2. Bölüm

105 13 7
                                    

Korhan malikhanesi

Korhan malikhanesi bugün sessiz ve sakin bir sabaha uyandılar. Dün olan kavgadan sonra Bora evi terketmiş, akşamda otelde kalmıştı. Can akşam yediği azar yetmemiş gibi Sabah kalkıp Efe'nin odasına doğru adımladı. Odanın önüne gelip kapının tam önünde durdu. Etrafını kolaçan edip yavaşça kapının kulpuna elini attı. Yavaşça aşağı indirdi. Hafif aralık kapı eşiğinde önce kafasını içeri soktu. Yatağa baktığında Efe'nin uyuduğunu gördü. Can pispis gülümsemeye başladı. Ağır adımlarla yatağa doğru yaklaştı. Yatağın yan tarafındaki komidinin üstündeki içi su dolu şürahiye bakış attı. Dudakları tekrardan kıvrıldı. Parmak uçlarında komidine doğru yaklaştı. Sürahiyi yavaşça eline aldı. Efeye baktında herşeyden habersiz huzurlu bir uykudaydı. Can içinden"Bakalım birazdan da böyle uyuyabilicekmisin efe bey. " dedi.Elindeki sürahiyle yatağa iyice yaklaştı. Sürahiyi efenin tam yüzüne gelicek şekilde ayarladı. Emin olunca hiç düşünmeden koca sürahideki bütün suyu Efe'nin yüzüne döktü.Efe yüzüne gelen anı suyla korkuyla yerinde dikleşti. Korkudan kalbi hızlı hızlı atıyor, derin derin nefes alıyordu. Gözlerini odanın içinde gezdirince yan tarafta yüzündeki memnuniyetle Canı gördü. Gözleri irileşti, kalbi korkuyla kasıldı. Titrek sesiyle;

- se...sen ne yaptığını zannediyorsun" dedi
Can istifini bozmadan kollarını göğüs hizzasında birleştirdi. Dün akşam aklına geldikçe sinirleniyordu. O azar işitirken Efe'nin suratına dikdik bakması sinirini bozmuştu. Aklı sıra intikam alıyordu.

- Bak sen bizim küçük fareye. Hesap sorar olmuş. Dün abinin arkasında ne de güzel dikleniyordun. Şimdi noldu da sesin titriyor.

Efe sessiz kaldı.

- Benden korkuyorsun. diye mırıldandı.

- açıkçası bu benim hoşuma gidiyor.

Efe yine sustu. 16 yıl nasıl susturulup sustuysa yine sustu. Doğruydu. Korkuyordu, ismini duyunca bile içinden bir ürperdi geçiyordu.
Hiç Candan abilik görmemişti Efe. Canı sevmiyordu ondan korkuyordu. Ama yinede bir yanı sevse, kollasa, abilik yapsın istiyordu, çokmu şey istiyordu. Abi sevgisini diğer abilerinden bolca görmüştü ama içinde azda olsa ümit besliyordu. Ama zaman geçtikçe o  ümit içinde yavaş yavaş sönüp, yerini karanlığa teslimetti. Geriye sadice can için karanlık kaldı.

Kapı tıklatılıp yavaşça açıldı. İçeri gülen yüzüyle Gökhan girdi. Ama gülen yüzü Efenin odasında canı elindeki boş sürahiyle görunce yok olup yerine kaşlarını çattı.

-Senin ne işin var Efe'nin odasında?" Sınırlı sesiyle sorduğu soruya can dudakları yukarı doğru kıvrılmış bir şekilde cevap verdi.

-valla dedimki kardeşimi uyandırim. Odaya girdiğimde yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Yanına geldim . Seslendim seslendim uyanmadı. Bende son çareyi su'da buldum. Dedi elindeki sürahiyi Gökhan'ın göz hizzasına kaldırarak.

- söylesene bana Can sen Efeyi ne zaman kardeşin olarak gördün?" Can sustu tam ağzını araladı Ğökan onun yerine konuştu:

-ya da dur ben söyleyim hıçbir zaman. Sen sadece bizi parçalamaya çalıştın. O minik aklın bizi birbirimize düşürmeye çalışıyor. Gel görki başaramadın. Okadar şey yaptın ama hiçbiri tutmadı. Yaptıklarından hiçmi ders çıkarmıyorsun." Can Gökhana dikdik bakıyordu. Ama içi sinirden köpürüyordu. Laflarının altında ezilmek sinirlendiriyordu.

-Dün senin yüzünden evin huzuru kaçtı, abim evi terketti. Ama malesef Can efendi hayla aynı. Abim hep seni arkandan destekledi. Tüm yaptıklarını sineye çekti. Senin yaptığınsa ... sen böylemi karşılık veriyorsun sana verilen değere." Can'ın yüzü morarmaya başlamıştı. Hızlı bir şekilde odayı terketti. Gökhan canın odamdan çıkmasıyla gözlerini kapadı.

Herşey yalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin