"Felix!!" dedi genç bir kadın kapıyı hızla açıp içeri girerken. Ağlamaktan gözleri şişmiş, saçları dağılmış, Felix'in yaşlarında biriydi. Minho irkilerek baktı kadına. Genç kadın koşarak geldi sedyenin yanına. Ağlaması şiddetlenmişti, önce titreyen elleri Felix'in kollarında gezindi, sonra yavaşça yukarı çıktı saçlarını okşadı.
Bu sırada içeri giren Jisung ve Hyunjin de merakla baktılar kadına.
"Siz... Kimsiniz?" diye sordu Hyunjin usulca yaklaşarak.
"Sevgilisiyim. Na-Nasıl oldu bu? Nasıl yaptı bunu kendine? O hiç böyle biri değildi ki... Nasıl yapar bunu? Nasıl?!"
Sevgilisiyim...Bu kelime yankılanıyordu adeta Hyunjin'in kafasında. Sevgilisi mi vardı? Bir aydır bunu nasıl saklamıştı? Her şeyden konuşmuşlardı, ilişkilerden bile ama söylememişti Felix bunu. Başı ağrımaya başlamıştı Hyunjin'in... Tek kelime etmeden geri çekildi. Jisung, anlamıştı onu. Yanına doğru birkaç adım atıp elini omzuna attı.
"Biz sizi yalnız bırakalım..." dedi Minho. Hyunjin ve Jisung'u alıp çıkardı dışarı.
"Sevgilisi varmış..." dedi Hyunjin, yere bakarak.
"Olabilir." dedi Minho.
"Olabilir değil mi? Ben neden bu kadar kötü hissediyorum ki? Sanki ruhum bedenime sığmıyormuş gibi, kalbim patlayacakmış gibi... Neden böyle hissediyorum?"
"Söyledim sana Hyunjin. Hoşlanıyorsun ondan..."
"Hoşlanmıyorum Jisung! Ben sana aşığım. Kendimi bildim bileli aşkı senle yaşadım ben. Senden başkası olamaz tamam mı? Gerçi bu şerefsiz varken sen de olamazsın."
"Hyunjin! İleri gidiyorsun." dedi Minho sert bir ifadeyle.
"Ne var lan? Yalan mı söylüyorum. Senin yüzünden bakmıyor yüzüme. Sen olmasan biz birlikte olurduk amına koyayım. Geldin iki günde hayatımın içine sıçtın. Nefret ediyorum oğlum senden. Jisung için yapıyorum ne yapıyorsam. O mutlu olsun diye. Keşke yok ols-"
"Hyunjin! Yeter, kes sesini." dedi Jisung.
"Sen daha kime aşık olduğunun farkında değilsin amına koyayım. Sen kimi sevdiğine karar ver önce. Felix'in sevgilisi varmış diye ağlıyordun iki dakika önce, şimdi Jisung diye ağlıyorsun. Siktir git kendine bir çeki düzen ver." dedi Minho. Jisung sesini çıkarmamıştı. Minho'nun haklı olduğunu düşünüyordu. Hyunjin kendisinde değildi.
Bu sırada odadan çıkan kadın Hyunjin'in yanına gelip konuşmaya başladı.
"Şey... Hyunjin'sin değil mi?" diye sordu.
"Evet. Siz?" dedi Hyunjin. Kendini toparlamaya çalışarak.
"Ben Chaeryoung. Biz tanışamadık daha önce. Felix istemedi kimsenin beni bilemesini, işi için. Ben... Son günlerde çok yanında olamamıştım onun. Nasıldı? Yani... Bunu kendine neden yapmış olabilir?"
"Bilmiyorum." dedi Hyunjin kestirerek.
"Anladım." dedi Chaeryoung. Yavaş adımlarla uzaklaştı Hyunjin'den. Diğer tarafa ilerleyip oturdu sandalyelerden birine.
Felix'in odasından çıkan hemşire önce etrafına bakındı, gözleri Hyunjin'i buldu.
"Bay Hwang, Bay Lee sizi görmek istiyor."
"Uyandı mı?" dedi Hyunjin heyecanla.
"Evet efendim."
Hyunjin hızlı adımlarla odaya girdi. Felix'in yarı açık gözleri onu buldu. Sedyenin ucuna oturdu Hyunjin. Heyecanla bakıyordu gözlerinin içine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anlamazdın | minsung
Fanfic"Neden anlatmadın? Delireceğim neden anlatmadın bana bunu?" "Ne değişirdi Minho? Beni anlamazdın..." "Anlardım Jisung... Seni en iyi ben anlardım..."