Deli ve kara bir sevda.
elimdeki kurabiye dolu tabağı nazikçe masaya koyup kendimi koltuğa bıraktım. "canın neden sıkkın?" Dediğinde deniz yavaşça gözlerimi denize götürdüm.
"bir şeye sıkkın değil,hastayım sadece"dediğimde kafasını sallasa bile buna inanmadığını bilecek kadar iyi tanıyordum denizi.
lakin benimde canımın neye sıkıldığını bilmiyordum ama içimde aşırı rahatsız edici bir his vardı ve bu his beni ele geçirmişti.
O sırada mutlulukla içeri giren sinemi fark ettim "ne bu böyle surat asmalar ya?!" Dediğinde sinem içimdeki duyguyu bastırmaya çalışıp hafifçe tebessüm ettim.
"bugün kuzeninizin en mutlu günü,sizinde mutlu olmanız gerekiyor" dedi tatlı bir yüz ifadesine bürünerek. Kafamı sallayıp masada duran kurabiyeyi işaret ettim sineme.
Hemen masada duran tabaktaki kurabiyeyi alıp ağzına attı. Bir kaç kez ağzında kurabiyeyi çevirdi "bu harika bir şey" dediğinde gülümsedim.
"Annemin kurabiyesi,nişanın için yapıyor bende bir tabak çaldım geldim denize" dediğimde sinem tüm cümleyi unutup sondaki 'denize' lafını aklında tutmuş gibi sırıttı.
O sırıtışı iyiki bir tek ben anlayabiliyordum.
deniz tabakta duran kurabiyeden alıp ağzına götürdü ve bir kaç ısırık aldı. tadı hoşuna gitmiş gibi bir ses çıkardığında bakışları üzerimdeydi."elbiseler hazır" dedi sinem "birazdan çıkar hazırlanırız" dediğinde kafamı salladım. Bir şey daha hatırlamış gibi bana döndü "aynı zamanda tolga bizi almaya gelicekmiş, kuaför için"hafifçe kafamı salladım.
aslında bir müddet onu görmek istemiyordum çünkü dünkü olaylar beni fazlasıyla geriyordu Ve aynı zamanda bana deli gibi bakan denizide çok geriyordu.
dünki konuşma geldi aklıma
"O çocuktan uzak dur"
neden öyle demişti hiç bir fikrim yoktu lakin bu kuaför işi denizinde benimde hiç hoşumuza gitmemişti.Sinem mutlu mutlu oturma odasından ayrıldığı an deniz ile gözlerimiz buluştu.
"Gitmeyeceksin" tek kaşımı kaldırdım
"Gideceğim?" Bacağını diğer bacağının üstüne attı ve rahat bir pozisyon aldı
"Gitmeyeceksin" sarı saçı alnına düştü
"nedenmiş o?"
"Ben öyle istiyorum" dediğinde hafifçe sırıttı
"kendi istediğini yapmakta özgürsün" hafif yutkundum
"Bende gitmek istiyorum" dediğimde bacağını yere indirip hafifçe ellerini birleştirdi.
"sen bilirsin"Dediğinde hafifçe kafamı sallayıp oturduğum yerden kalktım ve oturma odasından çıkıp hazırlanmak için sinemin odasında olmam gerektiğini hatırlayıp sinemin odasına ilerledim.
Her erkeğin aynı odunlukta olması beni sinir etsede o an bunu değil sinemi düşünmem gerektiğini bildiğim için kafamdaki düşünceleri susturdum.
kapıyı çaldığımda "gelebilirsin" diyen sinemin sesi ile odaya girdim. Benden önce hazırlanmaya başladığını bildiğim için üstündeki elbiseyi pek fazla yadırgamadım.
ama çok güzel gözükmesi beni hafif duygulandırmıştı. Bembeyaz bir elbise vardı üstünde ayrıca göğüs dekoltesi ve sol bacağında uzun bir yırtmaçı vardı.
Elbise:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık bataklık
RomanceNe gözünü alabildiğin ne de cesaret edebildiğin kişiyim ve bilmemi isterim. O kız zoru başardı ve senden vazgeçti kahve gözlerine yabancı olduğum yere uzağım artık.. Sıkı sıkı sarıldı artık dayanamayan buz kesilmiş bedenime "Sayra ne olursun bırakma...