Asil Dağkıran (Korhan) ;
Yine herzamanki gibi pek uykumu alamadan uyandım. Çünkü şirketin bazı dosyalarında düzenlemeler yapmak zorunda kaldım.
Bu da bana pahalıya patladı. Gece geç saatlere kadar en ince ayrıntısını tek tek düzelttim. Yatakta oturur pozisyona gelip yan taraftaki komidinin üstünden telefonumu aldım. Saate baktığımda 07:25'ti. Önemli olan mesajlara geri dönüş yapıp yataktan kalktım. Belim ve boynum tutulmuştu. Esneme hareketleri yaparak birazda olsa rahatlamaya çalıştım. Vakit kaybetmeden banyoya doğru adımladım. Ayna'nın karşısına geçip yüzüme baktım. Göz altlarım hafif uykusuzluktan morarmış, ten rengim hafif soluklaşmıştı.Gözlerimdeki siyah kareler boş bakıyordu her zamanki gibi. Ben buydum. Asla hiçbi insana duygularla yaklaşmamış biriydim. Bana ne öğrettilerse onu yaptım. Küçük yaşta duygularıma veda ettim.
Daha fazla vakit kaybetmeden duş almaya karar verdim. Belki uykum açılır diye soğuk suyu ayarladım. Üstümü çıkarıp buzgibi suyun altına girdim. İlk başta vücüdumdan bir ürperti geçti. Aldırış etmedim. Kızlıca duşumu alıp bornozuma sarılıp giyinme odasına doğru adımladım. Gardrop'un karşısına geçip giyiceğim siyah takımı çıkarıp hızlıca giyindim. Takı masasından takıcağım bı saati seçip koluma geçirdim. Saçımı kurutmaya başladım. Kuruyan saçımla aynanın karşısına geçip şekil verdim.
Sabah telefonu koyduğum yerden alıp saate baktığımda 07:45 geçiyordu. Oyalanmamam gerektiği için telefonu cebime katıp odadan çıktım. Tam kapıyı kapatıp merdüvenlere yöneliceğim vakit kaanın sesini duydum. Sanırım bu kata geliyordu. Duyduğum sesle yüzüm buruştu
-100% enerciiiğ. Bu nasıl bı sinerciiğ. Tek tek ediyorum hater'larımı alerjiiğ
bağıra bağıra merdüvenlerden yukarı çıkıyordu. Bu çocuğa her defasında kızmak zorundamıyım. Yüksek sesten dolayı ellerim kulaklarıma gitti. Vücudum ise hafif öne doğru eyilmişti.
-AAAĞğHh
Diye bı ses geldi yüzümü sesin geldiği tarafa çevirdim. Şuan karşımda gördüğüm şeyse elleri belinde yerde 1.80 uzanan, bi o yana bi bu yana kıvrılan bir adet Kaan. Ellerim kulaklarımdan çekip vücudumu dikleştirdim. En azından sesi kesilmişti.
Yavaş adımlarla yanına vardım. Birşeyler mırıldanarak kıpırdıyordu. Yukardan ona bakmaya başladım. Gözlerini açıp beni farketti
-Asil abi napıyorsun tepemde acaba.
Dikdik surayına baktım.
-Yerde ne arıyorsun sen. diye mırıldandım
-Görmüyormusun düştüm AaAĞğ belim. Diyerek konuştu.
-Çok'mu acıyor belin ?
- Evet hemde çok.
- o zaman abine git bi baksın. Diyince gözleri büyüyerek bana baktı.
-Yardım etmicekmisin kardeşine?
-Evin içindeki kuralları çok unutur oldun bu aralar. Cezamı versek ne?
Göz bebekleri büyüdü. Ceza almamak için hemen söze atıldı.
- N..Ne vallaha senin burada olduğunu bimiyordum. Yoksa hiç bağırarak şarkı söylermiyim. Ben sadice neşe saçan , küçük tatlı ve sevimli bir çocuğum bana kıyamassın.
Düz sürat ifadesiyle ona baktım. Tatlı olduğunu düşündüğü ama asla tatlı olmayan bir suratla bana bakıyordu. Dudağimın kenarı kıvrıldı.
- Haklısın sana kıyamam. Diyince yüzü gülmeye başladı.
-Ama abin kıyabilir. Cezanı abine bırakıyorum o sana güzel bir ceza verir. Diyince yüzü düşüp korkulu gözlerle bakmaya başladı.
- Ne abim olmaz yine ek derslere gönderir. Zaten nefret ediyorum. Hala yerde otururken vaz geçeyim diye dil döküyordu.
- Kalk artık yerden. Belin hala acıyormu?
- Yok ya geçti gitti. Ben abime bakım.
Düşen surayıyla yerden kalkıp Alp'in odasına doğru adımladı. Omuz silkip aşağı yemek odasına gittim. Masaya şöyle bı baktım, herşey hazırdı. En baştaki sandalyeyi çekip oturdum.
Telefonumu çıkarıp bakmaya başladım. Şirketle ilgili toplantılarımı kontrol edip telefonu masanın üzerine koydum. Merdüvenlerden ses gelince bakışlarım oraya döndü. Alp yemek masasına doğru geliyordu. Sandalyeyi çekip oturdu.-Günaydın.
-Günaydın.
-Noldu senin suratına göz altların morarmış , rengin solmuş. Alp sorgular bir şekilde sorularına sorunca ona baktım.
Dikdik yüzüme bakıyordu.- Dün gece geç saatlere kadar şirketin dosyalarını düzenledim. Biraz uykusuzum. Diye yanıtladım. Derin bir nefes çekti içine.
- Sağlığın işten daha önemli biliyorsun deyilmi?
Beni sürekli düşünüp ,önemsemesi garibime gidiyordu. Şu yaşıma kadar kimsenin umurunda değildim. Hiç şevkat görmemiştim. Hastalandığimda bile kendi başımın çaresine baktım. Ama ilk defa beni seven sahiplenin birisi var. Alp küçüklüğümden beri tanıyordu beni. Hiçbir zaman yanlız bırakmadı. Ona çok şey borçludum.
-Meraketme sen beni. Neyse kapatalım konuyu.
-Kahvaltıdan sonra mı geçiceksin şirkete ?
-Evet bu gün fazla yoğun olucak.
- kolay gelsin. Bende kaanı okula bırakıp geçerim. Kaan demişken nerede kaldı?
-Birazdan gelir . Bu gün yine bağira bağıra şarkı söylüyordu. Cezasını sana bırakıyorum.
- meraketme o iş bende.
Çalışanlar yavaş yavaş servise başlamıştı. Tam o sırada Kaan yemek odasına girip gülen yüzüyle bize baktı.
-Enerciiğğ abilerim. Bu çocuk niye bu kadar fazla mutluluk hormonu salgılayor.
-Kaan abicim lütfen bak yalvarıyorum şu şarkıyı söyleyip durma. Alp konuşunca ona baktım yüzünü eşkite eşkite konuşuyordu.
- Ya abi nesi var şarkının?
- Bıktırdın , güzel söylesen neysede oda yok sende. Alpin dedikleriyle Kaan burun kıvırdı.
- hiçte bile benim sesim çok güzel. Siz değerini bilmiyorsunuz.
- Tabi canım mübarek bülbül gibi şakıyorsunda biz bilemedik değerini.
-Abii. Biraz daha böyle kavga ederlerse kafam ağrıyacaktı. Zaten uykusuzluk vardı bedenimde bide baş ağrısı hiç çekilmezdi.
- Yeter artık geçin masaya kahvaltınızı edin. Sonrada herkes işine gücüne baksın. Dememle masada sessizlik oluştu. Çalışanların yaptıği servisle kahvaltıya başladık
....
Fincandaki kahvemden son yudumumuda almamla ayaklandım. Alple kaanın bakışı bana döndü.
- Gidiyormusun abi? Diye soran kaana kafa salladım. Telefonumla cekedimi alıp kapıya doğru adımladım . Arkamdan Alpde geldi.
- Görüşürüz şirkette.
-Görüşürüz. Dedim ve kapıdan çıktım. Kapıdakı korumalar beni görünce hemen dikleşip selam verdiler. Bende onlara hafif bir baş selamıyla karşılık verdım. Garajdan çıkan siyah Mercedese binip şirkete doğru sürdüm.
Bu gün çok yorucu olucaktı.Evet ilk bölüm yayınlandı .Düşüncelerinizi alalım . Oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın .
Sevgiyle kalın
<333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşey yalan
General Fiction"herşey yalanmış. Benim ruhum boş yere yara almış. Çocukluğumu bir kere bile yaşayamadım. Onlar benim çocukluğumun katili oldular. şimdi ise katillerimin gerçek ailem olmadığını öğrendim." -Korhanlar... -Dağılmak üzere olan bir aile... -Asili kabul...