"Hangisi sence?" Elimde tuttuğum iki askı arasında gidip gelen bakışlarım eşliğinde Eun'a baktım. Kararsız ses tonum onu çıldırtmış olmalı ki bıkkınlık kokan sesi ile "Yalvarırım şunu giyin de çıkalım!" Gösterdiği takıma bakarak dudaklarımı ısırdım. "Abartı değil dimi?" Kocaman bir "Off" çekip beni banyoya doğru itekledi. Elimdeki diğer askıyı alarak kapıyı kapattı"Ya giyinir çıkarsın yada pijamaların ile götürürüm seni oraya!" Bağırtısı ile hızlıca giyinme odasına koşup üstümü değiştirmeye başladım. İlk önce siyah deri baldırlarımı saran pantolonu ardından zebra ve çita desenli transparan siyah gömleğimi üstüme geçirdim. İlk üç düğmesini açık bıraktım ve giyinme odasından çıktım.
"Oldu mu?" Sitemli sesim ile Eun başını sallayarak bana yaklaştı ve gömleğimi düzgünce pantalonumun içersine yerleştirdi. İnce bir kemer ile destekleyerek saçlarımı karıştırdı. Bir adım uzaklaşırken "İşte şimdi oldun tek eksiğin lanet bir deri ceket." Sözünü tamamlar tamamlamaz yanında getirdiği metal detaylı deri ceketi yataktan alarak yüzüme fırlattı.
Hızla ceketi kavradım ve üstüme geçirdim. Makyaj aynamın önünden vişneli lipgloss'u alıp eun'a verdim. "Cebine at çünkü orada müthiş bir sahne dönecek." Dedim. Kıkırdadı ve gloss'u cebine attı.
Beni kolunun altına alarak "Gece başlasın bebeğim!" Dedi ve evden çıktık. Bir saat kadar yol gittikten sonra mekana gelmiştik. İçeride bizi bekleyen her şeyden habersiz küçük arkadaş grubumuz ile Alfam ve arkadaşları vardı. Ah sevgilisinide unutmamak gerekliydi öyle değil mi?
Park halindeki arabanın ön koltuğunda oturmuş aynadan saçlarımı düzelterek düşüncelerimin esiri olmuş halde iken birden aynadaki yansımam ile gözlerim kesişti. Hınzır bir gülümseme takınıp "Oyun başlasın bebeğim" diyerek aynayı kapattım.
*
Omzunda Eun'un kolu yüzümde kocaman gülümsemem eşliğinde mekana giriş yaptım. Çoğu kişinin gözleri anında bizi buldu. Nezih bir mekan olmalıydı ki localar da oturan gruplar ve alt salonda rast gele atılmış bar masaları etrafında duran insanlar vardı. Birde fazla büyük olmayan bir kaç kişinin dans ettiği şık bir pist vardı.
Arkadaşlarımız üst katta bulunan localar dan özenle seçtiğimiz de oturmuş bizi izliyorlardı. Eun'a biraz daha sırnaşıp locamıza yürüdüm. Tam karşı locamız da bulunan Alfam ve sevgilisi daha beni fark etmemişti. Bu beni eğlendirdi. Locaya girer girmez Yungyeom bir ıslık öttürdü.
"Şu omegaya da bakın evlilik onu dahada güzelleştirmiş." Omuz silkerek "Çok mu belli tatlım?" Dedim. Onunla alaycı bir üslup ile konuşmayı hep sevmiştim. Kahkaha atarak ayaklandı ve bana sıkıca sarıldı. "Hemen ev erkeği oldun yüzünü gören cennetlik." Bangchan'ın Gülerek kurduğu cümleye karşı "Kıskanma evlen seninde olsun." Diyerek dil çıkardım. Ortam şimdiden keyfimi yerine getirmişti.
Yarım saat kadar o locada fark edilmeden kahkahalar eşliğinde güzel bir sohbet etmiştik. Ellerimiz de içkilerimiz, yüzlerimiz de gülümsemelerimiz. Yarım saatin sonunda karşı locadan yavaş yavaş fark edildiğimizi anlayınca Eun'a işaret verdim ve hafif sarhoş taklidi yapmaya başladım.
Eun'un ellerini tutup "Hadi dans edelim!" Diyerek locanın ortasına sürükledim onu. Ellerini belime yerleştirip yakın bir temas içersinde dans etmeye başladık. O sırada göz ucum ile karşı locayı kesiyordum.
Namjoon beni fark etmişti. Dumura uğramış bir şekilde ona çok yakın oturan sevgilisi eşliğinde bizi izliyordu. Kıkırdadım ve Eun'un kulağına doğru fısıldadım "aşama iki hazır." Eun kocaman gülümseyerek belimi iyice kavradı. Dengemi kaybedip düşer gibi yaptım ve Eun beni resmen kucakladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİGANBANA /NAMKOOK
Fiksi Penggemarsadece mutluluğu istemişti... #namkook #taegi #Jihope