1 kasım, 2023
Küçük kız büyüdü, görmesede büyüyebildi. Başardı ve başarmaya devam ediyor. İçinde öyle güzel bir heyecan varki sabahtan kalkmış etrafta dört dönüyor. Arada duvarlara yada eşyalara çarpıp kendi haline gülüyor.
Sabırsız, neden mi?
Bugün Lalisamızın Doğum Günüü!! İyiki doğmuş, iyiki bizimle güzel kızımız. Doğum günü pastasını ablası hazırlarken Lalisa yeni yaşı için cıvıl cıvıl. Ohh mis gibi gün. En sonunda yatağının üzerine ablasının yardımı ile oturmuş ve yüzünde ki gülümseme ile duruyordu. Bacaklarını bağdaş yapmış, ellerini ayaklarına koymuş sallanıyor ve ağzından garip sesler çıkarıyor.
"Laalla yubbi di putt ri" diye küçük hareketlerle dans ediyor. Ablası mutfakta pastasını hazırlıyor ve akşam babannesi ve dedesi gelecek. Pastasını üfleyip, dilek dileyecek. Ve dileyeceği dilek gözlerinin bu karanlığa veda etmesi...
Pasta dolaba konulmuş, şimdi doğum günü için ev süslenecek. Lalisa'nın doğum günü dışında Emily kendini es geçiyordu. Böyle şeyler onu boğuyordu. Ama Lalisa çok seviyordu ve kardeşinin heyecanı onuda heyecanlandırıyordu. Evde süs yok, duvarda yazılacak bir 'Hapyy brithday' yazılı süs yok. Balon yok, konfeti yok bu nasıl bir doğum günü böyle.
Emily kardeşi göremesede, süs var dese Lalisa inanır, inanmak zorunda. Göremiyorki. Emily evi baştan sona süsledim derse ama süslemese Lalisa çocuk gibi mutlu olur ve ona inanmak zorunda kalırdı. Kör olmasaydı.
Onun için Kardeşi görsün görmesin evi baştan sona kadar süsleyecekti. Kendi odasına gidip, şort ve tshirt geçirdi üzerine. Makyaj yok, sadelik ve duruluk. Lalisa'nın odasına girdiğinde kendi kendine doğum günü şarkısı söyleyen, yatakta sırt üstü yatmış ayaklarını havaya sallayan kız ile yüzüne çok güzel bir gülümseme geldi. Kıkırdadı ve onu azıcık izledi.
Lisa kendi sesinden açılan kapı sesini duyamamıştı. Ablası en sonunda onun doğum günü şarkısına eşlik etmiş ve yatağa üzerine eğilmişti. Lalisa şaşkınca ablasına sarılmış, "sen ne zaman gelidinn?" demişti. Emily onun bu sorusunu cevaplamamış ve yüzünü Lalisa'nın boynuna gömmüş. Arada öpücük bırakıyor ve üflüyordu. Lalisa huylanıyordu ve kıkırdamaya başlamıştı.
Kendilerine sarılmış gülerken Emily kardeşinden ayrılmış yataktan kalkarken onuda kaldırıyordu. Lisa'nın sormasına izin vermeden açıklamıştı. "Dışarı çıkıyoruz, süs alacağız" dedi.
Lalisa şaşırmış numarası yaptı. "ne süsü" dedi. Anlamamazlığa yatıyordu. Ablasına doğum günü olduğunu bilmiyormuş gibi davranıyordu oysaki emily onun bildiğini biliyordu. Süpriz istiyordu ve kardeşinin hevesini kırmak istemiyordu.Lalisa ise alttan alttan gülerken ayaklarını yere değdirip ayağa kalktı. Dengesi sağlayamamış geri yatağa düşmüştü. Emily ise ona gardırobundan kıyafet çıkarıyordu. Seçtiği elbise ile dolabın kapağını kapattı. Lalisa ablasının hangi kıyafetini seçtiğini göremediği için ablası ona bu tarz anlatıyordu;
"Lalisa'nın gardırobu bügünnnn kuğu oluyoruz. Beyaz, tatlış elbisemizle alışverişşş!!" diyerek Lalisa'nın duydukları ile büyülenmesini izliyordu.
Elifin gardırobu, ahh hayır. Lalisa'nın gardırobu o bir kere. Normalde Lalisa'nın güneş dolabıydı elif ondan çalmıştı. Saçlarıda çakma sarıydı zaten. Hıh.
Emily elbiseyi askısından çıkarıp yatağa attı ve birkaç takı seçti Lalisa'ya, papatyalı küpeler ve ince zincir kolye yanağına sürdüğü allık ve lipglosu. Elbisesi üzerine tam oturmuştu ve çok güzel duruyordu. Lalisa'nın elini tutup sporlarını giydirdi. Kendi ise sandalet geçirdi ayağına. Çantasına cüzdanı, anahtarı ve telefonunu koyup Peçete, ıslak mendil ve dezenfektanını koymayı da es geçmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flowers smelling blood ★ lizkook
FanfictionDışarıdan baksan muhteşem, içine baksan harika, kişilerine baksan iğrenç olan bu dünyada görme yetisini kaybeden Lalisa ve bir anda hayatının ortasına düşen Jungkook.