4'

428 19 11
                                    

**

"Bebeğim.. korkma benden."

"Bunu yapan sensin, üzgünüm.."

"Düzeleceğiz, söz."

"Söz mü?"

"Tete sözü."

**

Tete sözü...

Biz taehyung ile küçükken söz vereceğimiz zaman, adımız ile verirdik. Ama bu sözler her zaman verilemezdi. Örneğin Taehyung bana istediğim bir şeyi alacağı zaman "Söz veriyorum alacağım sana onu, tete sözü." gibi sözler verirdi. Aynı şekilde bende onun isteğini yapacağım zaman "Sana da yapacağım resim, söz. Kookie sözü!" gibi sözler verirdim.

Taehyung bunu unutmamış ve geleneğimizi devam ettirmişti.. Çok duygulanmıştım. Taehyung'u onca yıldan sonra bu şekilde görmek çok iç açıcı olmasa da, görmek iç açıcıydı. Taehyung bir şeyden pişman olduğunda söylemezdi. Kendini itaat eden bir köle gibi hissettiğini söylerdi. Bu yüzden bir şey yapıp pişman olduğunu söylemek yerine, o kişinin kolunu okşadı.

Bunu sadece bana söylemişti. Bu yüzden annesinin kolunu okşadığı zamanlarda ona hep gülümserdim. Ve Taehyung az önce benim kolumu da okşamıştı.

"Taehyung, sorun değil.."

"Özür dilerim. Gerçekten, Ben.. Ben gerçekten çok pişmanım."

"Bunu kolumu okşadığında fark ett- Ne? Pişman olduğunu mu söyledin?"

"Hmhm, ben cidden çok pişmanım. Sana öyle yaptığım için. Bu kaymak beyazı tenini kırmızılarla, morlarla kapladığım için.. Sinirimi bir şeyden çıkarmaya ihtiyacım vardı ve o an sen kaçmaya çalışınca.. Kurbanım sen oldun."

"Taehyung, sorun değil diyorum. Geçecek hepsi. Kendini daha fazla üzmeyi bırakmalısın."

"Geçene kadar, her gün öpeceğim yaralarını."

Yaralarım her yerdeydi. Büyük ihtimalle o yaralarımı öperken bende onun kolları arasında bayılmış olurdum artık. Şimdiden utanmış ve kafamı onun boynuna gömmüştüm.

"Neden affettin beni."

"Ben senin Taehyung olduğunu biliyordum çünkü. Bilekliğini görmüştüm."

"Ne? Siktir.. Neden söylemedin?"

"Ya sen o değilsindir diye.. Olman için yalvardım sürekli. Ve gerçekten.. Sen gerçekten o'sun."

Ertesi gün|

Taehyung ile henüz bir ilişkiye girmeme kararı almıştık. Yani o almıştı. Ben ona herhangi bir şey söylememiştim;

"Jungkook, şimdilik sadece Arkadaş olalım tamam mı?"

"Tamam.."

Bana fark etmezdi zaten. Onu görsem yeterdi. Her ne kadar evime gitmem gerektiğini söylesemde burda kalmamı istedi.

Taehyung;

Jeongguk benim en iyi arkadaşımdı daha küçükken. Sonradan sonraya başlamıştım ondan hoşlanmaya. 15 yaşımda taşınmak zorunda olduğum için onu bırakmak zorunda kaldım. Yeni insanlarla tanıştım. Hep sert bir yapım olmasına rağmen çok sevildim. Kimse arkadaşım değildi ama ben herkesin arkadaşıydım. Ben şimdiye kadar, sadece Jeonggukla arkadaş oldum. O benim tüm varlığımdı. Ailemdi. Hala öyle, sadece korumalarım var o kadar.


Jeonggukla tabii ki bir ilişkiye girmek istiyordum. Ama o zaman, şu zaman değildi. Her ne kadar ona söylemesemde, başımda büyük bir bela vardı

Onu bu belaya sokmamak için ondan hoşlanmadığımı ve henüz bir ilişkiye girmek istemediğimi söyledim. Zaten ben Jeongguktan hoşlanmıyordum, aşıktım. Bunu o belaya sokamazdım. Önce beladan kurtulmalıydım.
Beladan kurtulmak, yanında ödül olarak Jeongguku getirecekti bana.

Tabii.. bu sadece bir tahmin.. Ölebilirdim de. Kolay bir bela değildi bu. Öyle sadece mideye bıçak, adam öldü.. falan değildi. Silahlı büyük bir çatışma olacaktı ve ben ölebilirdim. Jeongguk yokken onsuzluğa alışmıştım, ama bu çatışmaya henüz 2 ay vardı.

2 ay içinde Jeongguka deli gibi bağlanacağımı biliyordum. Bu yüzden olabildiğince uzak kalacaktım ondan. Tersleyecektim. Bunları düşünüp bahçeyi sularken Jeongguk elinde bir dergi ile yanıma geldi hoplaya zıplaya.

"Taehyung, bak! Ne buldum!!"

Gerçekten hayatımda gördüğüm en tatlı çocuktu... nasıl soğuk davranacaktım..

"İşim var, görmüyor musun? Beni rahat bırak ve ne yapıyorsan yap. Aptal dergilere vaktim yok."

"Ama.. pekâlâ.."

Hoplaya zıplaya gelen tavşan, üzgün bir şekilde gidiyordu. Ama bunu onun için yapmak zorundaydım. Çalan telefon ile hortumu yere bırakıp kimin aradığına baktım.

Choi Eunwoo..

2 ay sonra şu büyük çatışmayı yapacağım, ezeli düşmanım.

Aramayı Kabul et  / reddet

: Ne bok var, seni şerefsiz?

: Yanındaki güzel çocukta kimdi, sevgilin mi?

: Ne saçmalıyorsun lan anasının amını deştiğim?

: Diyorum ki, az önce yanına gelen ve terslediğin kaymak tenli güzellik kimdi?

: Sanane lan at toynağı?!

: Ayıp ediyorsun Bay serseri, o güzellik karşısında çatışmayı iptal ederim.

: NE DİYORSUN LAN SEN? BABANIN SOL TAŞŞAĞINA GERİ Mİ SOKAYIM SENİ? AMINA KOYDUĞUMUN YARIM ZEKALISI!

: Hm.. o güzellik sevgilin demek.. bu bilgi için sağol!

: SEVGİLİM FALAN DEĞİL, ONUN KILINA ZARAR GELİRSE.. O ZAMAN KORK BENDEN.

: Bunun için geç kalma, gözüm üzerinizde.

Arama sonlandırıl

🔁         /          💬         /       👤
———————————————

Geri ara  /  sesli mesaj  /  Düzenle


**

Bu bölümde bitti.. Bir dahaki bölüm en yakında sizinle olacak!! Oy kullanırsanız sevinirim, sizleri seviyorum. Hoşçakalın!!!

30 Eylül Cumartesi 21.54

Participation  // TAEKOOK • Mini ficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin