Belkide dokunmak gerekliydi? Bölüm 3

16 3 1
                                    

Hayat bu insanlar bazen nedenler içinde kaybola biliyor ama şu sözü unutma"Nedenler içinde kaybolmuş bedenler,nedense hep kaybederler,,

Bu korumalarıyla gezen adam siyahların efendisi , kabuslarım olacağını nerden bile bilirdimki?
-Durun yapmayın diye haykırdım bir anda
-Bir daha kızları rahatsız edersen bitersin duydun mu?
-Ta tamam. kekeleyerek söylendi.
Bir anda oradan ayrıldı hiç birşey söyleyemedim teşekkür bile edemedim. Korkudan titriyordum. Korkuyordum baloya gitmek istemedim korktum. Ama Merti orada göre bilirdim. Teşekkür etmek zorundaydım.

Lavaboya yürürken arkamda bir kaç adam vardı bu onun adamlarıydı. Bana birşey olmuş mu olmamış mı diye baktırmak için gelmişdi. Ona mutlaka kısa zamanda teşekkür edicektim. Lavaboya girdim ve kalbimi sıktım. Buz gibi olmuş ellerimi göğsüme dayadım.
Belki sakinleşirim umuduyla. 

Lavabonun yanından sıkarak tutdum yüzümü yıkadım. Çok korkmuşdum buda atak geçireceğimin belirtisiydi. İşimi bitirdim ve sınıfa gitmek için çıktım. Sınıfım yakındı yürüyerek uzun kolidorda başım döne döne yürüdüm.Sınıfa koştum sınıfta pencerede durmuş dışarıyı izliyordu.

Bense nefes zor alıp veriyordum. Ona yaklaştım yakınlaşmak bile korkutucu ve cezbediydi teşekkür etmek istiyordum ama o bana bakmıyordu.  Yüzünü dönmeden sordu.
-İyimisin? Solgunsun.
-Şey ben atak geçiriyorum galiba korkudan. Şey ben... sözümü dememiş kendimden geçtim. Bayılmışdım ve titriyordum. Onun kollarında kendimi çok huzurlu hiss etdim.

Yüzüme vurarak kendime gelmemi sağladı. Ama titreyen ellerimi tutarak birşeyler söyledi.

Bu galiba atak geçirince söylenen sözlerdi.

Kendime geldiğimde baş ucumda uyuklamışdı. Yakından ne kadarda güzeldi. Yüzü hem korku dolu hem yaralı birini anlatıyordu sanki . Kolumdan serumu çıkarıb kolidora çıktım. Arkamdan birisi bana seslendi ve kolumu tutdu.
-Nereye ? Kendine gel iyi durumda değilsin.
-İyiyim ben. Bırakırmısın kolumu acıyor.
-Bırakırsam kaçarsın. Bayılmadan önce teşekkür ettin biliyorum. Önemli değil.
Beni nasılda iyi tanıyordu beni ilk defa gören biri? Sanki kalbimin içinde oturmuş, beni benden iyi biliyordu.
-Ben bir havaya çıkayım dedim ve çatı katına çıkmak için kolidorlarda yürüdüm. Okuldakiler bana bakıyorlardı. Bayılan kız diye lakab kazanmıştım. Ailemin suçları yüzünden atak kazanmıştı ve ben kaybetmiştim.

Rüzgar saçlarımı savuruyordu. Bende kolumu sıkıyordum acısını hafifletiyordu.Ve Mert bana yaklaştı sert ses tonuyla:
-Buyur koluna yapıştır mikrop kapmasın.
Nazikçe:
-Teşekkürler. Bu arada beni koruduğun için herşey için teşekkürler.
-Önemli değil.
-Sana birşey sora bilirmiyim?
-Cevaplanması kolaysa cevaplarım.
-Şey bu arada insanlar senden neden korkuyor? Ve sana benden başkası yaklaşa bilimiyor?Bu soru yüzünü değiştirdi iç çekti.
-Belkide yaklaşması zor biri olduğum içindir? Sende bana yaklaşmıyorsun sadece yardım etdim.
-Peki bunu herkese yaparmıydın?
-Hayır. Genelde hiçkimseyi yakınma almam çünki insanlar düşündüğümüz gibi değiller. Sonra insanlara güvenmemeyi seçersin,onlarsa değiştin sanarlar. Ve kırılırsın git gide, kaç yaşında olursan ol uyuyunca geçecekmiş gibi gelecek ama uyuyunca hiç birşey geçmeyecek. İnsanlar hiç zaman senin derdini anlamaz. Çünki kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz,gemini limana getirib getirmediğine bakar.

Bu sözler karşısında sustum kaldım. Onun bir yerlerinde kırılmış bir çocuk vardı. Öyle güzel konuştuki sabaha kadar dinlerdim onu. Ama onu çözecektim onu anlayacaktım bu onun bilmediği sözüm olsun. Söz söz yanında olacaktım herşeye rağmen. Bir anda sordum.
-Hiç arkadaşın ,aşık olduğun kız oldumu?
-Hayır. Aşka inanmam çünki ... sustu birden bire.
-Aşka inanmak gerek ama, aşk olmasaydı bu evrende hiç bir şeyi sevgi olmadan yapamayız. Aşık olmak üzülmeğide göze almalı bence. Doğru insanın ne zaman karşımıza çıkacağını bilemeyiz. Her an çıkabilir. Belkide şuan burada,bilemeyiz:)

Gözlerime bakmış dalmışdı, sanki o ve ben, yani biz hakkında konuşuyurmuşum gibi. Ve bir anda zil çaldı. İçimden:
-Allah kahr etsin ne güzel onun kahverengi toprağında boğuluyordum. İçimden bir ses "Alisa kendine gel sen hiç zaman aşık olmadın erkeklerle konuşmadın, ne olduda onun gözlerine bakarak ölmeyi diliyorsun?" Bana seslendi
-Hadi sınıfa git.
-Benimle gelmiyormusun?
-İlk defa bir kızla konuştum hemen ona yakın olmam bu yıllar sürer. Ve herkes benden korkuyor. Seni benle görürlerse senle uğraşırlar. Kendi cehennemime seni alet edemem.

Bana kalsa senin cehenneminde köz olurdum ama neyse bir anda söylendim.
-Ben herşeye hazırlıklıyım. Ama senin kararın saygı duyarım. Ne zaman ihtiyaç olsa burdayım herşey için teşekkürler.
-İhtiyacım olmaz. Gerek yok, ama eskisi gibi 2 yabancıyız.
-Tamam. Ama beni üzdü bu durum ona çok yakın olmak istedim. Olamazdım. Çünki ateş ve su gibiydik yaklaşırsak biterdik. Görüşürüz dedim sakince
-Görüşürüz belki. Söz veremem dedi ardından kalbim kırıldı. Gözüm yaşardı. Lavaboya ağlayarak koştum. Ağlamak elimde değildi sanki.

Neden böyle hiss ediyordum? Bilemedim o kadar ağladımki kıpkırmızıydım. Sınıfa gitmedim ve çatı katına döndüm yeniden.

Yerimize çıktım bu ilk defa biriyle konuştuğum yerdi. Hem ben ilk defa böyle garip hiss etdim. Ağlayarak çatı katına çıktım. Bi anda söylendim
- Kendimi öyle kaybedeyimki bir daha bulamayım. Ama sende bulayım kaybolmuş kendimi.

Kendime söz verdim seni dahada yakından tanıyacaktım. Sınıfa gitdim yeniden yol boyunca verdiği yara bandına sıkarak baktım. Sınıfa girdiğimde ders bitmişdi. Okul yebi bitmişdi ve uzaklaşmış olamaz. Okuldan çıkarken onu takib edicektim. Çantamı hemen koluma takarak paltomu giyindim. Koşarak arkasından gitdim. Telefonu elime alarak taksi çevirdim.

-Alo?
-Amca okulun karşısına gele bilirmisin ?
-Tamam kızım oralardaydım zaten kızımı okula bıraktım.
-Tamam ama çabuk.
-Tamam kızım.

Kendimi olduğunca sakladım. Beni görmemesi için okulun kenarında durdum. Ağaçların arasında saklanıyordum. Bir yere gözlerini dikti.

Taksici amca geldi arabaya binerek Mertin arabasını işaret ettim.
Takibdeydik yol garip bir mezarlıkta durdu. Ve garipsemiş halde ona baktım.

-Burası neresi ki? Burda napıyorki?
Arabadan inerek sessizce mezarlığın girişinde durdum.

Burası mezarlıktı. Hemde çok kişinin ölünce terk edildiği yerdi.
Koktum. Ve dizleri üstüne çöküb ağladığını gördüm. Ona sarılmak istedim koşarak ama yapamazdım. Konuşuyordu daha da yaklaşarak onu dinlemeye çalıştım.

-Anne, baba katilinizi bulucam. Beni çocukluktan yetim olmama sebeb olanları öldürücem. Bu size 5 yaşından beri sözümdü. Anne sizi öldürken beni sıkı tutmasalardı birşey yapardım ama güçsüzdüm.

Gözlerim yaşardı  kendimi sıkmaktan karnım acıdı. Onu öyle çaresiz görmek istemedim. 5 yaşında böyle trajedi yaşamışdı. Hiç adil değildi.

Bir anda kalktı ve

-Görüşürüz ailem. Bende yakında gelicem. Çok çekmez kimsem yok sadece siz varsınız dedi. Bir anda ben varım demek istedim. Ama çok üzüldüm koşarak ağlayarak hıçkırarak oradan uzaklaşdım. Mezarlıktan çıkarken düştüm. Çok kötü oldum. 1 saat sonra balo vardı. Ama gitmek istemedim ama şüpelenmesinide istemedim. Mecburen gidecektim. Eve koşarken mezarĺıktan beni bulmasınlar diye hemen beni bekleyen taksiye bindim.

Sahilde indim. Gözlerim yaşarmıştı ama şüpheleri çekmemek için ağlamadım.

Sahilde yürüdüm yavaşca nefesimi derin derin alarak.
Nefesimi tutdum yüzümü birden döndüğümde bana bakan Merti gördüm. Anlık korktum beni görüb takib etmişdiyse ne cevap vericektim.

Soğukkanlı durdum karşısında dikkat çekmemek için.

İnşAllah görmemiştir beni dedim sessizce. Ağladığımı görmesin diye yüzümü çevirdim beni görmesin diye koştum.

Arkamı dönüb, sen ölmeyeceksin yaşam sebebin olucam, ama yaşayacaksın dedim sessizce. Denize bakarak ^ bu deniz mavi ola bilir ama şeffaf dokunduğumuzda. Belkide bir dokunmak gerekiyordu?

Ağlamak yakışmadı bize. Ama hayat adil değildi kesinlikle...

3 cü bölüm sizlerle arkadaşlar. Belkide dokunmak gerekliydi ama habersizdik. Ve işlenen en kusursuz cinayet birinin yaşam sevincinin öldürülmesiydi.🔪 4 cü bölüm yakında sizlerle 🤍

Cehennem Ruhları 16+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin