Minho'nun yüzünde pis bi sırıtış vardı, ayakkabılarını çıkarttı bana bakınarak. Telaştan ne yapsam bilemediğim için olduğum yerde durdum öylece, elim ayağım titriyordu. el ayağı geç, dudaklarım öyle titriyordu ki, konuşsam kekelemekten ne dediğimi anlayamazlardı.
Hyung ise kızgındı, suratından anlamıştım. gözlerim dolmuştu, Minho'yu aylar sonra yüzyüze ilk defa görmüştüm.
Haz etmiyordum ama Jisung'u sevdiğini düşünüyordum.
Minho içeri girdi, yavaş adımlarla bana yakaştı. başımı aşağı eğip gözlerimi yumdum, razı değildim ama çıt bile çıkaramıyordum.
Elini belimde gezdirmeye başladı, boşta olan eliyle çenemden tutup yüzümü onunkine yaklaştırdı, gözlerimi kısık açıp, ona bakındım.
Hyung içeriye girerken belimdeki elini kalçama götürdü. Alt kısmımı kendine yaklaştırdı, pantolonunun altından penisini hissediyordum, birbirlerine değiyorlardı, ne tepki versem bilmiyordum.
Hyung beni kurtardı onun ellerinden, içten bir of çekip kucağına aldı beni, ellerimi boynuna götürüp tırnakladım. Hyung, korkuyorum, dedim mırıltılı bir sesle kulağına.
Bana yardım etmeyecekti, beni kemeriyle boğan biri mi yardım edecekti bana?
Salona götürdü beni, sonra indirdi kucağından. Minho da peşimizden gelmişti. Hyung koltuğu açmıştı, yatak haline getirmişti.
Minho beni koltuğa doğru itti, bacaklarımı araladı, mavi çiçek desenli pijamamı çıkarmaya başladı. Hyung ise pantolonunu çıkarmıştı bile, altına baksır bile giymemişti.
Aslında evde olduğum için ben de baksır giymemiştim, açığa çıkan penisimle gülümsedi Minho.
Hyung yanıma geçip, dudağıma gömüldü, alt dudağımı ısırıyordu, ağzının içine inliyordum sessizce.
Minho penisimin ucuna öpücükler bırakıyordu, dilinin ucuyla yalamaya başladığında kedi gibi görünüyordu. kalçamı ikide bir sürtüyordum koltuğa, geri çekilmeye çalışıyordum.
Minho boşta olan eliyle pantolonunun içindeki penisini okşamaya başladı. Hyungsa elimi tutup, penisine götürmüştü. anlaşılan onu çekmemi istiyordu.
Nefesim kesilmişti, kısık sesle mızmızlanarak dile getirmiştim nefes alamadığımı. son olarak dilini dilime dokundurarak çekildi geriye, onunda benimde yüzüm kıpkırmızı olmuştu.
Minhoysa daha beterdi. Bana sakso çekerken çıkardığı sesler yükseltiyordu beni, rızam olmasa da bu o konuda iyiydi, beni ikna edebilirdi.
Arada sırada felix, diye inleyerek suratıma bakıyordu, göz göze geliyorduk, iyice kıstığı gözleri dolmuştu.
Hyung dizlerinin üstünde durup suratıma bakarak kendini çekmeye başladı, boşta olan elini yüzümde gezdirdi, orta parmağını ağzıma soktu, dilimin üzerinde gezdirip, bastırdı. dilimi çıkardım, bu bundan çok memnun olmuştu, başını geriye atıp inlemişti.
Minho yalayarak deliğime yerleşti, dilini içeriye doğru ittirdi, titrek sesimle inledim Minho, diye.
Yanaklarımı ayırıp, diliyle hallediyordu beni, kalçamı ileri geri sallayarak yardım ediyordum ona.
Hyung tuttu saçlarımdan, başımı kaldırdı, penisini dudaklarımda gezdirdi, dilimi çıkardım tekrardan. ucunu dilimde gezdirirken soktu penisini ağzıma. genizden bir inilti kopardı. sertçe saçlarımı kavradı, yavaşça gel git yaptırdı.
bir vakte kadar böyle devam ettik; odayı kaplayan inlemeler, vuruş sesleri, sıvılar, kırmızıya boyanmış suratlar...
ta ki yukarıdan gelen telefon sesiyle araladım gözlerimi, onlar hala devam etse de ben memnun değildim.
Ya jisung aradıysa...
hyunga bakındım, gözlerini kapatmıştı, elimi penisinden çektim ve bakındı bana, durdu bi an, bıraktı ağzımı becermeyi. başımı salınca geri çekildim ve derinden bir inleme kopardım, derin nefesler aldım ve kendime geldiğimde Telefonum çalıyor, dedim.
Benimki susunca Minho'nunki çaldı, Minho sesini kısıp devam etti işine telefonuna bakındım da...
Cidden Jisung arıyordu.
.
.
.
.
.
.
.
ARJDSLAR MRBBBBB
HAYALET OKUYUCU OLMAYIN ‼️ LTFN 🙁🙏🙏
200 OKUYUCUDAN NİYE 15 KİŞİ OY VERİYOR 😭😭😭🙄🙄
