"Taeyong, hadi kalk, sırtın ağrayacak." dedim kucağımda öyle masum masum yatan Taeyong'a. Ellerim sıcacık yanaklarının altında kalmıştı, ateşini kontrol ederken elimin üstünde uyuyakalmış olmalı.
"Kalkmak istemiyorum." diye homurdandı."Sırtın ağrımasın, yoruluyorsun."
Kafasını iki yana salladı. Bir süre güzel yüzünü inceledim, beni ağlarken bile gören güzel gözlerinde usulca parmaklarımı gezdirdim. Taeyong sen bana ne yaptın? diyordu kafam sadece.
Kalkmaya çalışırken bir kaç kez başarısız olduğundan kollarından tuttum. "Odana gidelim."
Minik, tam onu andıran tatlı odasına girdiğimiz gibi yatağının üstüne düştü. Kendini yatağa attığı için hoodie'sinin belini kapatan kısımları açılmıştı. Teni de aynı suratı gibi bembeyazdı, süt beyazı gibi. Dövmelerini ilk kez görmüştüm. O anlamadan iki parmağımı dövmelerinde gezdirdim ve üstünü düzelttim, "Hadi yat, üşüyeceksin böyle durduğun sürece."
Uyku sersemi yorganının altına girdi. "Benimle yatmayacak mısın?" diye sordu dudağını büzüp. Bir yandan da bileğime tutunuyordu. "Yanında kalmamı ister misin?"
Gülümsedi ve olumlu anlamda kafa salladı. Yarın tatil Jaehyun, siktir et ve aşık olduğun adamın yanında kal.
Yanına kıvrıldım. İlaçların uykusunu getirdiğine emindim, uyuyup dinlenirse iyileşirdi sanırım. Taeyong göğsüme doğru kafasını gömüp bana yaklaştığında kaskatı kesilmiştim, ne yapacağım şimdi? Her tarafımı onun okyanus kokusu sarmıştı.
"Taeyong." dedim uyuyor mu diye bakmak için. Bir anda kafasını kaldırdığında aramızda 2 parmak ya vardı, ya da yoktu. Nefes alışverişlerimiz duyuluyordu.
Bir süre birbirimizin suratına baktık. "Dayanamayacağım."
"Ne" dememle dudaklarını benim dudaklarıma bastırması uzun sürmemişti.
Ellerim belinde yer bulduğunda o da çoktan ağırlığını bana bırakıp üstüme çıkmıştı. Aklımda ki tek şey sarhoş olduğum gece o da benim gibi mi hissetmişti, bir anda gelen öpücükle? "Taeyong" diyebildim dişlerimin arasından. İsmini duyduğu gibi kendini çekmişti. Sanki pişman olmuş gibi duruyordu, yüzü düşmüştü.
"Özür dilerim."
"Hayır, hayır dileme özür. Sadece uykun var diye demiştim. Lütfen özür dileme."
"Sana sarılarak uyumak istiyorum. Yapabilir miyim?"
Gözleri parlıyordu resmen.
"Tabii ki yapabilirsin."
"Ya seni de hasta edersem?"
"Umrumda değil, beni düşünme. Sadece sarılmak istiyorum."
Saçlarını öptüm. O da ellerini tişörtümün altından birleştirip sıkıca sarıldı. Birazdan hayatımın en güzel rüyasından uyanacak gibiydim fakat uyanmayacaktım. Rüyada değildim. "Seni seviyorum." dedim uyumuştur diye düşünüp.
"Bende."
Şu an olduğumuz durum kafamda bütün Cigarettes After Sex şarkılarını çaldırıyordu.
Hiç düşünemezdim. Alkol almadan, gece 3'den önce uyumadan, tek gecelik ilişki yaşamadan güzel bir uyku çekeceğimi düşünemezdim. Ama o Taeyong'sa bu durumu değiştirebilir, beni düzene sokabilirdi. O olduğunda aklıma içmek bile gelmiyorken ben nasılda onu sadece stajyerim olarak görebilirdim?
"Şu an Bay Jeong değilsin. Jaehyun'umsun."
Ellerimizi kenetledi. "Böyle uyuyalım."
"Hadi uyuyalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dear boss ★ jaeyong
Fanfiction"Gözüme kestirdiğimi alırım, duydun mu beni?" Babadan kalma şirketinde onu tamamlayacak boşluğun sahibini bulmuştu. Güneş ve Ay gibi.