13

768 48 6
                                    


Önceki bölümü okumayı unutmayınnn...<3

***********

İşimi bitirdiğim için hiç düşünmeden odamı hızlıca toplayıp ceketimi giydiğim gibi odadan çıktım. Sekreterim Julia ben çıkar çıkmaz hemen yanıma geldi.

"Buradan çıkınca iş yemeğiniz var Jessi Hanım ile Taehyung Bey."dedi.

Ne iş yemeği yine son anda?! Kesin bu da Jessi ile tekrardan sevgili oluyum diye bir oyunu.

"Julia bu sonradan çıkan iş yemeklerini ayarlayan babama söyle bir daha bana Jessi ile başbaşa iş yemeği ayarlarsa onu tamamen şirketten atar, Jessi ve sevgili babacığı yerine de yeni bir ortak bulurum ve sen de Jessi'yi benden uzak tut. Odama girmeye çalışırsa güvenliğe seslen. Yetti artık, şirket küçülürse küçülsün yıkılırsa da yıkılsın ben eşimle vakit geçireceğim. Duydun mu beni? Aynen bunları söyle babama. Çok istiyorsa işin ehli o, o çıksın Jessi ile yemeğe."deyip sinirle çıktım şirketten.

Her işten erken çıkacağım zaman bana ya iş ya da Jessi ile iş yemeği ayarlatmasından gına gelmişti. Artık babam falan da demez gerçekten atarım onu şirketten. Beni çok sevse benim mutluluğumu isterdi ama o hiçbir zaman öyle bir baba olmamıştı.

Ben sadece şirket için var olan biriyim onun gözünde. O yüzden umrumda değil babam ve zaten onu pek sevdiğim de söylenemez. Sadece büyüğüm diye katlanıyorum aylardır ama özellikle sevgili eşimle aramın açılmasını sağlarsa Jessi ile tekrar sevgili olmamız için onu her sekilde kendimden ve şirketten uzak tutarım. Yaptığı çok saçma ve ben daha fazla buna katlanmayacağım.

En başından beri Jungkook'u istemediğini belli ediyordu hatta geçenlerde Jungkook'un bana bildiğimi bilmeden ağzından kaçırdığı gibi ona sözleşme bile imzalatmıştı ben yanlarında yokken. Sevgili eşim de onunla parası için birlikte değilim diyerek hiç itiraz etmeden imzalamıştı o belgeyi. Tabi ben bunu öğrenince yırtıp çöpe atmış ve babama baya kızmıştım ama Jungkook bunu bilmiyordu. Söyleme ihtiyacı hissettim lakin birbirimizi doğru düzgün görmezken vaktim olmadı bunu söylemeye. Kafa karışıklığım ve bu düşüncelerle çoktan arabama binip yola çıkmıştım.

Çok geçmeden de varmıştım AVM'ye. Oldukları yere gittiğimde Yoongi ve Jimin gülerken Jungkook'um pek gülmüyordu. Canının sıkkın olduğunun farkındaydım. Bunun sebebi olmak beni şu an olduğundan daha da kötü hissettiriyordu.

O benim güzeller güzeli eşimdi. Artık babama ve hatta dolaylı yoldan ortağımıza rest çektiğim için onunla daha fazla vakit geçirebilirdim. Bunu niye daha önce akıl edemedim bilmiyordum ama aklım başıma gelmişti. Şirketi Jungkook her istediğini yapabilsin diye önemsiyordum lakin atladığım nokta onun parayı değil beni sevdiğiydi. Yapmak istediği şeyleri benimle beraber yapmak istiyordu. Ben de öyle istiyordum, hep onunla olmak.

Eşime istediği zamanı ve ilgiyi verip, kırılan güvenini tamir edecektim. Mesaiye kalacağı şu sıralarda ben onun için ekstra çaba gösterecektim. Aşkımız katlanacaktı ve artacaktı.

Bu düşüncelerle gülümsedim ve yanlarına gittim. Jungkook'un arkasından gidip yanağına öpücük kondurup yanına oturdum. Bana şaşkın gözlerle bakıyordu.

Bu haline gülerek dudaklarından minik bir öpücük çaldım.

"Sevgilim."dedim gülümseyerek. O da gülümsedi.

"Sen nasıl geldin?"hafif tripli de bir şekilde.

"Sevgili eşim mesaiye kalacakmış. Ben de dedim ki eşime sürpriz yapıyım."dedim gülümseyerek.

"Hmmm öyle mi?"dedi. Tripli söylese de yanına gelmem hoşuna gitmişti. Dayanamayıp tekrar öptüm onu.

"Höst ulan görgüsüz öküz. Biz de varız burada."demişti Jimin. Güldüm.

Wound Of the Hearts | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin