2.Bölüm

22 3 3
                                    

            (Bölüm şarkısı: Haydi gel içelim)
                         Iyi okumalar😉

Nihayet yolculuğumuz kazasız belasız bitmişti.
Otele geldikten sonra resepsiyonda 45 dakika boyunca bekledik.

Ardından 5 katlı otelin 3. Katındakı odamıza çıktık. Otel denize sadece 500 m uzaklıkta, bizim odamız ise denize bakan tarafta.

Odaya girdiğimiz ilk anda Liva direkt yatak denemesi yapmak için yatağa resmen atladı. Ece ise kendini duşa attı.

Oda orta büyüklükte ve çok güzel.Kapıdan girince solda banyo ve tam karşısında dolaplar var. Dümdüz ileyince bir tane çift, bir tane tek kişilik yatak var. Liva odaya girdiğimiz ilk andan tek kişilik yatakta yatmak için adeta yalvardığından dolayı biz Ece ile çift kişilik yatakta yatıcaz.

Ayrıca oda da küçük de olsa bir balkonumuz var.Bence en güzel kısım. Yatakların karşısındaki ısıtıcıdan kendime hemen kahve yaptım.Bu sırada Ece duştan çıktı;

"Eee öğlen yemeği için ne giyiyoruz?"

Her zamanki süslü Ece işte ama atladığı bişey var;

"Yalnız Ece'cim bize sen önce bı nerde yemek yiyeceğimizi söyle hazırlanması kolay iş"

"Bence hazır İzmir'deyken bi balık ekmek yapalım" Bencede Liva'nın dediği mantıklıydı. Sonuçta hayatımızda kaç kere geliyoruz ki Alaçatı'ya?

Hepimiz hazırlandıktan sonra odadan çıktık.
Liva herzaman ki gibi siyah askılı crop ve kot şortuyla, Ece toz pembe fırfırlı yazlık elbisesiyle, ben ise beyaz crop ve şortum ile harikaydık.

Odada biraz araştırdıktan sonra Çeşme'de bir restauranta gitmeye karar verdik.

                                   🌊
20 dakikalık araba yolculuğumuzdan sonra nihayet restoranın önüne arabayı park edip indik.Restoran deniz kenarında şık tatlı bir balık restoranıydı.

  Arabanın anahtarını bana doğru gelen bir valeye teslim ettikten sonra içeriye girdik. Rezervasyon yaptırmamıştık ancak yine de cam kenarında boş masa bulabildiğimiz için sevindim.Zaten restaurant o kadar dolu değildi.

Garson gelip siparişlerimizi aldıktan sonra ízmir'in eşsiz deniz manzarasını izlemeye başladım.

"Ayy kızlar Can bize tiyatro bileti almış bakın"

Tam karşımda ki Ece'nin sesiyle denizi izlemeyi bırakıp kafamı oraya çevirdim.

"Bizde Kaan'la gitmiştik aynı tiyatroya ama hiç güzel değildi"

Biz Liva'ya moral olması için bu mini tatili organize etmişken o hala Kaan' dan bahsediyor.Deliricem ya!

"Liva artık yok Kaan falan bakın işte ne güzel Ízmir'deyiz.Tadını çıkarın biraz mis gibi deniz, kum, güneş."

Ece'de destekledi beni. Hemen yanındaki Liva' ya dönerek  "Evet ya biz buraya kafa dağıtmaya geldik.Yeter valla başımız şişti Kaan'dan."

Liva bize hak vermiş olmalı ki ağzına görünmez fermuarını çekti.Tekrar denizi izlemeye daldım.Liva ve Ece ise saçma sapan magazin haberlerinden konuşmaya başladılar.

O sırada balıklarımız geldi.Kurt gibi açtım tam balığımın ilk lokmasını ağzıma atacaktım ki arkadan tabak kırılma sesleri geldi.

Kafamı kaldırıp Ece ve Liva'ya baktım.Ikiside gözlerine pörtletmiş arka tarafa bakıyordu.
Hemen arkama döndüm.Ilk gördüğüm şey,uzun boylu yapılı esmer bı adam ve karşısında esmer,siyah ve omuzunda biten saçları olan hafif zayıf bir kız.Ve elinde silah.Silah mı?

Silah, kızın elinde tam kalbine dayalı bir silah.
Kendini mi vuracak? Gözlerimi pörtleterek ne yapacağımı bilmeden ayağa kalktım. Kızın gözleri 3 saniyeliğine bana kaydı gözleri adeta öfke kusuyordu. Kim bilir neler yaşamıştı ki?

Şu hayatta iki şey öğrendim ben;ilki insanın acılarını bilmeden yargılamamak gerektiği,ikincisi acıların kıyaslanamayacağı.

Kim bilir neydi onu buna iten şey. Karşısındaki erkeğin bağırması ile kızın gözlerindeki öfke artmıştı.

"Hiç kimse kıpırdamasın sakın polis falan çağırmayın. Elif ne olur sakin ol yapmazsın sen böyle bişey dimi güzelim? Hadi ver o silahı bana" Adamın arkası bana dönük olduğu için yüzünü göremiyordum.

Adının Elif olduğunu öğrendiğim kız hiç bir tepki vermedi.Sadece "Emin misin" dedi.Kırgın ama kızgın bir sesle.

"Evet" dedi adam.

Elif silahı anında yere attı ve restaurantın çıkışına doğru koşmaya başladı. Ece ve Liva'ya baktım.Ikiside ürkmüş ve şaşırmış şekilde adama bakıyordu.

Aklımda tek bir soru vardı.Kızın peşinden gitmeli miyim, yoksa Ece'yi ve Liva'yı alıp burayı terk mi etmeliyim? Kızın gözleri birşeyler anlatıyordu onu bulmam gerekiyor.

Kahretsin ki merakıma yenik düştüm.Zaten insanın başına ne gelirse meraktan demişler.
Vallahi doğru demişler.

O an tüm gücümle kıza yetişmek için çıkışa doğru koştum. Liva ve Ece'nin arkamdan adımı seslendiklerini duydum.Umursamadım.

Otoparkın sonuna kadar koştum.Nihayet kızı gördüm.Nefes nefese kalmış bir şekilde duvarın dibine oturmuştu.Beni görünce kaşları çatıldı;

"Kimsin sen neden geldin peşimden? "

                                  🌊

Selamlarr ikinci bölüm ile karşınızdayım.Umarim beğenirsiniz ❤️‍🩹
Sorular;

-Sizce gizemli kız Elif kimdi?

-Liva Kaan'ı unuttu mu dersiniz?

Sonraki bölümde görüşmek üzere😎

Deniz EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin