hast-"

"Yeter be! Kimse benim oğlum hakkında böyle konuşamaz. İçerde hem karısı hem de kızı var. İnsanların ne yaşadığını bilmeden konuşmayın Serhat Bey! Terbiyesizliğin lüzumu yok!"

KÜÇÜK KIZ (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin