168 29 304
                                    

Tek ortam üç kişi, bir görünmeyen gizemli.

Kadın kardeşini kolları arasına almış sakinleştiriyor. Kolları arasındaki hıçkırıklara boğulan kız biraz olsun sakinleşmişti. Şimdi nefesleri çekiyor ve hıçkırıyordu. Ağlaması kesilmişti, sessizce ablasının koluna sarılmış nefeslerini düzeltiyordu. Gözleri boşluğa bakıyor, gerçi o hiçbir zaman odağa bakamadı ki. Görse bakar ama görmüyor. Acıtanda bu.

Emily korkudan ne yapması gerektiğini bilmiyor lisayı orada deli gibi aylayıp her saniye hıçkırarak görünce eli ayağına dolaştı, kapıyı kapatmayı unuttu çantasını başka bir yere atmıştı. Deli gibi titreyen kardeşini sarmalamış sakinleştirmeye çalışıyor.

Kendini geri çekti ve ellerini yüzüne koydu "sakin ol ablacım, bebeğim sakin ol" diyordu azıcık daha sakinleşmesini sağlıyordu. Lalisa artık susmuş burnunu çekerken korkudan şok geçiriyor.

Emily onu ayağa kaldırdı, bacakları bile tutmuyor kızın. Daire kapısını kapatmış ve Lisa'yı odasına götürmüştü. Adımlarını yavaş atıyor ve Lalisa'yı resmen kucağında taşıyor. Lalisa ablasının koluna girmiş, boşluğa bakarken ne yaşadığının farkında değil. Kaç saattir ağlama krizlerine girmiş, uyuklamış uyandığında da hala karanlık ve sessizlik onu delirtme noktasına getirmiş tek çareyi ağlamada bulmuştu.

Ama ağladıkça daha çok korkmuştu. Hâla titiriyor, kendini konrtol edemiyor. Ablası'nın sesini duyduğunda güvende hissetmiş ve rahatlamıştı. Şuan ses bile çıkarmıyor. Ablası'nın kolları ile yatağa yatırıldığı an mızmızlandı. "A-abla gitme" dedi.

Elleri ile kolunu tutmaya çalıştı ama göremiyorki elinden kaçacak birdaha gidecek diye deliriyor. Dudakları titremeye başladı, hızla elleri ile ablasının kolunu arıyor diğer bir eliylede sıkıca yaka kısmını tutmuş.

Emily elini kardeşinin eline konumladı. Yanına yattı. Yorganı üzerlerine çekti. Lalisa'nın 'sarıl' demesi ile kollarını beline doladı ve sıkıca sarıldı. Kardeşi kollarında uykuya dalarken onu izledi.

Nefesini bile narin çekiyordu, herkesin bok ettiği havayı incitmekten korkuyordu. Bu kadar narin bir kız'ın bugün bunları yaşaması içimizi mahvediyor. Kırılan kalp seslerini duyuyorum.

Lisa iyice mayışıyor ve uyku alemine kayıyor. Biliyormusunuz Lisa rüya göremiyor. Sadece karanlık, ama hayal edebiliyor. Ablasının büyüklüğünü bilmiyor, ama kokusunu biliyor. Koku duyusu öyle iyiki herkesi tanır.

Lalisa'nın körlük başlangıcı. İlk başta bulanık daha sonra kararmalar ve en sonda sadece karanlık. 10 yaşında görme engeli. Göz damarları ve sinirler ile var olan bu körlük doktor tarafından imkansız denildi. Ama kesin birşey yok.

Emily kardeşini çok seviyor, işte o zaman anladı değerini. Hayatımda tek o var ve o annemle babamın emaneti dedi ve kardeşine kol kanat gerdi.

Şöyle bir geçmişe gidiyor. Ergenlik zamanları, lalisa'nın körlüğü artmış tedavi için para lazım ama yok. Okula gidiyor bir yandan da kardeşine bakıyor. Babannesi be Dedesi onları bakmakla yükleri artmıştı. Hazır gelini ve oğulu için hüzünlülerken iki kızın sorumluluğu da ağır olmuştu. Lalisa'nın görme yetisi ise iyice zorlaştırmıştı.

Okula gidiyordu Lisa, ama okulda sadece okuma ve yazma öğreniyordu. Resim kartonuna benzer kağıtlar üzerine kabartılmış noktalardan oluşan yazı, görme engelliler tarafından parmak uçlarıyla okunmaktadır. Altı nokta sisteminden oluşan bu yazıya " Braille yazı" denilmektedir.

Yazmayı, okumayı çok uzun bir sürede öğrenmişti. Zaten bu durum onu mahvetmiş ve yormuşken hiçbirşey yapmak istemiyor ve okulu aksatıyordu. Tabikide ablası bunu disiplinli bir şekilde takip ettiğinden zorunlu kalıyordu. 15 yaşlarında okuma ve yazmayı tam öğrenmiş ve sürekli bunları tekrar için okulda etkinliklere gidiyordu. Ablasına artık gitmeye gerek kalmadığını söylüyor ama yine reddediliyordu.

Ama en sonunda emily dedesinin çok yük aldığını ve lisa'nın okuluna da para verdiği düşüncelere girdiğinde Lalisa için okul 17 yaşında bitmişti.

Lalisa 17 yaşındayken Emily üniversiteye gidiyordu. Daha sonra stajlar başladı onun yanında işe gidiyordu. Yanına birimkimler yapımış 5-6 ay'a kadar büyük başarılı bir şirkette işe başlamıştı. Daha sonra seul'de kendilerine ev tutmuştu.

Tasarım reklamı yapıyordu. Ve bundan memnundu. Hayatları güzelce ilerlerken arkadaşı ile ortak açtığı pastaneyide ilerletiyordu. Jennie ile güzel bir arkadaşlığı vardı. Üniversitede güzel bir bağ yakalamışlardı.

Güzel bir fikir ortaya çıkmış ve kendileri gerekli maddi paylarını vermiş pastanlerinde güzel bir gelir elde etmişlerdi. Jennie şimdi kendini başka üniversite için sınava hazırlarken seul'den gitmişti. Emily için bu biraz yoğun aylar geçirmesine sebebiyet olmuştu ama mutluydu.

Telefona bağlı kalmaktansa hayatında yoğun olması çok da ağır gelmiyordu. Hayat böyle devam ediyordu.

Emily bunların hepsini başarmıştı, zorluklara rağmen. Ama siz birde ona sorun. Ne çektiklerini, uykusuz günlerini, aşk ve kariyer arasında kalıp kimseden fikir alamaması, kendi içine kapanması, kimsenin çokta umrunda olunmadığını bilmek nedir yaşanmadan bilinmez.

Lalisa koluna koğala gibi sarılmış bırakmıyor.
Öyle tatlı uyuyorki minnoş yanaklarını ısırmak geliyor içinden. Kardeşini bu hale getirmek istemezdi ama çok korkmuştu.

Eunwoo'nun evine gittiklerinde aklına gelenler ile utançla gülümsedi. Kollarını boynuna dolamış kız oğlanın dudaklarını çok seviyor. Eunwoo kızın bacağını yavaşca okşuyor ve dudaklarına değen dudakları parçalıyordu. Emily üzerindeki kıyefetin içine sızan eller ile kızarmaya başladı.

Oğlan ellerini kazağın içinden sütyenine götürmüş ve kopçasını tekte açmıştı. Buna bir marifetmiş gibi gülmüştü birde. Emily ona çoktan yenilmişken bu akışa kendini kaptırmadı ve oğlanı durdurup akışı bozdu.

Eunwoo sabırsızca geri çekilmiş ve kıza trip atmıştı. Şimdi asıl sorular sorulacaktı. O adamlar kimdi, neden eunwoo'yu kaçırmışlardı ve emily'yi nerden tanıyorlardı.

"Bir anda oldu, yolda yürüyorum bir anda ağzımı kapattılar, gözüme bandaj takıp depoya getirdiler. Sandalyeye bağladılar telefonu açtırdılar ve ortadan kayboldular." Dedi. Eunwoo'nun telefonları o adamdaydı. Kimdi bu adam?

Eunwoo arkadaşına yarın uğrayıp telefon alacaktı. Başka çare yok.

Uzun süre bu konu hakkında konuşmuşlardı sonuç olarak bir şey yoktu. Bu adamlar neyin nesiydi bilmiyordu ikiside. Sonra emily evine doğru taksiyle gelmiş ve şimdi kardeşi ile güzel bir uykuya yelken açmıştı.

Biraz ilerleyen saatler sonra gözlerini açan kız, Kardeşini uyandırmadan yataktan kalkmış kendine bir kahve hazırlayıp balkona çıkmıştı.

AAAAAYYY BAKINN NE YAPTIMM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AAAAAYYY BAKINN NE YAPTIMM.

BU bölüm kısaydı ama olsun olsun. Ben üzerime düşeni yaptım şimdi sizdeee. Kendinizi sevin, önceliğinizi kendinize verin. Sizleri çok öptüm perilerimmm.

Nasıldııııı??

beğendiniz mi?

ÇOK SEVİYORUM BEN PERİLERİMİ😘 ÖPÜYORUM SİZİ🥺 bebeler sizi

Hoşçakalın

-vera☀️

flowers smelling blood ★ lizkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin