İhanetin kıvılcımları Bölüm 9

9 2 0
                                    

Ölen birisini özlemek. Adeta ölmek istiyordum. Kolyeye bakarak ağlamaya başladım. Psikoloklar iyiye gitmediğimi söylüyorlardı. Benim iyileşmem için Mert lazımdı. O gitdi, ama bense kaldım. Bende o zaman ona gidecektim. Bir uçurumun kenarına doğru yol aldım. Ağlayarak içimi döktüm haykırarak;
-Mertim, sevgilim. Beni bıraktın,neden ama neden? Geri dönemeyecek bir yere gittin. Şimdi ben gelicem. Bekle beni sevgilim. Kendimi uçurumdan atarken,biri beni kucakladı ve beni oradan uzaklaştırdı. Yüzünde maske vardı.
-Bırakın ölmek istiyorum. Sevgilim beni bekliyor. Siz kimsiniz? Bırakın. Uçuruma koşarken beni bayıltdı. Gözlerimi evde açtım. Bu kimdi beni kurtaran? Yeniden oraya gitdim.

Onun Mert olmasından şüphe etdim. Ama onun öldüğünü biliyordum. Uçuruma geldiğimde, birisi arkamdan yakaladı.
-Bırakın beni nolur ya.
-Bırakamam. Bu Mertin sesiydi. Mertin kokusuydu sinirli konuşmasıydı.

O gerçek değil Alisa öldü Mert unut yaşadığını diyerek kendi kendime akıl sağlığımı korumak için konuştum.

Beni yere bırakıb koşarak uzaklaşdı. Bense onu takib ettim. Ama yok oldu sanki. Seslendim;
-Mert senmisin sevgilim? Yoksa gerimi döndün? Ölmemişmiydin sen? Ortaya çık nolur diz çökerek ağladım. Mert yok anla bunu dedim hıçkırarak. Mert gitdi,ama ben onsuz naparım? Geri dön. Nolursun geri dön. Sonra gözümü hastanede açtım. Kendimden geçmişim birisi beni bırakmış.

Kamera kayıtları olan odaya gittim. Kameralara baktım.
Birisinin arkası dönük fotolarını gördüm. Bu Mertdi. Mert yaşıyordu. Mert ölmedimi? Ama ya öldüyse? Odadan çıkarak evime gitdim. Bunu unutmak için evden dışarı çıkmadım.
3 yıl sonra.
Acım halada geçmemişti. Okulda son günümüzdü.

Acım dünki gibi taptazeydi. Sevgilim benim yüzümden ölmüştü. Kaç kez intihar edicekken beni arkadaşlarım durdurmuştu.
Belki onlar olmasaydı çok geç olucaktı benim için.

20 ci yaş günümdü. Ama doğum günü havasında değildim. Okuldan eve geldim. Okulda Mertin arabasını gördüm. Pencereden birisi buraya bakıyordu. Ama hiç kimseyi göremedim. Arkadaşımın düğünü vardı. Bana koşarak davetiye verdi.
-Gelmezsen darılırım. Kafanı dağıtırsın.
-Bakarız.
-Gel lütfen. Gelmezsen seni ısırırım.
-Tamam dedim gülerek.
Mert 3 yıl 6 aydı yoktu. Eve gitdim hazırlandım. Düğün salonuna geldim.

Düğün salonunda Mertin adamları vardı. Belki Mert burdaydı? Yoksa neden gelsinler. Lavaboya gitdim onları dinlemeye çalıştım. Adamlardan biri;
-Patron takipteyiz. İyi olucak. Ama siz bu gün karşısına çıkın çünki çok bitkin.
Ne patronmu? Mert yaşıyormuyduki? Sinirden gözüm doldu.Eğer yaşıyorsa bu zamana kadar beni neden beklettiki?

Adamları takib ettim. Her zamanki yerlerine gittiler. Beni fark etmediler bile. İçeriye daldım sessizce. Sonra adamlar beni çıkardılar yaka paça.
-Bırakın beni. Merti istiyorum o burda olsa beni sizlerin eline bırakmazdı.
-Mert bey öldü. Yaşamıyor. Sizi anlıyorum gözünüzün önünde öldü travmalarınız kaldı. Sözler beni yaralamaktan beter etdi. Günü günden kötümü geçerdimi günüm? Onsuz 3 yılım gitdi. Belkide şimdi çıkıb gelse biz birlikte evlilik hazırlıkları yapacaktık. Ama artık o yoktu hayatına bakmalıydın. Hayatım alt üst olmuştu hangi hayatdan bahsediyorsun? Eve gitdim ağlayarak uyumaya çalıştım. Kapı zili çaldı.
-Kim bu saatde? Kapıya baktım kimse yoktu. Sadece bir not vardı. Notta;
-Mert sana ihanet ediyor. Daha fazla yas tutma. İnanmıyorsan mezara bak. Gecenin bi yarısı mezaramı gidicektim? Aynen öyle. Giyinib evden çıktım. Mezarlığa yakınlaşarken korkuyordum. Titriyerek mezarlığa geldim kazmaya başladım. Mezarı açmağa başlayacakken arkamdan silah sesleri bağırışma duydum. Saklandım. Siyah giysili adamlar tam bir addım ötemdeydi. Adamlar gözümün önünde birisini öldürdüler. Korkumdan ağzımı sıktım bağırmamak için. Arka arkaya gitdim oradan uzaklaşmalıydım. Arkaya gitdikce birşeye bastım sesimi duydular oraya bakınca beni gördüler. Bana bakarak acımasızca;
-Öldürün bunu. Korkarak kaçmaya çalıştım silahl bana doğrultdular. Ağlayarak
-Yapmayın,korkumdan bayıldım.
Birisi beni kucağına aldı beni götürdü. Yürürken söylendi;
-Karşına çıkmak zorundaydım sevgilim.
Gözlerimi zar zor açarak Merti gördüm. Sinirle ayağa kalkıb ittirdim.
-Hayal görüyorum aklım benimle oynuyor. Oynama benimle o Mert değil Mert öldü. Anla artık diyerek yere çöküb ağladım. Mert bana
-Gerçeğim ben . Ölmedim ben. Herşeyi anlatıcam ama sakinleş sevgilim.
-Sevgilim deme bana. 3 yıl 6 aydır nerdeydin sen? Aklımı yitirdim. Delirdim ben. Ne diyerek karşıma çıktın sen benim hayatımı mahv etdin. Nefes alamadım sensiz. Sen beni mahv etdin. Oradan uzaklaşır uzaklaşmaz ona dönüb bağırmaya başladım.
-Sen Mert değilsin Mert olsan bile senden nefret ediyorum artık. Beni bi başıma bıraktın.
-Bırakmak zorundaydım. Benide anla. Herşeyi anlatıcam ama sakin ol.
-Ne sakin olması? Sen bana anlata bilirdin. Ben seni anlamaya çalışmak için uyumam ama sebeb olmalı afv etmem için.
-Hadi gel götürüyüm seni. İnat etme.
-Kendim giderim. Arkamı dönüb ağlayarak gidince taşa takılıb düşdüm. Mert kucağına alarak beni eve götürdü.
-Bırakırmısın beni kendim giderim.
-Kes sesini götürüyorum herhalde. Sinirden yüzüme bakmıyordu.
Eve gelir gelmez bana ilaç verdi. Sakinleştiriciydi galiba. Uyuya kaldım. Sabahın ışıkları yüzümü aydınlatıyordu. Mert uyuya kalmıştı. Ben buraydayım artık gitmiyicem. Ama beni bırakıb neden gitdin? Koskoca dünyada bıraktın ama. Meryin telefonu çaldı uyanmasın diye ben açtım. Telefonda isim olarak Leya yazılmıştı. Leya kimdi? Sinirle açtım.
-Alo?
-Aşkım napıyorsun?
-Aşkımmı?
-A pardon nişanlımı aramıştım. Müsait olunca beni arasın sekreter hanım. Telefon elimden düştü. Merte baktım. Ne nişanlısıydı bu? Ağlayarak yere çöktüm. Mert uyandı elimde telefonu görünce
-Noldu?
-Nişanlın aradı. Sen beni bırakıb nişanlandın mı?
-Herşeyi anlatıcam bildiğin gibi değil sevgilim.
-Ne sevgilisi ne ne? Nişanlısın. Bana ihanet ettin sen Mert. Defol evimden. Birdaha karşıma çıkma.
-Herşeyi anlatıcam.
-Anlatma herşey açık ortada. Mert bir daha bana yaklaşma. Çık git görmek istemiyorum seni.
Mert çıkarak
-Anlatıcam istesende istemesende. Kapıyı yüzüne çarparak. Diz çöküb ağladım çığlıkla.
-Allahım neden böyle oldu? Ne yaptım ben aşık olmaktan başka? Aptalsın aptalsın aptal. Mert kapıdan
-Ağlama sevgilim kötü olucaksın. Yapma bana bunu. Nolursun sana birşey olsa dayanamam.
-Sen beni yaktın. Üstümü giyinib evden çıktım Mert kolumu tutdu.
-Nolur bırakma beni. Gitme. Anlatmama izin ver.
-Neyi anlatıcaksın ihanetinimi ? Nasıl nişanlandığınımı? Bırak kolumu ve git sessizce. Uzaklaştım oradan. Bitmiştim resmen. Bir uçuruma geldim. Denize karşı haykırdım.
-Nasıl ya? Nasıl oldu bunlar? Neden ama neden? Şimdi evlenecek mutlu olucak bense ölücekmiydim? Artık öldüm ben diyerek kendimi denize attım. Yüzme bilmiyordum. Birisi denize atlayarak beni kucakladı. Ağlayarak haykırdım. Mertdi bu. Mertte ilk defa göz yaşı döküyordu.
-Gitme nolursun beni bununla sınama nolursun. Merti iterek koştum ıslanmış halde. Birisi bana yaklaşarak bi not bıraktı. Baktım ağlayarak;
-İhanet kıvılcımları. İhaneti afv etme sakın. Bitirme kendini. Daha bana lazımsın. Kimdiki bu? Hayatda hiç kimseye güvenmemeliydim. Çünki sonu hayal kırıklığı. Sevgide acı çekmektise bu ne zaman bitecektiki?


9 cu bölüm sizlerle. Hiç kimseye güvenmeyin. Çünki her zaman yalnızız. Bunu kalbimizin derinliğinden biliyoruz. Ama insan çok olan dünyada neden yalnızdı ki?

Cehennem Ruhları 16+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin