6.Bölüm

2 0 0
                                    


6. Bölüm: Son Kaçırma

Dersler sırasında yalnız kalınca hocanın kuru gürültüsü altında düşünmeye fırsatım oldu. Nate-Jess ve Will-Talia ilişki üçgenleri kafamı allak bullak etti. Öyle ki şimdi içimi ürperten gerçeği aklıma getirecek tilkiler koşuşmamıştı, zihnimde. Dün, Nate alelâde hipnoz etkisi altında değildi.

Defterimin kenarına alevler içinde kristaller çizmeyi bıraktım ve aynı anda bilinçaltımın, dünkü olayla ilgili cevabı çoktan bildiğini ayırt ettim. Görülerimdeki yoktan var olan alevler, mistik enerji yayıyormuş gibi görünen yeşil taşlar! Eğer bu ikisi var olabiliyorsa elbette bir insanın görüntüsünü çalmak, kopyalamak da mümkün.

Diyelim ki Prens olağanüstü güçlere sahip ve ailemin gözünü korkutmak için insanları kaçırıyor ve de bana işkence ediyor. Gerginlikle döndürdüğüm kalemim, gürültü ile masaya düştü. İmkânsız güçlerle nasıl mücadele edilir? Sevdiklerimi nasıl koruyacağım?

Ellerimle yüzümü kapadım ve derin nefes alırken suratımı sıvazladım. Diğer yandan, Jess'in de bu sonuçlara vardığına ve akşam yemeğine kadar kafamı şişireceğine eminim sadece, eve gitmeden önce, ne söyleyeceğime ve neyi kendime saklayacağıma karar vermem gerek. Cevapları bildiğimi biliyor olmalı, bu kadar ısrar etmesine bakılırsa en azından tahmin ediyor olmalı.

Bana karşı silah olarak kullandığı zamanlar, bu çokbilmiş tabiatını hazzettiğim söylenemez.

Prens beni, tehdit dahi etmeden psikolojik uçurumumun kenarına sürüklemişti. Prens'in adamlarının arkadaşlarımı tehdidinin, kurusıkı atılan boş laflar olduğunu hiç sanmıyorum, ayrıca onlara yapabileceklerinden korkuyorum.

Nate nefes nefese içeri girdi, dersin bitip molada olduğumuzu o an ayırt ettim. Anlaşılan Nate'in okuldan çıkmadan önce bizi yakalayabilmek için koşması gerekmişti. Jess'e dönen Nate: "Tatlım, telefonumu sana mı vermiştim?" dediğinde Jess ile ikisinin tatlılığına bakıp pişmiş kelle gibi sırıttım. Nate daha önce de Jess'e böyle sesleniyordu ama şimdi Jess'in duygularını bildiğimden kulağa daha farklı geliyor. Hislerini gerçek Nate'e iletmede şanssızlık yaşasa da ona karşı hisleri yadsınamaz gerçek. Kırk yılda bir sevdiğin çocuğa aşkını itiraf ettiğinde, ele geçirilmiş bir şeytani ikiz çıkması da pek basitçe, talihsiz denilecek durum değil gerçi. Kafamda kurdukça kendi kendime gülümsedim.

Jess, kızarmıştı, benim sinsice sırıttığımı görmesi yüzünü saklamasında hiç de yardımcı olmadı. Jess, hayır, anlamında başını sallayınca Nate bana döndü, hiçbir şeyin farkında olmaması komik geldi. Nate:

"Peki, sende mi Milady?" dediğinde hemen itiraz etmek üzere ağzımı açtım. Will bana sıklıkla tatlı sıfatlarla sesleniyordu, ara sıra Nate de kullanmaya başlamıştı. Önceleri bu güzel yakıştırmalar kendimi iyi hissettirse de şu anki pozisyonumuz için epey kafa karıştırıcı oldu. Özellikle Jess için rahatsız edici olsa gerek.

Bu üçlü ile arkadaş olmak istediğimi ve nerede durduğumu şimdi netleştirmek için mükemmel bir an.

"Bu lakap takma olayını bir an önce bırakmamız gerek." diye geçiştirdim. "Telefonunu kaybettin mi acaba?" diye ekledim. Yüzü düşünce cevabı almış oldum. "En son ne zaman elindeydi?" Dudaklarını büzerek boşluğa bakıp düşündü. Bu boşlukta Jess'e göz attım, dünkü olayı unutmuş ve akışına bırakıp sohbetimizi takip ediyor görünüyordu. Nate gözü uzaklara dalmış, hatırlamaya çalışıyordu. Nate:

"Yemek yerken mesaj atmıştım." Bir şey daha hatırlayarak, "Son molada Will'e müzik dinlettim, aklıma gelmişken size de atayım, kulağınızın pası silinsin. Kadının sesi efsane." dedi, havalı bir şey söylemiş gibi gülümsedi. Ceplerimi karıştırdım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 06, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YEŞİLTAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin