Her sabah gibi yine sıkıcı bir güne gözlerimi açmıştım.Yaz tatilinin sonlarındaydık.Nedense benim tatilim pek güzel geçmemişti.Okulların açılmasını dört gözle bekliyordum.Çünkü bu sene farklı okul ve yeni arkadaşlıklar edinecektim.
Evet lise hayatına adım atıyordum.Bu beni heyecanlandırıyordu.Herkes övünürdü lise anılarını.Aryık ben de güzel bir hayata adım attığımı düşünüyordum.Tatilin son günlerini kendime bakım günleri yaptım.Eh,nede olsa liseye başlayacaktım biraz kendime çeki düzen vermeliydim.Kimbilir ne tiplerle karşılaşacaktım.Belki de hiç arkadaşım,hiç aşık olacağım birileri çıkmayacaktı karşıma.Bunları düşünmek moralimi bozuyordu.Her neyse yine de içimden bir ses herşeyin güzel olacağını söylüyordu.Bu arada benim adım Gaye EFE.15 yaşında ailemin tek kız çocuğuyum.İstanbul'da yaşıyorduk.Zengin olmasak dayinede her istediğim alınıyordu.
Evet zaman dolmuştu.Artık lise hayatıma başlıyordum.Sabah kalktım,üniformalarımı giydim.Biraz makyaj ve saçlarımı açık bıraktım.Kahvaltı yaptıktan sonra yola koyuldum.Of o da ne! Önümden birkaç arkadaşıyla yanyana yürüyen taş bir çocuk geçti.İlk günden saçmalama gaye! diyordum içimden.Okula vardım.Ve o taş çocuğu bir grup arkadaşlarıyla bankta otururken gördüm.
Ah ne güzel gülüyordu.Bembeyaz dişleri,saçları özenle havaya kaldırılmış çok cool bir görünüşü vardı.Formasının ilk iki düğmesi açıkdı.Gerçekten havalıydı.İçimden Allah sahibine bağışlasın geçti.Ne diyebilirim ki benim gibi balık etli bine asla bakmazdı.onu düşünmeyi bıraktım ve sınıfımı aramaya koyuldum.Sonunda sınıfımı bulmuştum.İçeri girdiğimde herkes birbiriyle kaynaşma çabasındaydı.Bende boş bulduğum yere oturup yanıma birisinin oturmasını bekledim.Bir kız geldi yanıma.Direk sohbete girdi benimle.
" Merhaba,ben Beril GENÇTÜRK" dedi ve hafif gülümsedi.Bende bozmadan
"Merhaba bende Gaye EFE" dedim.Nasılsın,nerden geldin gibi klasik sorularla sohbet ettik.Beril aslında tam benim kafa dengimdi.Deli dolu eğlenceli bir kızdı.Onu sevmiştim.Herkes konuşurken hoca geldi.Hocayla tanışdık filan derken tenefüs oldu.Beril'le bahçeye çıktık ve bir bankta oturduk.Ve yine o taş çocuk.Arkadaşlarıyla bahçede geziyordu.Sanırım üst sınıflardandı.Aman beni ilgilendirmiyordu.Kesin sevgilisi vardır.Ona baktığımı fark eden Beril gülümseyerek
"Zor olanı seviyorsun herhalde " dedi.Ben hiç birşey anlamadım.Ne demek istemişti ki bu şimdi?
"Seni anlamadım"dedim.Bana dönerek "Batu'ya bakarken gördüm seni "dedi.Batu fena değilmiş ismi."Ne alaka sen nerden tanıyorsun?"dedim.Başladı anlatmaya
"Batu bizim apartmanda oturuyor.11.sınıfa gidiyor.Onu çok iyi tanırım.2 senelik bir ilişkisi vardı sonra kız onu terk etti.Ve o gün bu gündür hiçbir kızla düzgün muhabbeti yoktur."
Sanırım gerçekten de zor bir kayaya çarpmıştım.Olsun canım zoru severim ben.Çok kötü olmuş demekki hassas biriydi yıkılmış bu duruma.Üzüldüm.Beril'e "Peki kişilik olarak nasıl biri ? diye sordum."aslında çok duygusal ve güvenilir biriydi.Tâki sevgilisi onu terk edene kadar.Ondan sonra o kadar katı davranmaya başladı ki insanlara tanıyamaz olduk.Artık hiçbir kıza güvenmiyor hiç iyi davranmıyordu.Kalbinde hiç vicdan kalmamıştı.Bence sen şimdiden vazgeç Batu'dan."dedikten sonra ben hemen kendimi savundum "ne düşüncem onu,sadece meraktan sordum.Yoksa benim ne işim olur onunla canım."
Aslında aklıma takılmıştı ve dikkatimi çekmişti.Nasıl bu kadar iyi insan bir anda kötü olur?Çokmu seviyordu kızı.Ne kadar da değer veriyordu kimbilir kıza.Aklıma girmişti bikere.Batu'yu düşünmeye başladım.İlk iş eve gidince onu araştırmak olacaktı.
Zil çaldı ve derse girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRLAR ÖTESİ
Teen Fiction''İnsanların sırları vardır Gaye kimseye söylemediği herkesten sakladığı... Üzgünüm ama bunları sana söyleyelemem."