"iki; papatya tarlasına, yıldız ektin."
Çocuk gibiydin. Öylesine masum, öylesine temiz. Saf duygularla kendini ifade etmeye çalışıp, bana neden günlerce yanıma gelmediğini açıklarken, tam olarak küçük bir çocuğa benziyordun.
Bana, günlerce gelememenin sebebini, uyuya kalman olduğunu söyleyip, neden bu kadar çok uyuduğunu anlayamadığını anlatıyordun. Oysa ben senin neden bana gelemediğini çok iyi biliyordum.
Sonra ellerimi tuttun. Buz gibiydiler. Bana öyle derin, öyle güzel baktın ki; gözlerindeki yıldızların olmayışını dahi anlamadım.
"Seni o kadar çok özledim ki miniğim. Uyandığım gibi, uyuya kaldığım kıyafetlerimle birlikte, sana koştum hemen. Yüreğimde bir boşluk vardı hep, sana gelirken. Ama şimdi doldu o boşluk. Hissetmiyorum artık onu.."
Sen hiç bir şeyi hissetmiyordun ki artık zaten. Ondandı bu rahatlığım. O yüzdendi göz yaşlarımı akıtmalarım.
"Güzelim, ağlama lütfen. Geldim artık bak, burdayım."
Evet, dokunsam yok olacak kadar yakınımdaydın. Vardın ama, gerçekliğin sorgulanırdı. Umursamamak istedim. Senin gerçek olmayışını, gözlerindeki yıldızların artık parlamamasını umursamak istemedim.
Sen yanımda, baş ucumdaydın, hissediyordum. Ölüm kadar yakınımdaydın. Senden önce, ölümlerden nefret eden ben, senden sonra ölümlere aşık kalmıştım.
"Evet, burdasın. Seni o kadar çok özledim ki. Hep papatyalarımla sana sarıldım. Üzülme ama, çok ağladım. Göz yaşlarım, yüreğime aktı sicim gibi. Papatyalarım büyüdü sen yokken, sana daha iyi sarılabilmek, seni daha iyi koruyabilmek için. Onca sene geçti, her şey büyüdü, serpildi. Ama o gün, senin yirmi yedinde kaldığın gibi, ben de yirmi üçüme çakılı kaldım. Ne bir adım gerileyebildim, ne bir adım ilerledim. Senin sonunda, ben de her şeyi yitirdim. Zaman algım çürüdü, sensiz geçen saniyeler umrumda olmadığı için. Kulaklarım sağırlaştı, senin sesini duyamadığım için. Burnum koku alma yetisini kayıp etti, senin kokun kalmadığı için. Ağzım sustu kaldı, sana sesini duyuramadığı için. Gözlerim köreldi, senin gökyüzü gözlerine bakamadığı için. Derim hissizleşti, sana dokunamadığı için. Duyularımın hepsi seninle birlikte gitti. Bir yüreğim kaldı geriye, sensizlikten bitmiş bir vaziyette. Lakin, hiç bırakmadı, o yüreğimin tam orta yerini kaplayan yıldızı sarıp sarmalamayı. Görevini hakkı ile yerine getiren bir koruma gibi, çevreledi papatyalarım her bir yanını.."
Duraksadım bir süre. Gözlerine bakarak söylediğim bütün sözlere akıyordu yaşların. Belki elini uzatıp silmek istiyordun benim yaşlarımı. Fakat, yeniden gideceğinin bilincinde olduğun için, tekrardan beni yıkmak istemiyordun.
Üzerinden iki buçuk sene geçmişti lakin, sen aynı o günkü gibiydin. Üzerinde aynı kıyafetler, saçların aynı model, sakalların, bıyıkların aynı boyutta dururken. Düşüncelerimde boğulmaya başlamıştım.
"Senden geriye bir o kaldı. Beynimi de ele geçirdi. Yanlış anlama sakın, bundan şikayetçi değilim, asla da olmam. Yüreğimde sen, zihnimde senin gülümsemen olduktan sonra, hiç bir şeyden şikayet etmem."
O güzelim gülümsemen daha da büyüdü yüzünde. Biraz daha yaklaştın, ve iki kaşımın da tam orta yerinden öpüverdin hemen.
Derince soludun kokumu içine. Öyle güzeldi ki, tekrar gideceksin diye korkuma, hemen beline sarıldım. Dudakların gerginleşti. Gülümsemen büyümüştü, hissettim. Sonra yavaşça ayrıldın. Bir an telaşa kapıldım. Her an gideceksin diye ölesiye korkuyordum.
Biraz uzaklaştın ve, nereden geldiğini bilmediğim bir papatya buketi çıkardın arkandan. Bana uzattın. Elime aldığımda, onlara odaklanmadan önce sana baktım, huzurla gülümsüyordun. Karşılık olarak, minnetle büyülttüm tebessümümü ben de.
Sonra papatyalara eğdim yüzümü. Bir an garip hissettim. Ben sevmezdim ki çiçeklerin kopartılıp, hayatlarının karartılmasını. Düşündüm biraz. Bu çiçekler seninle gelmişti. Çoktan ölmüş olmalıydılar zaten. Ölüler diyarından gelme bir armağan senden. Bütün rüyalarımı süsleyen.
Sana çıkardım bakışlarımı. Hayranca bakarken ben, sen, bu seferlik son kez derince gülümseyip, uzaklaştın benden.
✬✿✬
Benim gönlüm papatyaydı, sen yıldız oldun.
Kevser
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalarda Buluşuruz
ChickLitPapatya yıldıza aşık olur muydu? Peki ya, yıldız papatya için göklerden vazgeçer miydi? Yüreği dağlayan bir sevdaydı onlarınkisi. Ağlatır ama üzmez, huzur verir ama güldürmez, öldürür ama son bulmaz.. Yıldız, gökyüzünden koparsa yaşayamazdı. Papatya...