5.Bölüm

4.9K 253 60
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR!

5.BÖLÜM | ÖLÜMÜ ÇAĞIRAN UMUT.

🎞️~ SİİRT / MERKEZ ~🦂Kaçtıkça dibe batardık, dibe battıkça öğrenirdik; hayatı ve acılarla mücadele etmeyi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎞️
~ SİİRT / MERKEZ ~
🦂
Kaçtıkça dibe batardık, dibe battıkça öğrenirdik; hayatı ve acılarla mücadele etmeyi. Ve öğrendiğimiz o an, gerçekten kazanırdık. Kaçtıklarımızı yenemezdik, çünkü onlar ölümdü. İnfaz emrimizi verenlerdi.

Beş gün. Siirt'e ayak bastığından beri koca beş gün geçmişti. Fakat hâlâ ilk geldiği o günde kalmıştı. Bakışlarını ağır ağır Ardil'e çevirdi, ardından dikiz aynasına düşen yan profilinin yansımasına. Yabancıydı, yolda gördüğü bir yabancıdan daha yabancıydı Ardil'e. Adeta bir ülkenin iki farklı milletinin, birbirine olan yabancılığı gibiydi. Aynı dili konuşan fakat anlaşamayan, bir savaş içerisinde olan.

Ve barışı reddedip, birbirini yakan.

Yol akıp gidiyordu, Siirt'in merkezinde olduklarının farkındaydı. Fakat hâlâ nereye sürüklendiğini bilmiyordu. Bilmek istemiyordu, sadece sonunun nerede gerçekleşeceğini merak ediyordu. Tıpkı bir kelebek gibi; uçmayı hayal ediyordu, fakat birilerinin avucuna hapsolmuş gibiydi.

Elini sağ göğsünün hemen üzerinde olan ve üzerinde olan elbiseyle kapattığı, ateşten kanatları olan kelebek dövmesinin üzerinde gezdirmişti. Ardından, elini yavaşça çenesinde olan kuş sembollü dengin üzerinden gezdirmişti. Vücuduna iki sembol işlemişti.

Bir kuş.

Ve bir kelebek.

Kuşu, Kürt milletinin asırlardır Mezopotamya topraklarında sürdürdüğü deq ile yapmıştı. Kendi elleriyle çenesine işlemişti, gözyaşları eşliğinde. Kelebeğiyse, Irak'ta olan bir dövmeci arkadaşına yaptırmıştı. Kelebek dövmeside acıtmıştı canını. Fakat kendi elleriyle işlediği o deq kadar değil. Çünkü; yaptığı deq, babası içindi. Babasına karşı olan kırgınlığı ve öfkesi içindi.

Özgürlüğü yansıtıyordu, fakat Zişan Hanoğlu için esaretti.

Derin bir nefes çekti içine, ve yavaşça verdi nefesini. Yorgun hissediyordu, yorgunluğu saç diplerine kadar yayılmıştı. Yirmi üç yaşındaydı, fakat seksen üç yaşında olan bir kadın kadar yorgundu. Kırgınlığı, kızgınlığı, acıları, gözyaşları ve yaraları yormuştu genç kadını.

Kırgınlığı, kalbinin en derin köşesine sinmiş ve zamanla büyümüştü. Koca ve kimsesiz bir sessizliğe dönüşmüştü. Kırgınlığı artık kelimelerin saramadığı ve görünmeyen bir yaraya, ardından ize dönüşmüştü.

Araç uzun bir sürenin sonunda durduğunda, bakışlarını camdan dışarıya çevirmişti. Siirt'in merkezindeydi. Ardil araçtan indiğinde, bıkkınlıkla oflamış ve Ardil'in peşinden araçtan inmişti. Başını kaldırıp Ardil'e baktığında, telefonda bir şeyler yaptığını fark etmişti.

SEVDA ATEŞ'İ [Töre]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin