8

86 14 1
                                    

Gürültüye uyandım. Yanım boştu. Kalkıp salona koştum. Ortalıkta kimse yoktu ama kapı kırılacak derece çalınıyordu yine.

Kim bu?

Parmağıma dolanan parmaklarla yerimde zıpladım.

"Günaydın~"

Kapı sesleri yavaşladı, bir kaç saniye sonraysa tamamen durdu.

Bu çok tuhaf. Elini bırakıp kapıya koştum. Açtığımda rutubetli havadaki dumandan başka bir şey yoktu.

Kafam karışmıştı. Gülümsemesi silinmiş suratına bakıyordum.

"O kim?"

Diye sordum dümdüz.

Niye konuşmuyor? Tırnaklarını eline batırıyor. Yanına geldim. Hala cevap bekliyordum.

"Kapın her gün böyle çalınıyor mu?"

Soruyu değiştirdim. Cevapsız kalan sorular beni çok bunaltır.

"Hayır."

"Kim bu o zama-"

"Aaa~~ Rikii!"

Tatlı sesini kullanarak sözümü kesiyordu ama şu an umrumda değil. İçimde kötü bir his var.

"Riki"

Hmlayarak cevapladım.

"Yemek yapmaya gidiyorum."

Sadece tamam dedim ve mutfağa doğru gitti. Yine sorumu cevaplamadan.

Odaya gittim uzanmak için. Telefonu elime aldım.
Yüzlerce cevapsız çağırı. Onlarla mesaj.

Umursamayacakken gözüme bir mesaj takıldı. Uygulamalarıma bakarken takip uygulaması olduğunu gördüm.

Çıktım odadan. Kapıyı açıp dumanın içine attım kendimi.

Tanıdık suratı gördüm.

Kolum sıkılınca çekiştirmeye başladım.

"Serseri! Sen kimsin eve gelmiyorsun? Tamamen bir hatasın. Yüz karasısın. Seni hakedecek ne yaptık? Dışarı adımını dahi atamazsın bundan sonra seni küçük-"

"BIRAK"

Bu cesaret nerden geliyordu bilmiyorum. Ama artık yetti.

"NE İSTİYORSUN?" Dedim ayağımı yere vura vura.

"Doğmayı ben istemedim. Bunu seçe bilseydim asla doğmazdım."

Yerde buldum kendimi. Kulağım yanıyor.
Bağırmamam gerekirdi.

Keşke döverek öldürse beni. Ama bilmek istediğim bir şey vardı.

"Sen miydin?.. Kapıyı çalan." dedim yutkunarak.

"Ne saçmalıyorsun? Neyse. Kalk gidiyoruz."

O değilse kim? Yine tutmaya çalıştı yakamdan.

"Gitmeyeceğim."

Fazla cesur konuşuyordum.

"Gitmiyor musun? Seni burda tutan ne görmek isterim." Dedi sırıtarak. Hayır bu olamazdı.

"Bana ne yaparsan yap oraya gidemezsin."

"Öyle m-"

"Polisi arayacağım. Yine iğrenç kokuyorsun."

"SENİ PİSLİK"

Darbelerine boyun eğmek zorundayım. Yine.

"Seni kendi ellerimle öldürmek istiyorum ama iğrenç kanınla ellerimi kirletmek istemiyorum. Kısa bir zamanda bunu kendin yapsan iyi edersin.. "

Arkamdaki eve baktı yeniden yüzündeki tiksindirici ifadeyle.

"Yoksa bana karşı gelme sebebine zarar vermekten çekinmem."

Elini yakamdan çekti ve gittikçe uzaklaştı.

Doğru. Ne diye yaşıyorum ki zaten.

"RİKİİ!! NERDESİN?"

Beni çağırmasıyla eve attım kendimi hemen. Mutfağa girip gülümsemeye çalıştım. Becerdim mi?sanmam.

Yemeğimizi yedikten sonra tek kelime etmeden salon koltuğunda mesafeyle oturmuştuk. Yemek yediğimizden beri gözü bendeydi.

"Üşüdün mü? Soluk görünüyorsun."

Çok üşüyorum.

Kafamı salladım yavaşça.

Elini diğer tarafa uzatıp ince bir battaniye aldı. Yakınlaşıp ikimizi de içine aldı.

"Şimdi nasıl?~"

Çok güzel. Saçlarını öpüp kokladım. Gözlerini yummuştu.

"Sunoo.."

"Hm?"

"Ben.. seninle kalamam."

...

Run away | sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin