(-1-) Yarım Kalan Hikaye Başlıyor.

221 27 10
                                    

'Hayat onlara her zaman arkasını çeviriyordu, sanki onları sevmiyormuş gibi. Hayat hep kısaydı, aynı onların hayatları gibi...'

Merhaba, ben Lee Minho. Yarım kalan aşk nedir biliyor musunuz? Hadi, gelin yarım kalan aşkın tam hikayesine bakalım.

~Yıl 1980.

Jisung ile çok yakın arkadaştık, ben onun arkasını kolluyordum, o benim arkamı kolluyordu. Jisung'u seviyordum ona içten içe aşıktım ama bu yaşadığımız yılda eşcinseller idam ediliyordu. Eğer ilişkimiz öğrenilirse ailemiz bizi diri diri yakardı veya gömerdi. O yüzden Jisung ile hiç kimsenin gitmediği bir ağaç altına kendimize yer yapmıştık, orası bizim alanımızdı, buraya hiç kimse gelmezdi, gelemezdi orası bizim özel alanımızdı, orada her şeyi yapıyorduk.

"Jisung bak, sana zambak çiçeği buldum, bu artık senin çiçeğin ona iyi bak."

"Minh? Ne gerek vardı ki, sen zaten benim çiçeğimsin 2. bir çiçeğe ne gerek vardı? Seni çok seviyorum."

"Bende seni seviyorum.''

Jisung ile hikayemiz, o bizim semte geldiğinde başladı. O, bizim semte gelmişti bende hemen onunla tanışmıştım. Jisung bana karşı çekingendi ama zaman zaman bana alışıyordu tabii. Onunla her şeyimi paylaşmıştım, o da benimle paylaşmıştı her şeyini.

Jisung'a her zaman

"Üzüldüğünde bana sarılabilirsin Jisung, hatta başını omzuma koyup ağlayabilirsin."

Diyordum, çünkü Jisung toplum içinde rahat edemiyordu, sosyal anksiyetesi vardı, o yüzden onunla hep ben bir yerlere gidiyordum ve geliyordum. Jisung'un bensiz yapamadığını biliyordum, beni evi olarak görüyordu.

Ailemiz birbirlerini pek sevmezdi, ama biz birbirimizi çok severdik. Ailelerimiz kavgalı olsada biz asla kavgalı olmadık, her şeye bir çözüm yolu bulduk, bu halimizden de memnunuz.

Jisung'dan hiç birşey saklamadım, saklamazdım. O da benden hiç birşey saklamadı, saklamazdı. Jisung ile ağacın altında otururken o ağacın gövdesine 'J♡M' yazmıştım ama o birisi bizi bulacak korkusundan 'J' olan yeri karalamıştı ve ağaçta sadece 'M' harfi kalmıştı, yanında da kalp vardı.

Onunla çok tatlı anılarımız oldu, kimi zaman ağladık, güldük, eğlendik ama her güzel şeyin bir sonu vardır değil mi? O gün, o artık ağacın altına gelmiyordu, belki ailesi izin vermiyordur diye düşünüyordum. Düşündüm de, bu mümkün olamaz, çünkü o ailesinin sözlerini pek kafaya takmayan birisi.

Gelmişti ağacın yanına ama ne oldu ona? Neden mutsuz böyle? Neden hayatımın anlamı mutsuz? Belki ailesi ile arasında bir şeydir. Ailesi ile konulara girmek istemiyordum onunla, çünkü ne zaman aile konusu açılsa Jisung durup öylece kalıyordu...

Travması vardı Jisung'un, Jisung küçükken ailesi ev yangınında ölmüştü, ve ona başka birileri bakıyordu. Şuan gittiğimiz üniversitede bile Jisung'un hocaları ona ailesi hakkında soru sorduğu zaman donup kalıyordu, aklına o yer, zaman, ev, annesi ve babası geliyordu... Bunu biliyordum çünkü başta söylemiştim, Jisung benden hiçbir şeyi saklamazdı, bende ondan hiçbir şey saklamazdım.

Jisung'un saçında ve benim saçımda, zambak çiçeği ve gül vardı. Ben zambak çiçeğiydim, o ise kırmızı bir güldü.

Ben ona aşıktım, ama söyleyemezdim bunu. Söylediğim gibi, bu yıllar eşcinsel kişiler idam ediliyordu, ben idam edilirsem o çöküş yaşayacaktı, o idam edilirse ben çöküş yaşayacaktım. O yüzden susmaya karar vermiştim... Ben onu her haliyle seviyordum, o da beni her haliyle seviyordu...

"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?"

"Evet Minho, neden?"

"Öylesine sormuştum, yok bir şey."

"Ha? Pekala."

İtiraf etmek istesemde edemezdim, daha 20 yaşındaydık ve yeni reşit olmuştuk. Her şey bizim için yeni başlayacaktı.

Yine o ağacın altında otururken, Jisung benim fotoğraf makinemi alıp benim fotoğrafımı çekmişti ben fark etmeden. 20 dakika sonra Jisung'un üvey kız kardeşi gelip onu eve çağırmıştı, Jisung'ta gitmişti...

"Çok hoş birisisin..."

______________________

"Sevgili Jisung,

Biliyorum, sen beni seviyorsun, ben seni seviyorum. Ama aşkımızı yaşayamayacağız. Yaşasak bile ikimizden birisi idam edilmek zorunda kalacak ve ben ikimizin de yaşamasını istiyorum. Umarım bir gün beraber ilişkimizi rahat bir şekilde yaşarız, Jisung... Seni seviyorum. Sen bu mektupları okumasan bile ben, okudun olarak varsayacağım... Biliyorum, bu günah, hemde çok büyük bir günah. Ama bir kere olsun aşkımızı yaşayalım, çünkü şeytan bize cehennemden boş bir arsa alacak... Seni seviyorum, hemde çok seviyorum, sana aşığım Jisung."

-Lee Minho

-Lee Minho

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Yarım Kaldık | Minsung'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin