Sensizliğin verdiği soğuk sessizlikte geçiyor ömrüm...
Soğuk havanın etkisi ile titreyen çenem ve soğuktan kızarmış yanaklarım, bana hasta olacağımın haberini veriyor gibiydi.
Üstünde pembe hırkası ile gelen ve bana gülümseyen anneme baktım. "Uyanmışsın bebeğim " diyerek elindeki kahveden bir yudum aldı.
Merakla anneme baktım "daha varmadık mı?"hayır anlamında kafasını salladı. Sıkıntı ile annemin arkasından gelen abime baktım.onunda bir elinde kahve diğer elinde tost vardı.
Beni görünce gülümsedi "uykucu uyanmış,açsan sana aldığım "elindekilerini gösterdi "tostu acilen yemelisin harika,kahvede sıcacık"kafamı yana sallayarak aç olmadığımı belirttim.
"Erkenden orda olmalıyız Acele etseniz iyi olur" diyerek uykulu uykulu sıcacık arabaya ilerledim .annemde arkamdan söylenerek geliyordu.
Arabaya binip hemen cam kenarına geçtim ve en sevdiğim sakin tondaki bir şarkıyı açıp kulaklıklarımı taktım. Şarkıyı dinlerken bir yandan camdan dışarıya baktım,bizi takip eden ayı izliyordum.
O an yine içimde oluşan heyecanlı çocuğu susturamadım. Şaka gibi geliyordu çocukluğumuz yan yana geçmiş olan kuzenim sinem evleniyordu ve bizde şuan onun istemesine gidiyorduk.
Okullar bitmiş,arabada izmire yola çıkmış bir kaç saat sonra orda olacaktık. Kafamı daha çok cama yaslayıp uykunun derinliklerine kendimi bırakmak için gözlerimi kapattım.
Beni bekle izmir geliyorum..
İzmir karşı yaka
biri yanaklarımı sulu sulu öpüp bana adımı sesleniyordu.gözlerimi araladım "uyan boncuk" diyerek yanaklarımı sıktı."Çok özlemişim seni kız" oturduğum yerden kalkıp sineme gülümsedim "bende seni çok özledim" dedim sineme sarılırken.
"Annemler eşyayı taşımaya yardım etti suzan teyzeye,seni uyandırma görevide bana kaldı"yalandan üzülürmüş gibi yaptım " beni uyandırmak zorunluluk değil şeref olmalı senin için sinem" diyerek hafif laf sokmuş gibi olmuştum.
"Tabi ne demezsin boncuk" dedi lakin o an orda tek olmadıgımızı fark etmem uzun sürmedi "az daha yan yana kalıp cilve yaparsanız,beni sevmediğinizi düşünmeye başlayacağım " diyen denize kaydı gözlerim.
Sarışın deniz yine aynıydı. Elleri ceplerinde çapkın bir gülüş atıyordu. Kıkırdayarak yanına ilerlemeye başladım "seni sevmemek?,tüm soruları cevapsız bırakmaktır. Seni sevmemek? Dipsiz kuyularda tek kalmaktır "
Sinemin kahkahası üzerine bende kendimi tutamayıp sineme eşlik ettim. "Komik değil " diyerek bozuldu deniz. "Gülmeyi bırakın.o zaman ergenin tekiydim" diyerek bozulan yüzünü düzeltmeye çalıştı.
"Hemde ne ergen ama" sinem anlamlı bakışlar atıp eliyle ağzını kapattı. Denizin şu tatlı haline dayanamayıp sımsıkı sarıldım. Ellerini belime atıp oda bana sarıldı.
"Kızıyorum falan ama sizin haylazlıklarınızı çok özledim" özlemle beni kendine daha çok bastırdı
"6 yıl oldu be kızım" dedi sinem arkamdan bana sarılırken.Toplam 6 yıl olmuştu birbirimizi görmeyeli. Deniz üniversite için gitmişti,bizde babamı kaybedince annem izmirden,edirneye taşınma kararı almıştı.
Ne bir daha birbirimizi aradık nede görebildik.Annem numaralarımızı değiştirdi ve herkesten uzaklaştırmıştı.denizde üniversite için hat değişimi yapmıştı. Ve üç kuzen birbirinden ayrı kalmıştı.
"Birileri kıskandı" dedim ve kıkırdadım "kıskanmak demiyelim özlem o" dedi sinem sitemli şekilde. Deniz ve ben kahkaha atmamak için kendimizi tuttuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık bataklık
RomanceNe gözünü alabildiğin ne de cesaret edebildiğin kişiyim ve bilmemi isterim. O kız zoru başardı ve senden vazgeçti kahve gözlerine yabancı olduğum yere uzağım artık.. Sıkı sıkı sarıldı artık dayanamayan buz kesilmiş bedenime "Sayra ne olursun bırakma...