3. BÖLÜM

103 12 0
                                    


Asil Korhan

Beynimin içinde resmen binlerce davul çalıyordu. Eğildiğim yerden dikleştim. Belim ağrıyor. Derin nefes çektim içime. Saat akşam yemeğine yakındı. Alp çoktan çıkmıştır şimdi. Koltuğumdan kalktım ve toparlanmaya başladım. Masanın üzerindeki önemli dosyaları gizli kasama yerleştirdim. Kasayı kilitleyip, cekedimi ve araba anahtarımı alıp çıktım. Kapımı kapatırken asistanıma dönerek ;

- Ekrem ben çıkıyorum. Önemli birşey olursa mesaj atarsın.

Gözlüklerini düzeltti ve bana her zamanki gülen yüzüyle baktı.

- Tamam Asil bey. Bu arada yarınki yapılacak olan toplantıları , ortaklarla olan görüşme saatleriyle beraber atarım.

Bir of çektim. Buğün olduğu gibi yarında yoğun ve yorucu olucak anlaşılan.

- Tamam akşam atarsın. Alpede at haberi olsun.

Ekrem tamam anlamında kafasını salladı. Daha fazla oyalanmadan hızlı adımlarla asansöre vardım. Asansörü çağirmak için düğmeye dokunup beklemeye başladım.

O kadar çok yorgundumki ayakta zor duruyordum . Gözlerim kapanmaya başlamıstı şimdiden. Hemen eve gidip duşumu alıp yatmak istiyorum. Çok aç deyildim zaten. Gelen asansöre binip zemin katın tuşuna bastım. Kapanan kapıyla yan bir şekilde arkama yaslandım. Yanımda duran büyük aynada kendime baktım. Yüzüm çökmüş, göz altı torbalarım iyice morarmıştı. Saçlarımsa...
Birbirine girmiş kuş yuvasını andırıyordu. Asansörün kapısı açılınca zemin kata geldimi anladım. Şirketin çıkışına doğru adımladım. Ne kadar yorgun olsamda duruşum dik , kafam yukarda ve omuzlarım asla çökük değildi.

Asla güçsüzlüğünü , zaafı mı belli etmemeliydim. Sevenim olduğu kadar sevmeyenimde vardı. Her an herşey olabilirdi. Tetikte beklemeliyimdim.

Şirketten çıkınca vale arabamı getirmiş beni bekliyordu. Ben şirketten çikmadan önce yedek anahtarla arabayı hazırlıyorlardı. Kapımı açan baleye teşekkür edip arabama bindim. Hava akşam olmasına rağmen sıcaktı. Cekedi yolcu koltuna koyup kılimayı açtim. Eve doğru sürmeye basladım.

.................

Evin önüne gelince arabamı gören korumalar büyük demir kapıyı içeri doğru açtılar. İçeri girerek arabayı evin az ilerisinde durdurdum. Eşyalarımı alarak indim. Koruma benim ardımdan arabaya binerek garaja doğru sürerek gožden kayboldu. Oyalanmadan evin ziline bastım. 1-2 dk sonra görevlisi tarafından kapı açıldı. Cekedimi vererek direk odama çıktım. Üstümdeki yorgunluğumu azda olsa atmak için duşa girdim.

10dk süren duşun ardından üstümü giyinip aşağı kata indim. Adımlarım mutfağa doğru gitti. Dilim damağım kurudu. Mutfak kapısından girince beni gören görevliler duruşlarını düzeltip hafif kafa selamı verdiler. İçlerinden biri ;

- Bı arzunuz mu vardı Asil bey ?

- Yok. Su içmek için geldim . Siz işinize devam edebilirsiniz.

Kafa sallayıp işlerine döndüler. Masanın üstündeki sürahiden bir bardağa su doldurup içmeye başladım. Yanmış içim be. Birazdan yemek servisi yapılırdı. Normalde yemekleri Zeliha sultan yapardı. Ama oğlunun okulunda sorun çıkınca izin istemişti.

Sanırım bu dünyada 3 kişi vardı değer verdiğim. Biri Alp, diğeri ne kadar beni sinirlendirip kızdırsada Kaan ve son olarak anne şevkati gördüğüm Zeliha sultandı. Bizi oğlu gibi görürdü. Özellikle Kaana ayrı bir zaafı vardı. Kaanın çok hiperaktif olası dışında sakladığı , içine attığı acılarda vardı. Annesini ve baabsını Birkere bile görmemiş bir çocuktu. Alp ona hem anne hem baba hemde abisi olmuştu.

Onları daha fazla bekletmek için masaya gittim , yerime oturdum. Benimde gelmemle tamamlanan masayla servis başladı. Masa çok sessizdi. Yorgun olduğum anlaşılıyor ki Kaan bile sessizce yemeğini yiyordu.

Masada çatal bıçak sesi hakimdi. O ses bile kafamı iyice ağrımasına neden oluyor. Yemeğini yiyip arkama yaslandım. Alpe kafamı çevirerek ;

- Size afiyet olsun . Ben odamda olucam.

Sandal yeden ayağa kalktım. Tam arkamı dönüp gidicekken Alpin sesini duydum.

- Umarım bu halinle çalışmayacaksın ?

Tek kaşı havada sorgulayan suratıyla bana bakan Alpi cevapladım.

- Merak etme çalısmicam. Aksine, dinlenicem. Bu halimle çalışsamda kendimi veremem. Kafam kaldırmaz.

- İyi madem sen dinlen ben bazı dosyaları halledicem. Kaan' da...

Kaan elindeki çorba dolu kaşığıyla kalakalırken yavaşça kafasını kaldırdı. Sakın deme der gibi bakıyordu .

-Kaan'da dersine baksın. Gelip kontrol edicem. Eğer elinde o telefonu görim o zaman canından çok sevdiğin telefona elveda der merhaba yeni testler dersin. Sınav haftan yakın iyi çalışmalısın.

Kaan' ın ğözleri korkuyla titredi. Çünkü Alp yaparım derse yapardı. Biliyordu. Alp kaana baktı , yüzü tatmin olmamış gibi konuştu;

- Yada yok ya. Sen benim çalışma odasında , gözümün önünde çalış.

Kaan birşey diyemedi ama yüzü ve mimikleri herşeyi ele veriyordu. Aslında kafası basıyor ama beyfendi erindiği için çalışmak istemiyormuş. O gün sorduğumuzda:

( şimdi kim okuyacak pargrafıda şıkkı bulup işaretlicek)

Diyodu.

Daha fazla beklemeden onları abi - kardeş bıraktım. Odama çıkınca ilk iş sürahiden azıcık su doldurdum bardağa . Komidinin çekmecesini aparak içtiğim hapların yanından ağrı kesiciyi bulup içtim.

Altımdaki eşofman ve üstümdeki bol tüşörtle yatağa geçtim. Gözlerimi tavana diktim. Gerçektende çok yorulmuştum . Normalde kolay kolay uyuyamazdım . Uyku bozukluğum vardı. Olmadık yerde bile uykum gelebiliyordu. Genellikle uyuyamıyordum. Uyku haplarıyla uykumu alıyorum onlarda olmasa zaten halim haraptı . Eğer çok yorulursam ( bugün ki gibi) kendim uyuyordum. Daha fazla dayanamadı gözlerim ve kapandı . Kendimi karanlığa teslim ettim











Sevgiyle kalın
<33333

Herşey yalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin