9. Bölüm

161 26 81
                                    

İyi okumalar<3

Sabah uyandığımda üzerimi değiştirmeden yatağa girdiğimi yeni yeni idrak ettim. Sorun muydu?

Hayır, belki pantolonla uyumak daha iyiydi.

Üzerimi değiştirip siyah bir tişört ve siyah bir pantolon giydim.

Yalnız olmadığımı unutmuştum, ta ki aşağıdan şarkı söyleyen Anıl'ı duyana kadar.

"Bu gün fal bakmayı öğrendim
Elini tutabilmek için son bir defa
Boynuna sarılıp gitsem
Huzuru koklasam Ege'de
Aşk nereden nereye?
Soldan sağa dört harf ölüm
Yazılmamış beş harf hayat
Aşk nereden nereye?"

Gülümseyip yavaş yavaş onun yanına indim.

Aşağı indiğimde karşılaştığım manzaraya bir nebze olsun şaşırdım.

Anıl salonun bir köşesine oturmuş, şarkı söyleyip öylece kapıya bakıyordu.

Üstünü değiştirmişti. Siyah bir pantolon ve gri bir tişört giymişti.

Ne zaman değiştirdi?

Nerede değiştirdi?

Aklımda bu sorular çalkalanırken onun yanına gidip önünde durdum.

Ancak o zaman beni fark etmişti.

Beni görünce belli belirsiz gülümsedi. Ama hemen sonra soldu gülüşü

"Günaydın, Sarı Kafa." dedi, en sonunda.

"Günaydın, Sarı Kafa."

Onun gibi yere oturup kapıya bakmaya başladım.

Kısa süre sonra sessizliği bozan o oldu: "Nil?"

"Hmm?"

"Dün yaşadığımız olay, yani dışarıda gördüğümüz adam var ya."

Gözümün dolduğunu hissettim ama umursamadım. "Evet." dedim. "Ne olmuş ona?"

"Sarhoştu Nil." Dedi derin nefes alıp tekrar konuştu. "Dün dışarı çıktığımda hemen bahçede oturuyordu yanına yaklaşmasam bile içki kokusu çok açık bir şekilde burnuma doldu. Ağlıyordu Nil. Sanırım sen sanıp başkasını öpmüş olabilir, ki bence öyle. Dışarı çıkıp onunla konuşmalısın."

Nutkum tutulmuş gibi dinledim Anıl'ı. Bu gerçek olabilir miydi? Ares, Komutanım sarhoşken birisini ben sanıp öpmüş olabilir miydi? Yoksa bir oyun muydu? Bilmiyordum! Neye inanacağımı şaşırmıştım resmen. Ve Anıl dışarı çıkıp onunla konuş demişti. Dışarıda mıydı ki?

Bunu düşünürken Anıl ne düşündüğümü anlamış gibi konuştu: "Dışarıda Nil, git ve gör."

Ayaklarım benden bağımsız bir şekilde ayaklandı ve kapıya doğru yürüdü.

Kısa sürede dışarı çıktım ve gözlerimle etrafı inceledim. Oradaydı... karşıdaydı. Yere oturmuştu, gözlerini kapalıydı.

Yavaş yavaş ona doğru yürüdüm.

Yanında durdum. Gözlerini açtı. Gözleri ışık hızında dolunca benim de gözlerim doldu ama bunu görmemesi için başka tarafa baktım ve gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım.

Kısa süre sonra dizimde bir dokunuş hissettim, ve bir hıçkırık duydum. Kollarını dizime dolayıp başını da dizime yasladı dizime sarıldı... Ben de hıçkırdım bu sefer, elimi ağzıma götürüp kapattım. "Ares..." dedim mırıltı gibi çıkan sesimle.

Ben de onun gibi çöktüm ve kısa süre içinde ona sarıldım. Onun hıçkırıklara hat safhaya çıkmışken beni kendine iyice çekti.

"Kendimden nefret ediyorum, dudaklarımdan, -başkasına değen- dudaklarımdan nefret ediyorum, senden uzaklaştığım için kendimden nefret ediyorum, seni ağlattığım için nefret ediyorum, herşeyden çok dudaklarımdan ama... en çok onlardan nefret ediyorum küçüğüm. Dudaklarımdaki yabancı izi sil... lütfen..."

Bunları duyunca daha çok sarıldım ona... elimden kayacakmış gibi sarıldım...

Uzun uzun sarıldıktan sonra istemeye istemeye kendimi geri çektim. Yüzüne baktım öylece, o da bana bakıyordu. Gözleri dudaklarıma düşünce gözlerini kapattı.

Yalan değildi bir başkasını ben sanmıştı ve şu an dudaklarından nefret ediyordu. Başka birine değdiği için.

Şimdi ne olacaktı ki?

Ne olabilirdi?

Benden hoşlanıyormuydu?

Gözlerini tekrar bana dikince konuştu yine: "Beni affedermisin küçüğüm?"

Elimi yüzüne koyup bir süre ona baktım sonra, "Seni affederim Ares... Seni istemiyor olsaydım bile affederdim. Çünkü..." dedim ve sesizleştim. Ne diyecektim? Senden hoşlanıyorum ya da  aşığım falan mı? Ne diyecektim... Ona karşı bir şey hissetmek suçtu bana göre... Ben bekliyordum... Bir başkasını bekliyordum... şimdi o kişiye ihanet ediyormuşum gibi oluyordu...

"Çünkü küçüğüm... Çünkü sen bana yada bir başka deyişle, limon'a aşıksın. Onu kıramazsın..."

Bölüm sonuu

Eveettt saçmalığın dibi olan bu bölüme takılı kalmayın lütfen wdğslğdslğsldwp (randomu elli kere yazıp sildim güzel olsun diye :D jxlxjxldjdlxn)

Kısa oldu maalesef

Aman neyse neyse, barıştığım bizimkileri :)

Aslında daha çok böyle yazacaktım ama çok fazla kişi bana mesaj kutusundan barışsınlar diyince kıyamadım :)

Ve o yüzden çok saçma oldu kdlxkxlskldmdld

Neyse ama diğer bölümde onların küçüklüğünden bir kesit okuyacaksınız :))

Küçük bir spoiler de verdim daha ne yapayım nxkxnlxsmdllxmd (aman ne spoiler ama sanki kitabı anlattım kxlxjxldkdlek)

Anam çok konuştum dmlxxnldmdld

O zaman diğer bölümde görüşürük haydi selametleee^^

635 kelime.

Umursar Sarmaz| Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin