KARALTI

25 4 1
                                    


Aşağılık herif ne yapıp edip, peşimi araştırıp, hamile olduğumu öğrenmişti.

Ah! Allah kahretsin, kahretsin, onu kahretsin!

Akşam yemeği vakti ;

Xui: Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun? Dur ben cevaplayayım çocuğumu aldırınca mı?

Sen: Çocuğun senden olduğundan neden bu kadar çok eminsin?

Xui: Ne? ( Elindeki çatalı sert bir şekilde masanın üstüne bırakmış. Rose (pembe) şarabından büyük bir yudum alıp, kadehi yere fırlatıp paramparça etmiş. Gözlerini gözlerime dikerek öfkesini etrafa saçarak böğürmeye başlamıştı.

- Benden başkasıyla birlikte olabilme ihtimalin yok senin! Akla bak kızım sen kaç yaşındasın? Çocukça hareketlerini benim çocuğumu taşırken yapamazsın! Hem bu oyunların bana sökmez! Sen anca kendin gibi küçük düşünen, kuş beyinli ahmakları kandırırsın!

Ha! Bu arada bebeğimin başına bir iş gelirse sen bilirdim. Ayağını oma göre denk al! Afiyet olsun deyip masadan bir hışımla kalkmıştı. Adi piç kurusu!

Gece rüyamda yine Kai'yi görmüştüm. Bembeyaz evimizin içinde bana gülümsüyordu. Kollarının arasına beni alarak sımsıkı sarıyor, öpüşleriyle tüm benliğimi büyülüyordu. Sonra aniden Kai'nin suratı asılmış o gülümsemeleri yok olmuş. Yerini o adi şerefsizsizin suratı almıştı. Şimdi bana o sırıtıyordu. Tüm o sapsarı dişlerini bilemiş sipsivri dişlerini bana karşı gösteriyordu. Ve kolumdan sımsıkı tutmuş beni çekiştirip duruyordu. Onu her ne kadar itip, gelmemeye dirensemde başarılı olamadım. Kendi ağırına tüm gece boyunca sürükleyip durmuştu. Gece yarısı ağır bir mide bulantısı içinde uyanmış banyoya zar zor yetişmiştim. Karnımda ki bu çocuk aynı babası gibi o da bana eziyet edicekti şimdiden belli ki. Şimdi ben bu çocuğu nasıl doğurup, bu pisliğin kucağına vereyim ki. Allahım o kadar çaresizdim ki. Elimi yüzümü yıkayıp tekrar yatağa döndüğümde pisliğin horul horul uyuduğunu gördüğümde çok sinirlenmiş kendimi balkona atmıştım. Temiz hava almak sinirlerime iyi gelecekti. Biraz doğrulup, bahçeye doğru baktığımda bir gölgenin hızlı bir şekilde hareket edip, karanlığa doğru kaçışını gördüğümde kendimi hemen içeri atıp, kapıyı sonuna kadar kilitleyip, bir hışımla yatağa geri dönüp, Xui'ye seslenmiş uyandırmaya çalışmıştım. Ama " O" bana sadece git başımdan, beni rahat bırak deyip götünü dönmüş horlamaya devam ediyordu. Ben de gözümü karartmış, korku içinde aşağı kattaki salona yavaş adımlarla inmiştim. Ve salonun etrafını gezerken bir karalı arkamdan yaklaşıp kuvvetli elleriyle ağızımı kapatmış ve kendine doğru çekerek "Şşşt" sessiz ol lütfen! Sana zarar vermeyeceğim deyip beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Fakat ben bu elleri, bu ses tonunu bir yerden tanıyordum.... 

SUGAR DADDY // XUİMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin