Bölüm 2

4 0 0
                                    

2. Bölüm: 3 yıl önce... (Melodi, Dünya)

Şakaklarımı ovuşturdum. Kendimi bildim bileli dinmeyen baş ağrım, son günlerde çekilmez bir hal almıştı. Aslında en çok göğsüm ağrıyordu ancak... Bakışlarımı kaldırınca annemin yüzünde yine o ifadeyi gördüm, endişeli bakışı elimi alnımdan çekmeme neden oldu. Ne zaman ağrılarım artsa orada can verecekmişim gibi korkuyla bakar yüzüme. Anne işte, tabii bana denk gelen sürüm fazla histerik olmuş.

Sehpanın üzerindeki belgeleri incelemeye devam ettim, salonun diğer ucundaki koltuktan babamın da aynı ifadeyle baktığını görünce rahatsız oldum. Salonun ortasındaki tüylü halının üzerinde bacaklarımı uzatmıştım, bağdaş kurdum. Bir şeyimin olmadığını söylesem bile inanmayacaklarını bildiğimden, konuyu değiştirmeye karar verdim. Önümdeki okula kayıt dosyasını kapadım ve:

"Murat'la Ömer de yetenek sınavına girmişlerdi, her okuldan bir kişi kabul edileceğini öğrendiğimde okula benim gireceğimi düşünmemiştim." dedim. Sesimden anlaşıldığı gibi henüz olayın gerçekliğini idrak edemiyordum. Tüm yaz, başka okullara kayıt hayaliyle geçmişti ama psikolojik olarak yeni bir okul düşüncesine hazır değilim, gerçekten. Annem bunun benim yetenekli olduğumun göstergesi olduğu vesaire yağlamayı çekerken aynı düşünüyorum.

Karabiga'daki eski lise küçüklüğümden beri kapalıydı, birkaç yıl önce o arazi bir ihale ile uluslararası düzeyde süper lise açmak için satın alınmıştı. Birkaç ay öncesinde de yazılı sınav ve mülâkatlar oldu. Yazılı sınav sonucum hatırı sayılır bir puan, tamam ama mülakatta çok daha iyi öğrencilerin katıldığını görmüştüm. Dünyaca ünlü sanatçılar, onların çocukları, internet ünlüleri...

Matkap sesine benzer bir sesin aniden yükselmesiyle irkildim. Ses yakından geliyordu, sehpanın örtüsüz kısmında duran, sözüm ona sessizde olan, babamın telefonunun sesiydi. Uzanıp ekranına baktım.

Bilinmeyen numara.

Babam uzanıp telefonu açtı. Karşıdan gelen sesi tanıyor olmalıydı, pürdikkat kesilmiş dinliyordu. Yeşil gözlerindeki düşünceli ifade ile siyah kaşlarının çatılmasına bakılırsa iş ciddiydi. Onu dinlemeye çalıştığımı fark ettiğinde ayağa kalktı ve mutfağa yürüdü, annem de peşinden gitti. Bu gizli saklı işlerden bıkalı yıllar oluyordu, hiçbir şey elde edemeyeceğimi bildiğim için işin peşinden koşmuyordum. Hayal kırıklığının devasa olmaması için ilgisiz kalmak gerekiyor. Ama bu seferki konu eğitim hayatımla ilgili olabilirdi. Köşemde sessizce olan biteni izleyecek değildim.

Usulca ayağa kalktım. Evin alt katı oturma odası, salon kırması bir yer. Kapının sol tarafında kolonla ayrılmış üç duvar, açık bir odacık var. Onun bitişiğinde yine üç duvar bir mutfak. Onun bitişiği, kapının karşısında merdiven var. Merdivenin sağından gidildiğinde banyo ve arka bahçeye çıkan koridor ile bodruma inen merdiven koşullanmış. Geri kalan kısım küme halinde koltuk ve sehpa ile süslenmiş.

Bu katta özel hayatın olduğu pek söylenemez, gizlice iş yapmak mümkün değil ama benim sinsice kapı dinlemem gerek. Alt katın kapısız odalarına bir kez daha küfrettim. Sol taraftan gizlenerek mutfağın duvarına kulağımı dayadım. Babamın sesi duyuluyordu, kısık sesle konuşmasına rağmen sesindeki emrivakiyi anlayabiliyordum. Babam:

"O gün de söylediğim gibi, insanları bu işe karıştırmanın faydası yok." deyip durdu, sanırım telefondaki kişiyi dinliyordu, telefondakine cevaben babam:

"Arazinin altında olduğunu düşünüyorsunuz ancak dediğim gibi, hiçbirimizin haberi olmadan oraya bir şey yapamazlar. Söylediğiniz imkânsız ve güvendeyiz, söz veriyorum, insanları bu işe karıştırmaya gerek yok." derken son cümleyi tamamlayamadan sustu.

YEŞİLTAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin