İyi okumalarrr<33
●
İlahi bakış açısı
14 yıl önce...Okuldan çıkınca bir sürü kişi küçük kızın etrafını sarıp gülüşmeye başladılar.
Hepsi sınıfındaki kişilerdi ve onlara göre annesi ve babası olmayan çocuklar gülünçtü.
Kız küçük elleriyle aralarından geçmeye çalıştı ama bir türlü geçemiyordu.
"Annen yok, baban yok, senin ailen yok..."
Çocuklar bunu söylerken karşılarındaki kişiyi düşünüyorlardı. Kız daha fazla onları duymak istemediği için elleriyle kulağını kapatıp yere çömeldi.
Yavaş yavaş ağlamya başladı ama onun ağlamasını kimse aldırış etmedi. Gülerek onunla alay etmeye devam ettiler.
Sonra biri geldi.
Bağırıp onları kızın yanından uzaklaştırdı.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!"
"Çekilin!"
"Çıkın etrafından!"
Kısa süre sonra bir el sıkıca kavradı küçük kızın kolunu.
Yerden kaldırdı ve onu yürüttü.
Yürüdüler, tek kelime etmeden.
Aralarındaki tek ses kızın ağlama sesiydi. İçli içli ağlamasını sesi.
Sonra çocuk kıza döndü ve, "Ağlamazmısın lütfen." Diye homurdandı.
Kız başını kaldırıp kendinden yaşça büyük olan çocuğa baktı.
"Elimde değil ki kendisi akıyor!" Dedi.
Çocuk burnundan güler gibi oldu. Sonra durdu ve kızın önüne geçip diz çöktü, onunla aynı hizaya gelmek için.
"Orada neden sana öyle davrandılar küçüğüm?"
"Benim ailem yok... ondan."
"Ailenin olmaması onlara böyle bir şeyi yapma hakkı vermiyor."
Kız burnunu çekip cevap vermemeyi tercih etti.
Çocuk kızın sarı saçlarına bakıp gülümsedi.
O günden sonra hep birlikteydiler ta ki o gün gelene kadar.
Çocuğun babası yüzünden taşınmaya karar verdiler. Aslında çocuğa sorsalar hep burada kalmak isterdi ama ona kimse bir şey sormamıştı.
Son gün çocuk küçüğünün yanına geldi ve ve ilk günkü gibi onun önünde dizlerinin üzerine çöktü.
Tek fark bu sefer ağlayan çocuktu.
"Neden ağlıyorsun limon?"
"Beni götürecekler Nil..." dedimişti çocuk içli içli ağlarken.
Kız gözlerini kocaman açıp baktı önünde diz çöken çocuğa. "Nereye ki." Diye sordu en sonunda.
"Uzağa küçüğüm... çok uzağa."
"Seni bir daha göremeyecek miyim limon?"
"Göremeyecek...sin, Nil. Gö...göremeyeceğim seni..."
Çocuk dayanamayıp sarıldı önündeki kıza. Artık ikisi de ağlıyordu.
En sonunda gitme vakti geldiğinde çocuk ona bir defter verdi günlük tutması için. İlk sayfaya ise;
"Beni bekle, Nil. Beni bekle, sen 21 yaşına girdiğin gün yanına gelicem. Nerede olursan ol seni bulacağım. Kalbini kimseye verme bende kalsın. Ve unutma sen ailesiz değilsin. Yanında olmasam bile oradayım, tam kalbinde, belki de sadece kalbinde değil aklında da olucam, olayım. Şimdi bunları anlamıyor olabilirsin ama bu defteri her zaman saklayacaksın, sakla. Yaşın ilerledikçe anlayacaksın Nil. Beni anlayacaksın, anla. Ben seni kaybetmek istemiyorum. Kardeşimi kaybetmek istemiyorum. Lütfen beni unutma. Mavilerin her daim sarılarımı özlesin. Hoşçakal...
-limonun"Çocuk gitti. Nil büyüdü. Yazan şeyleri anladı. Her zaman o sayfaya baktı Nil. Bekledi. Hep Bekledi.
Ve on dokuz yaşındayken ansızın bir adam gelip onu kurtardı. Sonra adam limonu olduğunu söyledi.
Ama olamazdı. O olamazdı ki...
Onun mavileri sarıları beklemişti. Kendininki gibi mavileri değil.
Limonu 21 yaşında gelecekti.
19 yaşında değil.
Ama ondan başka kimse bilmiyordu ki...
Nasıl öğrenmişti yalansa?
Ne hissedcekti şimdi?
Ne hissetmeliydi?
Bir şey hissetmeli miydi?
Kim gerçeği öğrenmişti?
Hangi gerçekten bahsediliyordu?...
●
Bölüm sonuuuu
Evet kısa oldu farkındayım ama sadece geçmişi yazmak istedim.
Ve önemli bir şey söylemek istiyorum (devlet sırrı değil çok heyecanlanmayın :D xnlxxjlxmxldkx)
Sadece kitaba biraz ara vermek istiyorum çünkü yazacağım şeyler aklımda evet ama nasıl cümleye dökeceğim pek emin değilim. O yüzden birkaç bölüm biriktirmek istiyorum.
Sezon finali gibi düşünün bu bölümü.
Ama merak etmeyin çoookk fazla sürmeyecek. En fazla 2 hafta yani.
Her neyse,
Diğer bölümde görüşürük haydi selametlee^^
Öpüldünüzz<333
547 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursar Sarmaz| Yarı Texting
Teen Fiction"Ölmek mi istiyorsun?" "Öldürecek misin?" "Hayır." "Sus o zaman vasat herif."