3.kısım

437 30 4
                                    

Bir kalemle yazdım seni..

sinemin meraklı bakışlarını görmezden gelerek tolgaya baktım yine sert kahveleri benim mavi gözlerime bakıyordu "efendim?" Dedim emin bir ses tonunda.

hafifçe kapıya yaslanıp,kollarını birleştirdi. Sinemin sırıttığını gördüğümde hafifçe  masanın altından ayağımla sinemin ayağına vurdum. "Oha öküz" dediğinde sinem,gerçekten rezil olduğumu hissederek gözlerimi devirdim.

"Deniz aramış ulaşamamış" dedi uzun kirpiklerinin altından gözüken kahve gözlerini üstümde gezdirirken "akşam yemeğine mi ne gidecekmişsiniz" derin bir nefes aldı "sinem bu senin içinde geçerli" dediğinde sinem hafifçe gülümsedi.

çok bilmiş diye geçirdim içimden ve içtiğimiz çay bardaklarını alıp  makineye yerleştirdim "teşekkür ederim yani ederiz" dediğinde sinem makinenin kapağını kapatıp tezgaha doğru yaslandım.

Benim adıma sinem teşekkür ettiğinde hafifçe nefes alıp verdim.tolga sineme cevap bile vermeden mutfağın kapasında öylece dikiliyordu.

Bu çocuk ne diye sürekli beni süzüyor veya dik dik bakıyordu bilmiyordum ama fazla derece rahatsız etmeye başlamıştı.

sabır diler gibi bir kez daha derin bir nefes alıp mutfaktan çıkmak üzere sineme bir kaç şey geveledim . Tolganın hemen yanından geçerek mutfaktan çıktım.

daha önce fark etmesemde gerçekten uzundu. kendimi küçük boylu hissettmiş bile olsam bozuntuya vermek istemeyerek o anı aklımdan sildim.

normalde hiç bir insana kolay kolay gıcık olan biri değilimdir lakin konu bu çocuksa eminim şu iki gün fazlasıyla gıcık olacağım.

hayır ama bildiğin göz tacizi yapıyor.hadi anladım bir bakarsın iki bakarsın her gördüğünde niye ilk defa insan görmüş gibi bakarsın ki.

Ellerimi saçlarıma götürüp düzelttim,kıyafetlerimi gözden geçirdim ve gayet doğaldım. mutfaktan çıkmış benim için ayarlanmış odamın terasında oturuyordum.

çok fazla güzel bir terasa sahipti oda.Eğer burda biraz daha fazla kalabilseydim bir gece terasta kitap okuyarak sabahlamak isterdim.

hafifçe gözlerimi kapatıp sıcak esen havayı tenimde hissederek derin nefesler alıp veriyordum. Çok fazla iyi hissettiriyordu ve bir nevi rahatlıyordum.

kafam rahattı,yarın isteme olacaktı ve en güzel, en özel,en heyecanlı gündü benim için.
Hafifçe oturduğum pufta kıvrıldım ve temiz havayı içime çekiyor derin düşüncelere dalıyordum.

Sinem ve denizin arasında bir yaş vardı benim ise denizle aramda 8 yaş sinem ile 7 yaş vardı.
İkiside benden çok büyük olasada hiç bir zaman yaşımdan dolayı dışlamadılar.

aklıma sinemin çok küçükken dediği bir söz geldiğinde hafifçe gülümsedim "ben asla evlenmem, koca falan çekemem" diyerek sitem etmişti zamanında.

Şimdi ise herkesten önce evlenecek gibi gözüküyordu. Ne demişler "evlenmek istemeyen her zaman ilk evlenendir." Kıkırdadım.

evlenmek için çok genç olduğunu düşünüyordum ama herkesin kendi kararıydı ve sinem kendinden çok emindi. Ben olsam böyle bir şeye kalkışamazdım çünkü evlenmek güç ve sorumluluk isteyen bir şeydi benim için.

hayatımı yaşamak varken neden evlenip çocuk yapayım ki? İçimdeki sesler kendini belli ederken artık tutamadığım uykum beni daha çok ele geçiyordu.

biraz daha pufta oturur sonra gider yatağımda yatarım diye düşünerek gözlerimi açmadım ve düşünmeye devam ettim.

saat 19:23
hafifçe gözlerimi araladığımda rahatsız bir şeyin üstünde uyumuş kolumun tutulduğunu fark ettim.
Gözlerimle nerde olduğuma baktığımda terastaydım.

Karanlık bataklıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin