1.

658 37 36
                                    

◇-BSD FanFic/Angst.-◇
"Bak, yıldızlar. Yıldızlara bak. Onlara bakınca ne görüyorsun?"
"...Onu görüyorum.." Dedi, kahverenkli saçlı genç adam.
"Kimi?"
"Onu."
--------‐-----------
Yokohama'da yine sıradan bir gündü. Sabah olmuştu, gözlerimi açtım ve yine aynı şeyler.

Uyanır uyanmaz ilk gördüğüm şey, yine o bembeyaz, hafif krem tonuna kaçan tavan. Bir süre tavanla bakıştım her zamanki gibi, daha sonra kalkıp aynaya baktım.

Vay vay, yine ben. Evet, yine ben. Mutlu muyum? Bilmem. üzgün müyüm? Bilmiyorum. Evet ben, Dazai Osamu; Duygusuz bir hayalet. Yok yok, Hayalet de değil. Varlık? Aynen öyle, Duygusuz bir Varlık.

Bir insan duygusuz olabiliyor mu diye sorduğunuzu hissedebiliyorum, ama yanılıyorsunuz. Yanıldığınız bir nokta var. Ben bir insan değilim ki? Ya da öyle miyim? Bilmem. Ama kararsız bir piç olduğum kesin.

Saçlarım çok dağınıktı, sersem bir şekilde kafamı kaşıdım. hala uykulu olduğumu hissediyordum.

Aynada kendime bakıyorum. Kendimi görüyorum. Ama gördüğüm tek şey kendim değil. Acınasılığım, iğrenç kişiliğim de var. Yüzüme yansımışlar resmen. İğrenç. yüzüme baktıkça kusasım geliyor. Her neyse, kimin umurunda ki? Değil tabiki, ben mükemmelim. birinin umurunda olması da benim pek umurumda değil zaten. Ne garip bir cümle oldu ama, değil mi? Haha. Hadi o zaman üstümüzü değiştirip işimize gidelim, dedim kendi kendime mutlu bir insan tavrı takınarak. Her zamanki beyaz gömleğimi ve üstüme de koyu grimsi ceketimi giydim. boynuma opal taşını taktım. O taşa baktıkça Odasaku'yu hatırlıyorum.. Ah evet. Bunu Chuuya vermişti Odasaku'nun ölümünden kısa bir süre sonra. Bu taşa baktıkça Odasaku'yu hatırlamamın nedeni onun doğum gününe özel bir taş olmasıydı, (araştırabilirsiniz.) Her neyse.

Aynaya bakarak saçlarımı ellerimle tarayıp düzelttim ve ten rengimsi trençkotumu (?) Giydim. Son bir kez aynadan kendime baktım, daha sonra odama. Çok dağınıktı. Her tarafta içki şişeleri ve bardaklar vardı, ve tabi bir yer yatağı. Bu kadar dağınık olması umurumda değildi, nasıl olsa bir zorluk çıkartmıyordu ki bana. Kendi kendime gülümsedim sebepsizce, daha sonra dışarıya çıkmak için kapıya doğru yöneldim.

═══════ ≪ °❈° ≫ ════════

Evden çıkmıştım ve bir sokakta dümdüz Dedektiflik Ajansına doğru ilerliyordum. Kafamı kaldırıp gökyüzüne doğru baktım. Ah, ne hoş değil mi? Masmavi. Bulutlar da çok güzel, bembeyaz, bir pamuk şekeri anımsatıyor.

Ah, pamuk şeker... pamuk şeker diyince aklıma Odasaku ile yaşadığım bir anı geldi şimdi bak. Liman mafyasında çalıştığım zamanlardı sanırım, o zamanlar 16 yaşlarımdaydım. Hava kararmıştı ve bende köprüde demirliklere yaslanmış sıkıcı bir şekilde manzaraya bakıyordum. Manzarayı pek hatırlamıyorum ama klasik bir şehir manzarası gibi birşeydi sanırım. Kısa bir süre sonra Odasaku gelmişti, omuzuma dokunup arkamı dönmemi sağlamıştı. Kafamı çevirdiğimde gördüğüm Odasaku'ya gülümseyerek neşeli bir şekilde baktım, "Odasaku~~! ^^ Nasılsınn?" Diye bağırdığımı hatırlıyorum.

Evet, o zamanlar gerçekten "Neşeli" kelimesinin anlamını biliyordum ve hissedebiliyordum, tabii o yanımda olduğu zamanlardı bunlar. Artık hiçbir duygu hissedemiyorum. Neden ki? Hiçbirşey de yapmamıştım oysaki, neden? Hepsi benim suçumdu belkide. Evet, hepsi benim suçumdu. Onun gitmesini engelleyebilseydim belkide şuan yaşıyor olacaktı. Ama yapmadım. Hepsi benim suçum. Hepsini hakettim. Ben bu iğrenç dünyada yaşayıp acı çekmeyi hakediyorum. Tanrı ölmemi istemiyor..

Ah, bunlara ne zaman geçtik biz ya? En son pamuk şekerden bahsediyordum oysaki. Özür dilerim, özür dilerim, hahaha!

Yürümeyi bırakmış ve gökyüzüne bakılı kalmış bir şekilde, düşüncelere kapılmış bir halde buldum bir anda kendimi. O da ne? Gözlerim yaşarmıştı sanki, kendime geldiğimde kafamı gökyüzünden yere doğru çevirmiştim. Yere bakıyordum yere birkaç damla düştü. Ağlıyor muydum? Çok komik, nasıl olur?? Kendimi tutamayıp bir kahkaha patlatıverdim. İnanılır gibi değil, değil mi?! Ben ve ağlamak. Hiç inanasım gelmiyor! Neyse neyse.

Gözlerimi iyice silip ellerimi ceplerime koydum ve yürümeye devam ettim.
Ah nerde kalmıştık? Ha evet. Odasaku benim için pamuk şeker almıştı işte ve bende onu zevkle yemiştim. Ama o zamanki mutluluğumu bir hayal edin, çok mutluydum. Odasaku bana pamukşeker almıştı, böyle bir seye kim mutlu olmaz ki!

Şimdi bir düşündüm de, çok aptalca, değil mi? Birisi sırf size bir pamuk şeker aldı diye sevinçten ölmek, çok saçma geliyor. Ama benim için hiç saçma değildi. Daha önce hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum..

Hadi, Hadi, bırakalım bu depresif ergen hallerimizi! Hayata daha büyük ve olumlu bir bakış açısı ile bakalım. Daha mutlu olalım. Peki nasıl başlayalım? Hmm, mesela gülümsemek ile başlayabiliriz! Daha sonra herkesi güldürmek için de saçma sapan şakalar yapabiliriz. Ahh.. hayır, hayır. Olmadı bak bu. Kim senin önemsiz ve komik olmayan şakalarını çekmek ister ki? Palyaço olmaktansa ölürüm daha iyi! Yanılıyorsunuz. Üzgünlüğünüzü ve sessizliğinizi asla dışarı göstermeyin. Neden mi? Çünkü insanlar öyle iğrenç varlıklar ki ellerine ufak bir fırsat geçse o fırsatı sizinle alay etmek için kullanacaklar. Ay, unutuyordum! Bu benim! Kendimi kötü biri olarak mı gösterdim ben? Hahaha! Öyleyim! Doğrudur. İnsanlarla alay etmek çok zevkli, hiç durmadan birisinin boyuyla veya hareketleriyle dalga geçesim geliyor!

..

Ne saçmalıyorum ben?.. ahh kendim olmayı öğrenmem lazım. Her dakika kişiliğim değişiyor sanki. Haydi bunları boşverip işimize odaklanalım. En son ben ne için dışarı çıkmıştım? İşe gitmek için, evveeet! Haydi o zaman işimize gidelimm~

═══════ ≪ °❈° ≫ ════════

En sonunda Dedektiflik Ajansına gelebilmiştim, A.D.A ajansının olduğu binanın önünde durmuş binaya doğru bakıyordum.

Ahh sonunda! Gerçekten, iki saattir buraya gelmek için yürüyorum. Niye bu kadar uzun sürdü acaba? Normalde daha kısa sürede varırdım. Kapıya doğru yürüdüm ve kulpunu tuttum.

Hadi bakalım, başlasın o zaman bizim tiyatro.

═══════ ≪ °❈° ≫ ════════
~Devam edecek...

SELAAAMM! Öhöm ilk öncelikle, bu yazdığım ilk Angst tarzı bir kitap bu yüzden lütfen hatalarım oldu ise özür dilerim.. keyifli okumalar dilerim. ^^

Ve şunu belirtmek istiyorum, Odasaku ve Dazai'yi shiplemiyorum onları sadece Yakın Arkadaş, Abi kardeş veya Baba oğul tarzı bir ilişkileri var diye hayal ediyorum. Yani bu kitapta da öyle. Hiç bir shipe değinmedim hoşuma gitmiyor diye. Herneyse ne çok boş yaptım bee, iyi günler dilerimm, oylamayı unutmayın lütfen

┊ ˚➶ 。˚𝖣𝖺𝗓𝖺𝗂 𝖮𝗌𝖺𝗆𝗎 𝖠𝗇𝗀𝗌𝗍˚ · • . ° .Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin