"Bu günde beraberiz Bayan Y/N. İki gün geçti ama hala tek kelime bile etmediniz. Aşkınızdan öldüğünüz sevgilinizdende ses seda yok. Sabrımızı sınamaktan vazgeçin.", Erwin Smith çatılı kalın kaşlarının altından sana bakarken elindeki dosyayı masanın üzerine bırakıp karşındaki boş sandalyeye oturdu. Ağzından dökülenler kaşlarına çatmana sebep oldu.
"Ben zaten diyeceğimi dedim siz anlamamakta ısrarcısınız."
"Hah güzel olduğunuz kadar da yalancısınız Bayan Y/N!", Zeke, ortağı Erwin'in arkasında ayakta dururken gülümsedi. Gözlüğünü düzeltirken başını hafifçe eğdi. "Anlamıyorum, vicdanınız bunu nasıl kaldırıyor? Kalbinizin, üzerinizdeki bembeyaz gömleğin tam tersi kapkara olurken nasıl bu kadar rahat konuşabiliyorsunuz?"
Zeke'nin sözlerine karşı hiçbir şey hissetmedin. Sen bir şeyler hissetmeyi bırakalı baya olmuştu. Artık kalbindeki tek his onun aşkıydı. Onun aşkı sana yeterdi, buna inanıyordun. Arkana yaslanarak bakışlarını ayakta duran sarışına çevirdin. "Benimle böyle konuşamazsınız. Ben Levi Ackerman'ın müstakbel eşiyim. Vicdanım sizi ilgilendirmez. Ayrıca şunu bilin ki ne benim ne de Levi'ın vicdanını sorgulayacak son insanlar bile siz değilsiniz. Biz o kadar insana yardım ediyoruz ki hiç biriniz bunu anlayamazsınız! Ayrıca Levi siz ikinizin yaşlarının toplamından fazla dernekten ve törenlerden ödül almış bir iş adamıdır! İfti..."
"Ne!? Ahaha ne diyor bu Erwin?", sözlerin Zeke'nin kahkahasıyla yarıda kaldı. Kahkaha atarken sol elini Erwin'in sol omuzuna koydu diğer elini ise yumruk yapıp ortağının sağ omuzuna vurmaya başladı. "Hahaha! Erwin birde diyor ki 'Levi benim müstakbel kocam' inanamıyorum! Duyuyor musun? Bizim yaşımızdan çok ödül almış!"
Erwin bir asker edasıyla, ortağının kendisini yumruklamasına hiç tepki göstermeden dikkatle senin gözlerinin içine bakarken, Zeke yerinde doğrulup sakinleşti. Gözlüğünü düzeltip otuz iki diş sırıtarak devam etti. "Tatlım, Levi Ackerman senin müstakbel eşin falan değil. O seni bir sürtük gibi kullanıyor o kadar. Yatakta iki güzel söz söyledi diye hemen eşin mi oldu? Seni böyle mi kandırdı?"
O kadar sinirlenmiştin ki kaşlarını çatmaktan başın ağrımıştı. Tam ona bağırmak için ağzını açmıştın ki Erwin araya girdi. "Bu kadar yeter Zeke. Levi onu bir sürtük gibi kullanıyorsa da bu bizi ilgilendirmez. Ne de olsa Levi Ackerman koskoca iş adamı, yaşımızdan fazla sayıda ödül almış bir melek(!) Bizi ilgilendiren Bayan Y/N'nin soruma vereceği cevap."
"Bay Smith dilinize hakim olun! Hakkımda böyle konuşamazsınız!"
Erwin masmavi gözlerini kısıp öne doğru eğildi. "Haklısın seninle ilgili bu konuşmalar çok eskide kaldı.", dedi fısıltıyla. Öyle sessiz konuşmuştu ki Zeke bile onun ne dediğini anlayamamıştı. Arkasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi. "Şimdi söyleyin bakalım müstakbel Bayan Ackerman(!) Levi Ackerman, hizmetçisi Elena Bauer'un ölümüne sebep oldu mu?"
"Levi asla böyle bir şey yapmaz! Bende yapmam! Sırf Elena ölmeden önce size kavgalı olduğumuzu söyledi diye beni tutuklamanız çok saçma!"
"Hiç de saçma değil.", dedi Erwin. Zeke'de bir şey diyeceği sırada içeriye birden Savcı gelince ikisi ayağa kalktı. "Sayın savcım."
"Erwin derhal Bayan Y/N'yi serbest bırakın."
"Ne? Ama o şüpheli."
"Sadece şüpheli bırakın evinde olsun.", savcı, sana dönünce sende hızla ayağa kalktın.
"Bayan Y/N eşiniz sizi dışarıda bekliyor."
"Peki teşekkür ederim."
Hızla dışarı çıktın ve seni bekleyen Levi'a koştun. Levi san sarılıp seni dudaklarından öptü. "Benim güzeller güzeli karım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Ackerman
FanfictionHiç sevmediğin hayatından kurtulmak için kolay yolu seçerek iş adamı Levi Ackerman'ın kızına bakıcılık yapmak için başvuru yaptın. Mikasa Ackerman'a bakıcılık yapacak, para kazanacak ve Levi Ackerman ile iş seyahatine gittiğin an yeni bir yerde yeni...